Mehmet Yavuz

Gündeme Dair

19.07.2013 11:20:00 / Mehmet Yavuz
Mısır`da işler emperyalist devletler ve yerli uşakları aleyhine sarpa sarmaya başladı. Her şeyi hesabettiğini zanneden ve emperyalist baronlar için proje üreten "think-thank" çiler sanırım bir hususu göz ardı etmişler:
Milyonlarca insanın sabırlı ve kararlı direnişi ve şehadet aşkı...
 
Ülke geneline yayılan, hatta ülke sınırları dışına taşarak yeni bir intifadayı başlatmaya aday bu şanlı direniş, emperyal tezgahlarda pişirilen bütün hesapları alt üst etmişe benziyor.
 
Gerek AB`den ve gerekse ABD`den yapılan çağrılar ve başlatılan diplomatik girişimler,  bir korkuyu işaret ediyor. Bu korku, Ortadoğu diye tabir edilen İslam coğrafyasında böyle bir direniş geleneğinin başlaması korkusudur.
Tel Aviv ve Pentagon`daki hesaplar El-Adeviye Meydanı`na uymamış ve tuzak kurucular hedefledikleri sonuca ulaşmadan ilahi bir tuzağa yakalanmışlardır. 
 
Mecburiyet-i kat`iye olmadan meşru müdafaya dahi başvuracağını düşünmediğim İhvan yöneticilerinin, her türlü ajitasyona ve onca şehide rağmen metanetlerini muhafaza etmeleri takdire şayan gerçekten.
Bu vesile ile bu aziz ve mübarek günler hürmetine,  bu" Müslüman Kardeşlerimiz"in ayaklarını sabit kılmasını Cenab-ı Hak`tan niyaz ediyor, şehidlere de rahmet diliyorum.
 
Yeni Bir Alinasyon Süreci mi?    
Bir Kürdün Kürtçülük yapması, bir Türkün Türkçülük yapması ya da bir Arabın Arapçılık yapması, hiçbir şekilde tasvip etmesem de bir mantığa ve kendi içinde bir felsefeye dayanır.
 
İzahı olmayan ve tutarsızlık içeren ise, bir Kürdün ya da bir Arabın Türkçülük yapması ya da tersi durumdur.
Bu sağlıklı olmayan durumun sosyolojik, psikolojik ve değişik yönlerden analize muhtaç olduğu izahtan varestedir.
Normal şartlar altında, gadrine uğradığı ve kendisine yeni bir paradigmayı dikte ettirmeye çalışan Kemalizm`e karşı durup, bu minvalde pozisyon belirlemesi gereken toplumun değişik katmanlarının tam tersi bir duruş sergilemesi de yukarıdaki garabetle paralellik arz etmektedir.
 
"Köprüyü geçene kadar..." mantığına dayanan politik pragmatizmi bir kenara koyarsak etnik, dini ve mezhebi farklılığı yok sayılmış kesimlerin Kemalizm`e övgü yağdırması, özel bir toplum mühendisliğine kapı aralamak gibi psikolojik bir harekat değilse eğer, akıl ve iz`anla izah edilemez.
 
Kemalizm tarafından yok sayılmış Kürt halkının özgürlüğü için mücadele ettiğini iddia eden kimi zevatın, Atatürk`ün bu asrın en büyük dehalarından biri olduğu hakikatini(!) yüksek perdeden dile getirmiş olması, aslında bir anlayışın zihinsel kodlarını deşifre etmesi bakımından da önem arz etmektedir..
 
Birileri toplumsal ya da bireysel hafızalarımızla alay mı ediyor, yoksa bir halkı aline etmeyi hedefleyen bir proje mi yürütülüyor?
 
Siirt`teki Rezalet
Hemen belirteyim: Bu iğrençliği siyasi bir rant aracı yapıp bunun üzerinden bir partiyi yıpratmayı ahlaki bulmuyorum. Esasen HÜDA PAR Siirt il başkanlığının yaptığı açıklamada da, parti ismi zikredilmeden fail ve fiilin lanetlenmiş olması, "suçun şahsiliği" ilkesinin göz önünde bulundurulduğu anlamına gelmektedir.
 
Bu tür sapkınlıklara davetiye çıkaran zihniyetleri sorgulamak, elbette ilkeli olmaya engel değildir. Sözgelimi, "çocuk gelinler" yaftası ile meşru evliliklerin önüne geçilmesini amaçlayan projelerin savunuculuğunu yapanlar, bu olayı iyice analiz etmeli ve geleneklerine bağlı, dindar Kürt halkının inanç kodlarına uymayan Kemalizm eskisi projelerin Kürdistan`a uymayacağını artık anlamalıdırlar.
 
Ayrıca, Hürseda`dan Mehmet Çelik`in dile getirdiği şu hakikatli tespitleri de göz önünde bulundurmanın faydalı olacağı kanaatini taşıyorum:
"... Hem “xweşku-bıra kültürünü yayacaksın”, hem “em ne  namusa tu kesine” slogan ve pankartları ile kadınları sokağa salacaksın, yetmezmiş gibi sanat, kültür, festival adı altında her türlü ahlaksızlığı özendirici etkinlikler düzenleyeceksin, üstelik nikahlı evlilikleri “bir tür tecavüz” diye değerlendireceksin; ondan sonra da meydanlara çıkıp esip gürleyeceksin, tencere-tava, çanak-çömlek Allah ne verdiyse eline alarak gürültü eylemi yapacaksın. 
Bu tür durumların yaşanmaması için de Allah`ın “zinaya yaklaşmayın”  yani o ortamı oluşturmayın, o dairenin etrafında dolaşmayın emri mucibince, tepki koyan veya tedbir almak isteyen insanları da gerici, yobaz, tehlikeli insanlar ve sanat düşmanı diye yaftalayacaksın."
Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar