Dindar halkımız hangi hayırlı işi yaparsa yapsın rejimin sahipleri onları aşağılamayı ve ötekileştirmeyi kafaya koymuştur bir kere.
Elbette devlet gücü ile kıyaslanmaz ama “sivil toplum kuruluşu” olarak hayat bulan memleketin dindar damarı, tüm ağır meselelerde sahne almış ve büyük felaketlerin daha kolay atlatılmasında ciddi bir misyon üstlenmiştir. Normal zamanlarda kılcal damar muamelesi bile görmeyen bu ana akım zor zamanlarda atar ve toplar damar olmuştur halkımızın bedenine.
Çekin STK yeleklileri; devlet enkazın altında kalır gibiydi. 15 Temmuz’da belki yeleklerinizle değil ama gönüllerinizle meydana inmeseydiniz devlet darbenin altında kalırdı. Çekin şehitliğin ilmek ilmek işlendiği "dergahın” nemli odalarından yetişen gençliği; savaşın altında da ezilirdiniz. Savaşan asker olurdu ama ölüme koşanı asla… Çanakkale’den bu yana rejimin tüm arıza ve defolarına koşmuş bu dindar organizasyon ve sivil inisiyatif sistemin sakıncalı piyadesi olmaktan da kurtulamamıştır. Bir zamanlar Batı’da sivil toplumun çokluğuna ve gücüne özenen konforuna düşkün Batıcı kafalar, rahatı ahirete bırakan dindar halk bu misyonu üstlenince de için için bir kıskançlık içeren karalama çabasına giriyorlar.
Bu hayır kuruluşları 7 gün 24 saat zaten mahalle ve sokaktalar. Sistemin mağduru garip, yoksul, dul ve yetimin yardımına koşmayı ibadet sayarlar. İstisnaları hariç çoğunlukla da orta gelirliden alıp yoksula yol köprü olurlar. Depremde daha görünür oldular o kadar. Yani laik Batıcı sistemin tüm açıklarını on yıllardır kapatıyorlar. Ama sabah akşam sistemin sillesini yemekten de uslanmıyorlar doğrusu.
Ağır hasarlı binanın güçlendirilmiş kolonu gibidirler. Tüm yükü onlar taşır. Tamam çürük çarık birkaçı da yok değil ama siz “banyonun cafcaflı fayansları”, söyleyin bakim; sarsıntının hangi yükünü taşıdınız bugüne kadar. Pipolu hane sahiplerinin, enginden sıkılınca birkaç kuruşa değiştirilecek kadar tek kullanımlıksınız. Ancak kolonu keserlerse altında kalırlar pipolu laikler. Siz; bodrumda sıvasız boyasız taşıyıcı kolonların görüntüsünü aşağılayan binanın fayansı, parkesi, boyası, dolabı laik elitistler; sarsıntı zamanlarında hiçbir işe yaramadığınızı halkımız çıplak gözü ile bir kez daha görmüştür gayrı.
Ahilik gibi geleneği olan bu iyilik hareketleri rejimin kıskacından STK ile çıkış bulmuşlardır.
Çanakkale’de en büyük bedeli ödeyen; Kurtuluş Savaşını veren sonrasında da darağaçlarında sallandırılan; kıtlıkta ve yoklukta en kanaatkar kitleyi oluşturan; birazcık nefes alacak olsa Menderes ile birlikte hareket alanları dar ağacına asılan; 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta en ağır işkencelere ve aşağılık muamelelere tabi tutulan; doğuda ABD ve israil’in güdümündeki kimi örgütlerin ifsadına siper olup sonrasında örgüt ile birlikte rejimin hışmına uğrayan; 15 Temmuz Destanı’nın kahramanıyken sonrasında dışlanan; büyük deprem felaketinin enkazının başında 215 dernek ile ilk saatte sahne almışken, eminim yarın bir gün yine sakıncalı piyade muamelesi görecek olan siz dindar halkımızın özünden damıtılıp neşvünema bulmuş iyilik hareketleri; artık size yapılan bu haksızlığa karşı da topyekun sahne alıp cüretkarın cesaretini tamamen kırmanın zamanı gelmedi mi?