Kudüs’ü nasıl kaybettik?
Birinci Dünya Savaşı’nda, Filistin cephesi komutanı bir Alman’dı, yardımcıları da ‘Arap çöllerinde ne işimiz var’ zihniyetindeki ittihatçı komutanlar Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy, Cemal Mersinli ve Mustafa Kemal’di. 67 bin kişilik İngiliz ordusunu beş ay önce yenen ordumuz, beş ay sonra kendinden çok daha az olan bir orduya yenilerek 42 günde Filistin, Ürdün ve Suriye’yi bu İngilizlere bırakarak kaçtılar. Hem de 57 bin esir bırakarak kaçtılar. Ancak Adana’da durabildiler. Ama sonra oraları da kaybettiler. Kazım Karabekir anılarında çok hazin bir şekilde bunları anlatmaktadır.
‘Arap çöllerinde ne işimiz var’ diyen bu komutanlar, acaba neden İngilizlerin burada ne işi var diye sormuyorlardı? Öyle ya, Arabistan bizim komşumuz, ama İngilizlerden fersah fersah uzak bir coğrafya. Bunların ne işi var burada demiyorlardı? Bizim ne işimiz var burada diyorlardı!
Tamam, Arap çöllerinden çekildik! Sonra ne oldu? Düşman tamam artık duralım yeter dedi mi? Hayır. Senin zaafını gördü ve seni kovalamaya başladı. Şam, Halep, Adana, Ankara ve İstanbul düştü. Demek neymiş ‘Arap çölleri’ deyip geçmeyeceksin. O çölleri aşan bir ordu artık durdurulamaz. Anadolu’nun kapılarına gelmiş dayanmış demektir.
Dolayısıyla bugün Kudüs’te mücadele eden mücahitler sadece Kudüs’ü değil, Kudüs’ün arkasındaki şehirleri savunan, taa İstanbul’a kadar olan cephenin ön cephesinde savaşan savaşçılarımızdırlar. Onlar sadece Kudüs’ü, Gazze’yi savunmuyorlar, Şam’ı, Haleb’i, Diyarbakır’ı, İstanbul’u savunuyorlar. Bunu böyle görmeyenler için, tarih bir daha acı acı tekerrür edecektir.
Bugün kıt akıllılar Diyarbakırlıya ne, niye Kudüs’ü savunuyor, Konya’ya, İstanbul’a ne Kudüs Kudüs diye bağırıyor demelerine bakmayın! Onlar ne dediklerinin ya farkında değil ya da düşman bunları iyice kandırmış. Yoksa tarih hiç de öyle demiyor.
Tarihte haçlılar bu toprakları nasıl ele geçirdiler? Tabi ki Avrupa’dan girerek Anadolu’da küçük küçük Hristiyan devletçikler kurarak bunu yaptılar. Ama bugün Anadolu’dan giremeyeceklerini bildikleri için en zayıf savunma hattımız olan Filistin’den girmeye çalışıyorlar. ABD Başkanı Joe Biden yıllar önce yaptığı konuşmada ‘eğer israil devleti kurulmasaydı biz yine de onun gibi bir devleti Ortadoğu’da çıkarlarımız için kurmak zorundaydık’ diye boşuna demiyordu.
Bugün Nil’den Fırat’a kadar olan topraklara gözünü dikmiş olanlar buzdağının sadece görünen kısmıdır. Bu Yahudilerin hayalidir. Ya Hristiyanların hayali nedir? Tabi ki Müslümanları yeryüzünden silmektir. Bütün ülkeleri esir almaktır. Kâbe’yi yıkmaktır. Bunu derin toplantılarda dile getirmekten çekinmiyorlar.
Dolayısıyla, bu ümmet coğrafyasında, bütün halkların kaderi birbirine bağlıdır. Kimse bana ne diyemez? Bunu diyen bastığı toprağı da kaybeder. Tarih bunu göstermiştir. Aynı gafleti gösterirsek, aynı durumu bir daha göreceğiz.
Nil’den Fırat’a kadar gelen bir siyonist israil, güneyden bizi sarmışken, kuzeyde Ermenistan, Rusya, batıda da haçlı Avrupası varken seni bu topraklarda bırakır mı sanırsın? Kürd’ün, Türk’ün, Acem’in durumu ne olur sence?
Ama ne yazık ki hala içimizde Kürd’ün, Türk’ün, Acem’in, Kudüs davasını anlayamayan, kendisini akıllı, vatanperver, milletperver sanan kıt akıllı insanlar var. Bize inanmıyorsanız bari tarihe inanın. Tarihe bakıp ondan ders ve ibret alın ki, siz de ibretlik olmayasınız. Ders alın ki tarih bir daha tekerrür etmesin.