Mustafa Karakaş

Kendi çirkin ismi güzel haramlar!

13.07.2017 07:26:00 / Mustafa Karakaş

İslam dünyasının son üç yüz yıldır yaşadığı sefaletin nedenini yeterince tefekkür ediyor muyuz?

Bizi “biz” olmaktan çıkaran projenin zeminini göremeden çözüm üretelim söylemleri ne kadar sahici!

Biz henüz bize nereden saldırdıklarını çözememiş bir durumda iken bu taarruzu nasıl durduracağız!

Saldırıların kelimeler üzerinden Kültür emperyalizmi şeklinde gün geçtikçe hız kazandığını ve mevzi kaybettiğimizi ne zaman anlayacağız!

Adamlar kelimelerimizi ezdiler ki haberimiz bile yok

Çok iyi biliyorlar “Kelimelerini kaybeden bir toplumun geleceğinin olmayacağını”…

Bunu bildikleri için de bizi kelimelerimizden vuruyorlar. Sözcüklerimizin, “haram”ı hedef alan şiddetini seyreltiyorlar; “aslında haram o kadar da haram değildir”in alt yapısını oluşturuyorlar. Bilinçli bir akıl televizyon, medya ve diziler üzerinden toplumu dejenere ediyor.

Ne demek istediğimizi örneklendirelim!

Misal Kur`an`ın "Fuhuş" dediği rezaleti onlar "Aşk" diye pazarlıyorlar. Bilinçaltına zerk edilen cümle şu: ”filmdeki kadın fahişe değil; aşk yaşıyor

Muhterem okurdan özür dileyerek devam edeceğim. Zira bu meseleyi birilerinin yazması gerekiyor.

Toplumumuzun argoda  “K.rhane” dediği yerlere onlar “Genelev” diyorlar. Kavramsallaştırmaya bakar mısınız? “Genel Ev”; yani herkese açık, herkes uğrayabilir.

Bizim "Faiz" dediğimize onlar "Nema" yani fazlalık diyorlar. “Yok, Hacı amca Faiz değil, değil! Nema bu, nema!” deyip bir de hacı amcayı kandırma pozları yok mu?

Biz “Alkolik, Sarhoş” dedik; onlar “Kafası güzel”…

Biz "Kumar" dedik; onlar "Şans Oyunu"

Kelimelerin nasıl yumuşatıldığını; cilalandığını, parlatıldığını görüyorsunuz değil mi? Adam aslında alkolik değil; sarhoş değil kafasıgüzel!… Rezil bir fiiliyatın bu kadar güzel bir kelime ile zihinlere arz edilmesi fiilin çirkinliğinin zaman içerisinde göz ardı edilmesi sonucunu doğurmayacak mı sanıyorsunuz?

Bilinçaltına atılan zehirli filiz gibi yeşeriyor ve bilinç yüzeyine haram olarak geri dönüyor bu güzel adlandırmalar.

Devam edelim…

Biz kitap okunan(kıraat),sohbet edilen yerlere “Kıraathâne”; ya da kahve içilen yerler “kahvehane” dedik; onlar çayımızın, kahvemizin, kitabımızın bulunduğu masanın ortasına kumar kâğıtları döktüler ve mekâna “Kumarhane” adını verdiler.

Kavramsal operasyonda sadece haramın şiddetini düşürmüyorlar; helal ve İslami olan mekân ve kavramlar da operasyona maruz kalıyor.

Mesela ceddimiz “Abdesthane” diyordu.

Kavramın ihtişamına bakar mısınız?

Def-i hacet ettikten sonra abdest almalısın; çünkü burası “ABDESTHANE”

Bu güzelim kavramımızı “tuvalet”e çevirdiler ya da  “WC” dediler. Bizim kavramımızda baskın olan temizlenme iken bize kabul ettirilen kavramda baskın olan şey dışkı bırakmak.

Biz  “şifahane” yani şifa dağıtılan yer dedik; kavramı tedavi olma merkezli ele almışken bizim medeniyetimiz; onların süfli medeniyeti kavramı hastaların olduğu yer yani “hastane” şeklinde özetledi.

En başa dönelim “kelimelerini kaybeden bir toplumun geleceği yoktur”

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar