Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, evrensel hukuk kurallarına göre en ağır cürümdür. Tüm hukuk sistemleri, bu fiili, suç olarak kabul etmekte ve bunun için en ağır yaptırımları öngörmektedir.
Terör örgütü İsrail, Gazze’de büyük bir insanlık suçu ve soykırım işlemektedir. Terör çetesi israil’in soykırım yaptığı, uluslararası kurumlar nezdinde de tescillenmiş ve mahkûm edilmiştir. O halde bu suça iştirak eden ve yardım yataklık yapan herkes suçludur, suç ortağıdır.
Dünyanın dört bir yanından getirilen paralı askerlerin yanı sıra, çifte vatandaşlığı olan Siyonistler de Gazze’deki katliama imza attılar. Gazze’yi adeta taş devrine çevirdiler; masum kadınları ve çocukları yaktılar, paramparça ettiler. En aşağılık suçlara imza attılar. Bu cürmü işleyenler arasında Türkiye’den giden çok sayıda siyonist vardır. Bu katillerden bazıları, Gazze’de öldürüldü; ama birçoğu hala bu vahşeti işlemeye devam etmektedir. Gazze için slogan atanların şimdi samimiyetlerini ispat etme zamanıdır. Belki elimiz fiili olarak Gazze’ye ulaşmıyor ama içimizdeki siyonistlere ulaşıyor. İşte bu siyonistler, çocukları diri diri yakan ve paramparça eden canavarlardır. İşte insanlık adına hesap sorma zamanıdır. Bütün imkân ve kabiliyetimizle, dökülen mazlumların kanının hesabını sormalıyız. İnsanlık onuru adına, insanlık düşmanlarının yakasına yapışıp yakalarını yırtma zamanıdır.
Biz, sokaklarımızda, eli kanlı çocuk katilleri, kuduz siyonistleri istemiyoruz. Sokaklarımızın ve caddelerimizin, insanlık düşmanı teröristlerin ayak izleri ile kirletilmesini istemiyoruz.
Türkiye vatandaşlığı bulunan terör örgütü mensupları; vatandaşlıktan çıkarılmalı, malları müsadere edilmeli ve soykırım suçundan yargılanıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalıdır. Siyonizm’i öven bütün etkinlikler ve propaganda faaliyetleri suç sayılmalıdır. Ayrıca şu an görevde olan israilli elebaşı sözde yetkililer de insanlık suçundan, Türkiye mahkemelerinde mahkûm edilmeli ve haklarında tutuklama kararı çıkarılmalıdır. Umulur ki, bu yönden atılan adımlar özgür dünyada da aynı şekilde karşılık bulur ve yaygınlaşır.
İnsanlık onuru adına ayağa kalkma ve insanlık düşmanları ile her alanda mücadele etme zamanıdır. İnsanlık ailesinin bütün kurum ve fertleri kararlı bir tutum ortaya koymalı ve terör çetesi israil’e, “recm edilmesi gereken şeytan” muamelesi yapmalı ki, Gazze’deki soykırım ve insanlık suçları son bulsun.
Bu yönde irade ve duruş ortaya koyanlara, bilhassa HÜDA PAR’a insanlık adına teşekkür ediyorum. HÜDA PAR’ın insanlık onuru ve İslami sorumluluk adına ortaya koyduğu örnek duruşun, diğer partiler tarafından da desteklenmesini umuyorum. Zira bu konu, siyaset üstü olup, tüm insanları ilgilendiren ortak bir konudur.
Hukukçular derhal harekete geçip süreci başlatmalıdır. Bu konuda hukukçulara büyük bir sorumluluk düşmektedir. Cesur hukukçuların topluma öncülük etmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Şimdiye kadar hukukçuların bu yönde etkin ve sonuç verici bir adım atmamış olması da son derece düşündürücüdür.
Cesur yürekli hukukçuların, insanlık onuru bayrağını tutup kaldırmalarını ve mazlumların hamisi olarak tarihe bir iz bırakmalarını bekliyoruz.