İnsanları ve toplulukları tekfir etmeyi meziyet haline getirmiş kişiler/gruplar tarih boyunca hep kaybetmişlerdir. Bundan sonraki süreçte de kaybedecek gibi görünüyorlar.
İşleri güçleri konuşmak ve haksız eleştiriler yapmak olan tekfirciler, Allah`ın kendilerine yüklemiş olduğu yükten fazlasını yüklenmeye kalkışınca o ağır yükün altında kalmaktadırlar. İslam dairesi dışında kalan milyarlarca insan varken illa da İman dairesi içerisindekileri bu dairenin dışına itmeye çalışmak akıl karı olmasa gerek.
Yıllardır Müslüman halkları eleştirmekten başka hiçbir işi olmayanlar, tekfiri kutsal bir görev gibi görmektedir. Bir araya geldiklerinde kardeşlerinin etini yemekten lezzet alanlar muhakkak ki bunun hesabını Allah (cc)`a vereceklerdir. Ümmetin halledilmesi gereken o kadar sorunu varken böyle bir fitneyi ümmetin arasına koyanlar bu ağır vebalin altından kalkamazlar.
Ümmetin içerisine katılmaya çalışılan bu hastalık bir batı projesidir. Ümmeti top yekun ortadan kaldıramayacaklarını bildikleri için ‘parçala yut` stratejisi ile ümmeti ortadan kaldırmak isteyenlerin tarihten beri uyguladığı bir tekniktir.
Peki, tekfir zihniyetine sahip olan kişilerin/grupların vasıfları nelerdir?
- Tekfir zihniyetine sahip olanlar dünyada muvahhitlerin sayısının çok az olduğunu iddia ederler. Genellikle kendilerinden başka herkesi tekfir ederler.
- Beslendikleri kaynakların dışındaki hiçbir kaynağı kabul etmezler.
- Tekfirin namaz ve oruç gibi farz olduğunu ve tekfirin her ortamda küfre giren kişinin yüzüne haykırılmasını savunurlar.
- Gençler arasında rekabet gören bu düşünceler genellikle sonraları pişmanlıkla neticelenir.
- Bu zihniyete sahip olanlar öncelikle en yakınlarını; anne- babalarını tekfirle işe başlarlar. (İslami davetin tam tersini yapıp onlara bir şeyler anlatmadan direkt onları tekfir ederler)
- Genellikle kulaktan duyma bilgilere sahip olup ne Kuran`ı Kerim`e ne de Sünnete tam anlamıyla hâkimdirler. Sadece kişileri tekfir etmek için Kuran`ın ve sünnetin kendi işlerine yarayan kısımlarına hâkimdirler.
- Zamanlarının tamamını ümmetin ihtilaf ettiği meseleleri bulup gündem yapmaya ayırırlar.
- İman-amel ilişkisinde sahip oldukları eksik bilgiler dolayısıyla büyük günah işleyen herkesi kâfir olarak ilan ederler.
- Üstad Bediüzzaman gibi asrın âlimine kâfir diyebilecek kadar kendi hadlerini aşan düşüncelere sahiptirler.
Burada onlara ait özellikleri çoğaltabiliriz. Fakat biz bu kadarını söylemekle yetinelim.
Bu tekfir fitnesi son zamanlarda özellikle geçler arasında yayılmakta ve olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Gençlerimizi bu fitneden uzak tutmak için özellikle akide ile ilgili kitapları okumalarını tavsiye etmeliyiz. Gençlerin akidevi konularda yeterli bilgi sahibi olmaları için elimizden gelen her türlü gayreti göstermeliyiz.
Allah (cc), ümmetin içerisine bilinçli/bilinçsiz nifak tohumları ekenleri ıslah etsin inşaAllah. Bizleri de bu nifak tohumlarından muhafaza etsin. Amin
Allah`a emanet olun. Dua ile wesselam..