Adı bile ürkütücü geliyor. Bu banka işgalci israilde bulunuyor. İnsan organları ve derisi depolayıp özellikle askerlerin sözde yanık tedavisinde kullanıyor. Lakin şöyle bir sorun var: Yahudi inanışında yani Tevrat’ta Yahudilerin organ bağışlaması veya ölü de olsa derilerinin alınması haram, yani asla söz konusu değil. Bu konu ile ilgili bir belgeselde bu bankayı ilgili doktoru olan kadın, dünyanın en büyük Deri bankası olarak nitelendiriyor. Muhabir soruyor:
-İsrailli bağışçıların oranı nedir?
Yetkili kadın gülünce Muhabir tekrar soruyor: :
-Niye gülüyorsun?
-Çok tuhaf bir soru soruyorsun. Oranı söyleyemem. Çok düşük.
Muhabir yorumluyor:
-Soru tuhaf değil, cevap tuhaf.
Yetkili kadın:
-Cevap tuhaf değil. Çünkü israillilerin deri bağışı yapmadığı biliniyor.
Kurumun görevlerinden biri de işgalci israil ordusunun israil deri bankasına, insan derisi temin etmek olduğunu öğreniyoruz. Şunu da öğreniyoruz ki bu deri ihtiyacı, asla İsrail askerlerinden alınmıyor.
İlgili yetkili:
-Hiçbir zaman israil askerlerinden deri almadık. Diğerlerinden aldık, (çünkü İsrail askerlerine asla otopsi yapılmıyor) diyor.
-Kimlerden aldınız, diye soruyor muhabir?
-Kimlerden aldığımızı siz düşünün, şeklinde cevaplıyor yetkili kadın doktor ve ekliyor: Filistinlilerden, sığınmacılardan ve yabancılardan aldık.
Yıllardır basında ve sosyal medyada İsrailli doktorların organ mafyası olarak çalıştıklarına dair söylemler ve belgeler gösteriliyor.
İsrailli bir doktor olan Meira Weis, “Ölü Bedenleri Üzerinde” adlı bir kitap yazmış. Adli Tıp Enstitüsünde görev yaptığı yıllarda başta Filistinliler olmak üzere organ hırsızlığına şahit olduğunu belirtmiş. Bu organlar İsrailli askerlere teslim ediliyormuş. "Korneaları, derileri, kalp kapakçıklarını alıyorlar, fark edilmemesi için korneaların yerlerine plastik bir cisim yerleştiriyor ve arka vücuttan deri yerleştiriyorlardı" demiş.
"Birinci İntifada'da ordu, ölen Filistinli mahkumların otopsisi için gereken askeri prosedür kapsamında Filistinlilerden organ alınması için enstitüye izin veriyordu. Otopsi prosedürüne organların alınması eşlik ediyordu. Alınan organlar, 1985 yılında kurulan İsrailli Deri Bankası tarafından, İsrailli askerlerin yanıklarının tedavisi için kullanılıyordu" diye eklemiş.
Filistin Enformasyon Bakanlığı’nın yayınladığı bir rapora göre "Burada söz konusu olan yalnızca organ hırsızlığı değil, aynı zamanda cesetlere tamamen el konulması. Konu son yıllarda daha da ciddileşti. İşgalcilerin soğuk hava deposuna koyduğu ölü sayısı Şubat 2019'da 36 oldu. Şubat 2021'de bu sayı 72'ye, Şubat 2022'de 93'e, Nisan 2022'de 105'e çıktı" tespitinde bulunmuş. Bu sayı daha sonra 256’ya dek çıktı.
İşgalci parlemento 2022’de de Filistinlilerin cesetlerine el konulmasına dair bir yasa tasarısı hazırladı. Bu yasa uluslararası yasalara göre suç olsa da aleyhine alınan hiçbir karara uymadığı gibi işgalci ve soykırımcı İsrail buna da uymadı.
Bir yıla yakındır süren bu soykırımda neler yapılmış, ayrı bir köşenin konusu olacak kadar uzunca işlenebilir. Allah gizliyi de saklıyı da bilendir ve zalimlerin yaptıklarından haberdardır. Yarına bırakır ama yanlarına bırakmaz.