Okullarda zorbalık

Bismihi Teâla

Öyle zorbalık demişken,

‘Kurum zorbalığı’,

‘Öğretmen zorbalığı’ anlaşılmasın.

Zorbalık alanına yeni zorbalıklar eklendi.

Akran zorbalığı, siber zorbalık!

Zorbalığı, dikta rejimlerin sıfatı diye bilirdik.

Hatta çok ilerlemişini “despot” diye bilirdik.

Okullardaki zorbalığın yaş dilimi aşağılara iniyor.

Sosyal medya körüklüyor,

Hem de ultra biçimde...

Çevrimiçi oyunlar başlı başına başat rol işlevini görüyor.

Yani siber zorbalık, akran zorbalığının şiddetini artırıyor.

Güvenli okul hepimizin ortak talebi…

Kurum amirlerinin, çalışanların okul güvenliğine ilişkin mesuliyetleri

Orta yerde dursun.

Ötede, beride öğrencinin eğitiminde ciddiyetten ödün verilemez...

Zorbalık öyle sinsi ki;

şiddete, istenmeyen vakıalara kadar ulaşabiliyor.

Ergenler arasında cinayetlere bile varabiliyor.

Bakanlık tehlike çanlarını duymuş olmalı ki,

Liselerde ‘siber zorbalık’ ve ‘akran zorbalığı’nı

disiplin işlemleri arasına aldı.

Çözüm olur mu?

Etki boyutu ne kadar olur?

Sınıf rehber öğretmenleri inisiyatif alacak mı?

Rehberlik servisleri, koordine etmede başarılı olacak mı?

Öncelikle bunların çözüme kavuşturulması gerekir.

Yalın anlatımla akran zorbalığına ilişkin psikoeğitim,

Önemli bir adım hatta bana göre geç bile kalınmış.

Farkındalık bir kereyle sınırlı tutulmamalı…

Zira yanan kor ateşi bir çisentiyle söndüremezsin.

Daimi ve elini ateşin altına tutarak

Pekala, yol alınabilir.

Öncelikle öğretmene yetki verilmeli,

Öğretmenin üzerindeki negatif baskıyı kaldıracaksın.

Açık anlatımla öğretmen, elinin güçlenmesini istiyor.

Doğrusu burada haksız da sayılmaz.

Zira öğretmenlerin “günah keçisi” konumuna girme gibi çekincesi var.

Olumsuza karşı disiplin bir silah olarak iş görür mü?

Yoksa ‘ikna etme’ mi etkili?

Belki de hüner Ziya Paşa’nın şu beytinde:

“Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir,

Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”

Toparlayacak olursak,

Bakanlığın, okul öncesinden liselere kadar uygulamayı başlattığı

Psikoeğitim uygulaması hikmetle, dikkatle işlemeli.

Bir mevsime değil tüm mevsimlere serpiştirerek ‘farkındalık’

oluşturulması elzemdir.

Zira

“Tabiat boşluk kabul etmez.”

Kalın sağlıcakla…