Bilgi, insan yaşamında vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. İnsan yaşamı boyunca sürekli öğrenmeye programlanmış bir varlıktır. Çünkü insanın özü aslında budur. Araştırmak, öğrenmek, öğrendiği üzerine düşünmek, karşılaştırmak, merak etmek, sorgulamak gibi kavramlar insana has kılınmış ve diğer yaratılmışlardan ayıran belirgin özelliklerdir. Bilgiyi sorgulayan ve değerlendiren bir ruhla yaratılan insan ona göre hayat standartlarını sürekli geliştirir. Geçmişten günümüze insanoğlu rahat bir yaşam sürdürebilmek için emek sarf etmiş, çalışmalar yapmıştır. Yapımı zor işler için dahi bilgi çerçevesinde çözümler üretmiştir.
Geçmişte ezberlenerek bir sonraki nesle aktarılan bilgi, günümüzde yüksek kapasiteli bilgisayarlarda saklanarak muhafaza edilmektedir. Bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır. Bilgiyi elde etmek ya da bilgiye ulaşmak her geçen gün daha kolay bir hale gelmekle birlikte bilginin doğruluğu ve güvenirliği tartışılır hale gelmiştir. Herhangi bir bilgiye ulaşmak için arama motoruna sadece o bilgiyi anımsatacak bir kaç kelime yazmanız ve arama yapmanız yeterlidir. Listelenecek bilgiler içerisinde doğru bilginin yanı sıra aslı astarı olmayan, yalan yanlış bilgilerin listelenmesi olanak dahilindedir. Bu tür bilgiler internette “Bilgi kirliliği” oluşturur.
Gelişen teknolojiyle birlikte internette asılsız bilgilerin tamamı için kullanmaya başladığımız bir ifadedir “Bilgi kirliliği”. İnternette doğruluğu ve güvenirliği olmayan bilgiler özellikle sosyal medya platformlarında paylaşılarak önünü alamayacağımız bir bilgi kirliliğine sebebiyet vermektedir. Bir konu hakkında binlerce sayfalık bilgi bulmak mümkündür. Ancak bu bilgiler sağlam bir kaynak ile ilişkilendirilmez ise gerçekliğinden şüphe etmek zorundayız.
Dini konular internette en çok bilgi kirliliğine maruz kalan konulardandır. Kendisini dini konuda konuşabilir / yazabilir görenlerin birçoğunun dini eğitimi olmayan ve konuyu bilmeyen kişiler olduğu görülüyor. Farzın, vacibin, Hadisin, sünnettin, haramın, helalin ne olduğunu bilmeyenler bu konularda kendini alim zannedip rahatça paylaşımlar yapabiliyor. İnternette yanlış bilgi içeren paylaşımlar kitap okumayan, bilginin kaynağını araştırma gereği duymayan şimdiki nesli yanlış bilgilerle hayata hazırlıyor. Günümüzde hadisle ayeti birbirine karıştıranlar, sahabenin söylediği her şeyi hadis zannedenler ve bunları doğru bir bilgiymiş gibi sosyal mecrada paylaşanların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
Herkesin özgürce fikir ve düşüncelerini paylaştığı internette doğru bilgiyi bulmak için yapılması gereken en önemli şey kaynağını sorgulamaktır. Her paylaşılan, internette olan her bilginin doğru olmadığını bilmemiz gerekir. Bazen sosyal medyada paylaşılan bir bilgi, paylaşılan başka bir bilgi ile çürütülebiliyor. Özellikle fotomontaj dediğimiz teknik bir değişimle birçok bilgi değiştirilebiliyor, doğru bilgiymiş gibi gösterilebiliyor.
Arama motorlarında aranan her bilgi için doğru kelimeler seçilmeli ve güvendiğiniz kaynaklardan bilgiyi araştırmalısınız. Aksi takdirde kendinizi bir uzay boşluğunda hissetmeniz mümkün. Aradığınız bilgiden ziyade bir sürü yalan yanlış bilgiler içerisinde boğulabilirsiniz. Saatlerce bir siteden başka bir siteye dolanıp durmak zorunda kalabilirsiniz. Zamanınızı boşa harcamış olursunuz. İnternet sınırsız bir bilgi deposudur. Ancak internetteki bilgilerin hepsinin doğru olduğunu söyleyemeyiz.