Ramazan ayının sonuna doğru yol alırken Ramazan ayının olmazsa olmazlarından bir Ramazan fıkrasıyla başlayalım; Adamın eşeği kaybolmuş “Ya Rabbi eşeğimi bulursam üç gün oruç tutmak adağım olsun” demiş. Adam eşeğini bulmuş söz verdiği üzere üç gün oruç da tutmuş. İşin kötü tarafı dördüncü günde de eşeği ölmüş. Açmış ellerini adam; “Azametine and olsun tuttuğum bu üç gün orucu Ramazan’a sayacağım, Ramazan’dan sadece 27 gün tutacağım” demiş.
“Resmi rakamlara göre” diye başlayan teraneden canınız sıkılmıştır biliyorum. Biz de “Resmi açıklamalara göre” diyelim. Evet, resmi açıklamalara göre bu geceyi yarına bağlayan gece Kadir Gecesi…
Yine Rasulullah aleyhi selamın miraç hadisesini ve namaz farzlarının 50’den 5’e inme meselesini de biliyorsunuz. Bir tembelliğe işaret…
Yılın bütün günleri değerlidir ama Ramazan ayının günleri daha değerlidir. Ramazan’ın günlerinden de son on gün daha değerlidir. O son on gün içinden de bir gün vardır ki ismi Kadir Gecesi olup yılın günlerinin lübbü olup en değerli gündür. Kur’an’ın delaletiyle seksen üç yıl değerinde yoğunlaştırılmış paha biçilmez en değerli gündür. Ehli imana verilmiş bir bonustur. Bir hediye çekidir. İşte! Resmi açıklamalara göre bu gece o gece…
Geriye dönüp hayatımızın filmine baktığımızda tembelliğimiz kaynaklı en değerli yıllarımızı, en değerli aylarımızı, en değerli Ramazanlarımızı, önümüzden geçip giden en değerli Kadir gecelerimizi hiç ettiğimizi, berhava ettiğimizi göreceğiz.
Beduizzaman Sa’id Nursî bugünleri görseydi “Ey ekselül kûseladan tekessül etmiş keslan Müslüman! Geçen geçti. Olmuşa ve ölmüşe çare yoktur. Hiç olmazsa bu geceni değerlendir” demez miydi?
Arapçada bazı sıfatlar, kalıplar geçici haller için kullanılır; fe’lan veznindeki sekran, ‘atşan, cew’an gibi…
Sekran; kişi sarhoş olur bu sarhoşluğu geçici bir haldir. Bir süre sonra ayılır. ‘Atşan; kişi susuz olur su içer o geçici hali kalkar. Cew’an; kişi aç olur yemek yer doyar o geçici hali de kalkmış olur.
İşte o sıfatlardan bir tanesi de keslandır. Yani tembel. Tembellik de geçici hallerdendir. Kişi tembel olur bir e’uzu çeker, bir silkinir o geçici hal de kendisinden kalkmış olur.
Şu tartışmasız bir gerçektir ki, teknoloji bizi son derece tembelleştirmiştir. Yılın 364 gününü bir tembellik içerisinde geçirmiş olabiliriz. Hiç olmazsa bu gece şu geçici dediğimiz keslan sıfatımıza son verip bu gecemizi 364 gün Allah ile olan incelen bağımızı bir tevbeyle, bir Kur’an tilavetiyle, bir tefekkürle, bir camiye gitmekle newmetul ğafilin denilen o gafillerin uykusundan uyanmakla kuvvetlendirmeye ne dersiniz?
“Her olayı hayır bil, her geleni Hızır bil, her geceyi Kadir bil”den buralara gelmişiz. Bari bu geceyi “Kadir” bilelim.
Sonuna doğru yol alırken Ramazan ayının bir güzelliği de şuydu; Ramazan’a duyarlı her Müslüman şöyle veya böyle bu mübarek ayda biraz değişti. Ne yazık ki bu değişimimiz kalıcı bir değişim olmuyor, güneşin ısısıyla eski halimize dönüşeceğimiz geçici bir değişim oluyor.
Ramazanın bize kattığı güzel ahval de vardı. Keşke bu ahvalimiz daim olsaydı. Ne yazık ki Ramazan ayından sonra devlet Mısır, Suriye, İmarat ve İsrail ile normalleşirken biz de nefsi emmaremizle normalleşeceğiz. Keşke hayatımızdaki olumlu değişikliklerimizi nefsimize monte edip kalıcı hallerden kılsaydık.
Ya Rabbi! Bizi bir Ramazan ayında daha yaşattığın, Ramazanın havasını solumayı nasip ettiğin için sana şükürler olsun. Sağlık sıhhat içerisinde iman üzerine bizi, ailemizi ve sevdiklerimizi selametle gelecek Ramazan ayına da ulaştır.