Türkiye İslamcıları, daha doğrusu Türkçü İslamcılar, imanlarını ırk sevdalarına kurban eden İslami faşist (natioislamist) din bezirganları, son yarım yüzyılın sosyolojik turnusol kağıdı olan Kürt coğrafyası gerçeklikleri karşısında, Türk solu kadar dahi kişilikli olmayan karakterleriyle, tarihe kaydedilme kalites(izliğ)indeki kaypak ve tutarsız çelişkileriyle, kardeşlik hukukunu Moğollardan barbar bir fütursuzlukta talan ederken ki arsızlıklarıyla, kendilerini ve birbirlerini kandırırken büründükleri kıvrak, dehşet Cengiz zekaları ve fakat Allah`ı kandırmaya çalışırken büründükleri (haksızlık karşısında susan)dilsiz üç maymun profilleriyle, İslami kardeşliğin en orijinal numuneleri olup, bir akademik tez konusu olarak gönüllerde baş tacı olmuşlardır…
Her daim boyun büktükleri ve icazet almadan bir adım atamadıkları NATO üyesi DEVLET babalarının emir ve teşvikiyle, ilk organizasyonlarından örgütlenmelerine ve beslendikleri hayat damarlarına kadar ABD ile iç içe geçmişler, uluslararası arenada her daim yaptıkları ABD taraftarlığı-yalakalığı ve uşaklığını ise (ABD ehlikitaptır, ehveni şerdir) nakaratıyla vicdanlarında helalleştirip, Makyavelist İslam`ın öncüsü olmuşlardır… Bağımsızlık ve özgür karekterlilik konularında üzerlerinde yapılacak bir çalışmada mercek kullanımı bile yetersiz kalıp mikroskopa ihtiyaç duyulurken, en basit fedakârlık ve cesaret hamlesiyle bile aşılabilecek engellerde dahi (parmaktan akacak iki damla kan değil hani alından akacak tek damla teri dahi feda edemeyecek) bağımlılık abidesidirler…
Her ne kadar dilleriyle bal ve tebessümleriyle şeker tadında olsalar da en bariz karakteristikleri her olayda ZEYTİNYAĞI gibi üste çıkmalarıdır… Irak`ta, hemen yanı başlarında, 180 bin Kürt Enfal katliamıyla katledilir, Halepçe`de bir günde 5000 sivil kadın ve çocuk Kürt, kimyasalla katledilir (ki katledilen Kürtler İslami karakterleri ön planda olan kapı komşuları ve kardeşleri! iken), sağır eden bir suskunlukla öğretmeninden aferin bekleyen uslu birer tosuncuk gibi (Kürt katliamlarının 1 numaralı müsebbibi ABD`nin) Pirinçlik-İncirlik-Kürecik tesisleri önünde itaatkâr ve Makyavelist nöbetlerine devam ederler, velakin asalak ve tembel karakterlerinden ötürü ABD tarafından hizmet akitleri kısmen feshedilip, arpalıklarına yeni ortaklar çıkınca, bir anda teneke sesi gibi sadece gürültüden ibaret olan ANTİEMPERYALİST çığırtkanlıkla da kendilerini pir-u pak ilan edip, üstlerine kuma gelenleri namussuzlukla suçlamaktadırlar. Kobani`ye yardıma giden peşmergenin elbisesindeki ABD bayrağını dillere pelesenk edip, sinekten yağ çıkarmaya da hakları yoktur. Peşmergeyi veya Barzan`iyi, emperyalistlere karşı duruşu net olan Müslüman bir Kürdün, gerçek anlamda solcu olup bedeller ödemiş olan bir Türk, Uganda`a özgürlük savaşı veren bir milis Afrikalı Vietnam`da acılar çeken bir kuzeyli vietkong eleştirme hakkına sahiptir(ABD büyük ŞEYTAN olduğu sürece –ki öyle- eleştirme en doğal haklarıdır), hakeza Avustralya Aborjinlerinden bir entelektüel de Irak Kürtlerini bu ilişkilerinden dolayı eleştirebilir velakin, geçmişi kara ve gelecekle ilgili niyetleri kapkara olan utangaç(ve beceriksiz) Türkçü İslamcıların, peşmergeleri 1 gramlık dahi olsa eleştirme hakları KESİNLİKLE yoktur. Öncelikle aynaya bakmaları gerekir.
Kürt kelimesinden hoşlanmazlar, kibarca yüz çevirir, sıvışmanın ayakla değil dille nasıl yapıldığının en muhteşem pratiğini sergilerler. En Protestan liberal tebessümleri dahi, Kürt kelimesini duyunca bir anda jansenist Katolik yüz rengine bürünüp, şefkat pınarı enginizasyon fişlemesine dönüşebilir. Seküler Kürtlerden çok Müslüman kimliğiyle tanınan Kürtlerden nefret ederler. Çünkü bölge Müslümanları onların sahip olduklarını iddia ettikleri cennet anahtarlarının, ahirete ait değil de bu dünyaya ait yalancı cennet anahtarı olduğunu deşifre eden turnusoldür. O yüzdendir ki katillerin şahı ve tedhişçi talankarlar olan Kemalist rejim ve PKK`den ziyade, özellikle bölge Müslümanlarına kin güder, yaşayamadıkları özgürlük ve bağımsızlık ukdesiyle girdabına düştükleri eziklik psikolojisinin müsebbibi olarak gördükleri bölge Müslümanlarını akla hayale gelebilecek her tür zarar-ziyan iftira ve karalamalar, (İrancı-harici-Kürtçü vs vs) kendi çırpındıkları çukura çekmeye çalışmaktadırlar. Yaşananların hepsine Allah şahittir, O yargılayacakların en güzeli ve en adaletlisidir.