Yüce Allah son peygamberine en büyük mucize olan Kur`an-ı Kerim`i lütfetmiş ve bu ilahi hazinenin korunmasını da kendisi üstlenmiştir. Bu eşsiz hazine kıyamete kadar Ümmetin yol ışığı olacaktır.
Kur`an`ın icazı kadar ahkâmı ve ahbarı (haberleri) de birer mucizedir. Kur`an`ın verdiği haberler Tebbet veya Rum surelerindeki gibi kişiye veya olaya has haberler olabileceği gibi, kıyamete kadar sürecek olan genel haberler de olabilir.
Bu mucizevi haberlerden bir tanesi de; “Kendinize düşmanlıkta en azgın olarak Yahudi ve müşrikleri bulacaksınız…” şeklindeki ayetin yorumudur. Nitekim on dört asırlık Ümmet tarihi bu ilahi haberi doğrulamaktadır. Dünden bu güne küçük bir tarih turu bu haberin ne denli mühim ve muazzam bir mucize olduğunu gösterecektir.
Yeryüzünde daima küçük bir azınlık olan Yahudilerle ilgili ayetlerin yoğunluğu onların Ümmet ve insanlık karşısında üstlenecekleri tehlikeli rolleri dolayısıyladır.
Yahudilere Müslümanlar arasındaki temel sorun “Doğru ilah” kavgası iken, putperestlerle Müslümanlar arasındaki çatışmanın merkezinde “Tek ilah” anlayışı yer alır.
Aslında Yahudiler de Müslümanlar gibi tevhid eksenli bir akideye sahipler. Hatta Müslümanlara en yakın akide onlarınkidir denilebilir. Ancak amentü haline getirdikleri “ben-i İsrailin Rabbi” inancı onların “tek ilah” anlayışlarını etnosentrik (ırk merkezli) yorumlamalarına yol açmıştır. Bundan dolayı başkalarının tek ilah inancına sahip olmasını kabullenemiyorlar. Sadece bir döneme ait olan “Seçilmiş kavim” vasfının kıyamete kadar süreceğine inandıkları için, Ümmet-i Muhammed`e bahşedilen “siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı Ümmetsiniz…” (3/110) müjdesini hazmedemiyorlar. Aslen semavi olan İncil`i tahrif ettikleri gibi Kur`an`ı da tahrif için uğraşıyorlar. Yüce Allah, kelamının korumasını üstlendiği için bunu başaramayacaklardır. Lakin bu ayetlerin anlam ve yorumlarıyla uğraşmayacakları anlamına gelmez. Nitekim en büyük mücadelelerinin ayet ve hadislerle ilgili kavram ve terimlerin yanlış yorumlanması konusunda olduğu görülüyor.
İslam Ümmetine duydukları kıskançlık; ateşin odunu yediği gibi onları tüketip hınç ve kızgınlığa yol açınca bu öfke sahada başta Filistin`liler olmak üzere Müslümanlara karşı gaddarlığa sebep oluyor. Müslüman azınlıklarıyla savaşan her ülkeye koşulsuz istihbarî ve teknik yardım sunarak kinlerini gösteriyorlar.
Müşriklerin, İslam`a ve Müslümanlara düşmanlığının sebebi “ Le ilahe illallah” inancıdır. Müşriklerin batıl inançları ve uydurma ilahları adına Müslümanlara karşı gaddar, ehl-i kitaba ise daha toleransı davranmaları da ehl-i kitaptaki inanç erozyonuna işarettir. İslam düşmanlığı konusunda başta Yahudiler olmak üzere ehl-i kitabın putperest yönetimlerle işbirliği yapması da Ümmet için hem uyarı hem ibret niteliğindedir.
Komünist ve konfüçyünist Çin, Doğu Türkistan`da, Budist Myanmar Arakanda, Hindu/Sih Hindistan Keşmir`de… akıl almaz vahşetlere imza atıyorlarsa bunun temel nedeni ilahlarına çekilen reddiyedir. Zulümleri konusunda en büyük destekçileri; onlara akıl hocalığı yapan, küresel medya ağlarıyla onları kollayan… siyonist Yahudilerdir. Teslis inançlarıyla müşriklere yaklaşan Hristiyanların ahvali de çok farklı değildir. Asıl sorun: Bu birlikteliklerden ders çıkaramayan Ümmetin parçalanmışlığıdır.
Faruk Kuzu