Amerika’nın geçenlerde anlaşma imzalanması için iki hafta süre tanıdığı, aksi halde arabuluculuktan ayrılacağı tehdidi, basına yansıdı. Bu yaklaşımdan anlaşılan, sanki HAMAS hiçbir şekilde anlaşma tarafı değil de soykırımcı israil anlaşma sevdalısıymış.
İşin aslı ise işgalcinin anlaşma yapmamak için elinden geleni yaptığıydı. Siz hiç Netenyahu’nun istekli ve hevesli bir şekilde çıkıp anlaşmadan yana olduğunu açıkladığını duydunuz mu? Son altı rehine meselesinde dahi çekilmeyeceklerini belirtmişti.
ABD ise hep ‘anlaşmaya çok yakınız, yüzde doksanı tamam, on dört maddesinde anlaşıldı’ gibi ifadelerle gerek Biden gerek Blinken tarafından da yapılan açıklamalarla işgalcinin sözcülüğünü yapıyor. Ardından Netenyahu bu beyanları çöp konumuna getirecek bir açıklamayla anlaşma manlaşma yok deyince, ABD susuyor.
Acaba ABD bu kadar rencide olmayı ve ezik duruma düşmeyi neden kabulleniyor diye düşünemeden edemiyor insan? Sonra bir haber gözüme çarptı. Seçim dönemi olduğundan bir siyonist zengin, yeni aday bayan Harris’e yüklü miktarda bağışta bulunmuş. Bağışta bulunanlar talepte de bulunabiliyormuş. Bu siyonist, Batı Şeria’da aslı itibarıyla işgalci, tanımlanan kelimeyle de yerleşimci Yahudilerin buraya iskan edilmesini ve bu politikanın desteklenmesini istiyormuş. Hani para alan emir de alır diyorlar ya, mesele böylece anlaşılmış oldu.
Aslında ABD’nin kendisi de topraklarının çoğunu Meksika ve Rusya’dan satın almış. Yani kan dökerek ve can ile bedel ödeyerek alınan bir toprak parçası yok. Aynı şey işgalci israil tarafından da soykırım yoluyla yapılmak isteniyor. Tıpkı ABD’nin asıl sahipleri olan Kızılderilileri soykırıma tabi tutup bugünkü kan ve katliam üzerine ABD’yi inşa etmesi gibi. Yani bozacının şahidi şıracı…
Artık ABD’nin işgalci tarafından yüzüne tükürülmesine, ezik düşürülmesine, uluslararası arenada rencide edilmesine yani şeref yoksunu bırakılmasına takılmayalım. Semere gönüllü olanın şikâyete hakkı yoktur diyeceğim, ama ortada şikâyet eden yok. Bu da ABD’yi soykırım suçunun ortağı yapıyor. Hem silah ve bombalarla hem de sınırsız destekle bu ortaklık inşallah sonu mahkemede bitecek bir ortaklık olur.
Şimdi başa dönelim: Anlaşmaya yanaşmayan Netenyahu olmasına rağmen HAMAS’ı suçlayan ABD istihbaratı, yanına İngiltere istihbaratını da alıp bir açıklama yapmış: "Filistinli sivillerin acılarına ve korkunç can kayıplarına son verebileceği ve rehinelerin 11 ay süren çatışmanın ardından evlerine geri dönebileceği" söylendi. Bu açıklamanın nedenine gelince “kısıtlama ve gerilimi düşürme yönünde güçlü baskı yapmak için istihbarat kanallarının kullanılması” olarak açıklandı. Yani acziyetin ifadesinden başka bir şey değil.
Asıl soru şu: İşgalci israile karşı bu acziyet veya süt dökmüş kedilik neyin nesi? ABD’yi kuran zihniyet siyonist mi yoksa finanse eden mi? Para alan, emir de alır demiştik ya… İşin gizli formülü buymuş meğer. Sonra yeni öğrendim ki ABD ilk kurulduğunda adı New İsrail/New England’mış. Vesselam