M.Medet Solmaz

Kudüs Namustur

20.05.2018 09:11:00 / M.Medet Solmaz

Bismihi Teâlâ

İslam ümmeti bir yandan Ramazan ayına kavuşmanın sürurunu yaşarken bir yandan da İşgalci İsrail Çetesi ve Emperyal ABD ikilisinin saldırılarıyla bir kez daha sarsıldı. Zaten şer güçler mukaddesatlarımıza olan hinliklerini, ümmet için seçilmiş zamanlarda kin ve nefretlerini kusarlar. Bunu bazen Cuma günlerinde, bazen bayram günlerinde bazen de Ramazan ayı gibi müşşeref zamanlarda… Bu hal islam düşmanlarının değişmeyen suiahlaklarıdır.

Mazlum Kudüs! Senden uzaklaşmışlığımızın halidir yaşanılan hal…Dünyaya dalmışlığımızın çehresidir zillete giden gidişat…Ey Kudüs bu yüke ram olamadık…Emanete sahip çıkamadık…ama bedenleri kopsa da bize güç, kuvvet olabilecek umudumuz var !!! Onlar medarı iftiharımız, onur kaynağımızdır… Onların varlığı namusumuza göz diken namussuzlara,kalleşlere en büyük siledir.Bu kimi zaman ancak tekerlekle yere basan bilge,şecaatli Şeyh Ahmet Yasin, kimi zaman İbrahim Ebu Süreyya ve kimi zaman Fadi Ebu Salah!..Peki, kimdir bu cihad eri? 2014 yılında işgalci İsrail`in hava saldırısında iki bacağını yitirip gazi mertebesine erişen  ve yakın zamanda direnişin ön saflarında muhteşem duruşuyla bizlere güç kuvvet,umut nişanesi olan vakurlu insan!.. Tankın yoktu fakat tekerlekli sandalye ile küfrün tanklarına karşı direnen yiğit insan!.. Mermin yoktu fakat elindeki sapanınla küfrün ciğerine varlığınla tehdit eden cihad eri!.. O ne muhteşem duruş… Son derece vakur, kudretli, onurlu… Mazlumsun ama zelil bir halden ırak… Siz, ey ümmetin izzetli evlatları! Dosta, düşmana iman varsa imkân da vardır hakikatini öğreten özgün şahsiyetlersiniz… Ya da üstadın deyimiyle ‘`Hakiki imanı elde eden kâinata meydana okuyabilir`` sözünün muhatabı.

Ey nefsim ve nefislerimiz! Ru-i Mahşerde Yüce Yaradan, o tekerlekli sandalyeli kullarını, diğer kullarına gösterip mazeretiniz ne idi? diye soracak olsa cevabımız ne olacak?! Bu resim gerçekten arlandırmıyor mu bizleri?!!

Bu gün teessüfle belirtelim ki bir avuç Siyonist çetenin maslahatı için şer güçler tam takım çalışmaktadır ve hiçbir sınır da tanımamaktadır. Gerçekten de Siyonist çete bu kadar cesur ve gözü pek mi? Ya da asıl gücün, kaynağı mı? Bir yandan halkı Müslüman olan ülkelerin yönetim erki olan piyon ve satılmış iradesizlerin varlığı,bir yandan islam coğrafyasının devlet yöneticilerinin Siyonist çete ve emperyal odaklarla olan anlaşmalarını gözden geçirmeyişleri ve bir yandan da ümmetin dağınık hali  bu korkak ve zayıf fıtratlı odakların iştahını kabartmaktadır.Yani mevcut halimiz onları bir adım öne itmektedir.Başka deyişle ümmetin hali hadisi şerifteki ‘`Vehn hastalığı``na  bulaşmış halden farklı değildir!!!

Karun Trump`ın yönetimiyle artık aleni bir şekilde İsrail`in güdümünde bir ABD söz konusudur. Şimdiye kadar belki bir şekilde ABD bu gayrı meşru veledi kamufle ediyordu. Artık gelinen süreç itibariyle yakın zamanda ABD başkan yardımcısı Mike Pence şu sözlerle bunu doğruluyor: ‘`İsrail`in değerleri ABD`nin değerleridir. İsrail davası ABD`nin davasıdır. İsrail`in kavgası ABD`nin kavgasıdır. Bütün bunlardan dolayı da ABD İsrail`in yanındadır.Çünkü yanlışın karşısında doğruya,kötünün karşısında iyiye, zulmün karşısında özgürlüğe inanıyoruz.`` Bu itiraflardan daha açık ve net bir açıklama olabilir mi? Zaten 23 yıldır alınan kararın-Kudüs`ün İşgalci İsrail`in başkenti ilan edip ABD`nin büyükelçiliğinin oraya taşınması- uygulamaya konulması bunun somut örneği değil midir? Çok merak ediyorum bu günlerde Türkiye`nin dönem başkanlığı yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde çıkan karar söylemden çok eyleme dönüşecek mi? İleri ki günlerde bunu net göreceğiz umarım…

Kısacası, kıyım devam etse de kıyam Filistin`in aziz evlatlarınca devam etmektedir. En son cereyan eden direnişte 60 can şehadete erişirken 3 bin civarında canın kanı toprağa düştü. Biz, Müslüman olduğumuzu iddia eden kimseler! En azından her ilimizde 3 bin kişiyi zulmü telin etmek için meydanlara döktük mü?!

Aç ve zelil olan işgalci Siyonistlerin mallarını ambargo ediyor muyuz? Zira sermayeye tapan lanetli kavme asırlar önce Hayber`de ashabın yaptığı gibi taptıkları dünyalıklarına ilişkin bir ağaç da olsa kökünden kazdık mı?

Uzun lafın kısası biz, Filistin için hep yas tuttuk fakat saf tutamadık… 

Sağlıcakla kalın

İlgili Haberler Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar