Küresel çapta etkin olabilen yapılara “Küresel oyuncular veya Küresel güçler” denir. Hâlihazırda dünyada etkin olan güç merkezlerini şöyle kategorize etmek mümkün: a)Küresel sermaye b)ABD c)Rusya d)(düşük profille de olsa) Vatikan.
ABD`nin de Küreselcilerin kontrolünde olduğu dikkate alındığında en güçlü yapının Küresel Sermaye grubu olduğu rahatlıkla söylenebilir. Trump ve ekibinin ulusalcılık bayrağıyla küreselcilerle didişmeleri ne getirir bilinmez ancak mevcut K. Sermayeyi ve derin yapılanmasını tanımadan Dünya genelinde yürüyen siyaseti ve ekonomiyi anlamak mümkün değildir.
Öncelikle K. Sermayeyi salt para gücüyle tanımlamanın eksik ve yanlış olacağını belirtmek gerekir. Para, bu odağın Siyaset-Politika-Medya-Eğitim-Kültür-Ekonomi ve meydan savaşlarını teslim alması için kullandığı en güçlü argümanıdır. Bu grubu insanlık için tehdit kılan şey sapkın felsefeleridir.
Bu oluşumun tarihsel dönüşümünü “tapınak şövalyeleri-Mason Locaları-Neo Con Siyonist Zihniyet” şeklinde tarif edebiliriz. Gelinen noktada “Derin Dünya Devleti” olarak anılmaktan şikâyet etmeyen küreselcilerin oluşturduğu üç önemli kuruluş göze batmaktadır. Bunlar CFR-Bielderbeg ve Trilateralcommission`dur.
Bu üç yapının idare ettiği birbirinden farklı çok sayıda kurum-kuruluş ve okültik örgütlenmeler mevcuttur. Bunlardan birkaçını sayarsak: Dünya Bankası-FED-Wall Street-İMF-Londra Menkul Kıymetler Borsası-“SP-Moody`s-Fitch” gibi derecelendirme kuruluşları ile İsviçre Bankaları ve bir kısım offshore bankacılıkları K. Sermayenin eko-siyaset dizayn ayağını, Robert Murdoch gibi devlerinin algı operasyonlarıyla toplum ve eko-Politika ayağını, Bill Gates-Mark zuckenberg üzerinden tekno-dünyayı kontrol ederler.
Küresel sermayeciler kendilerini belli bir ülke veya ulusa ait görmediklerini söyledikleri için “Vatansızlar” diye anılırlar. Lakin israil bağlamındaki Siyonist hedefleri ve talmud kökenli çalışma stilleri, kabala merkezli gizemli yapıları “üst yönetici elitlerinin” o kadar da bağımsız-tarafsız olmadığını gösteriyor.
Küreselcilerin temel felsefesi muharref Tevrat`ta Yahudiler lehine vurgulanan “diğer insanların İsrailoğullarına ancak köle olabileceği” şeklindeki yaklaşımın Eflatuncuizdüşümü olan “Filozof kral yönetimi” olgusuyla “Süper seçkinlerin idaresi” şeklini almasıdır. Bu felsefeden hareketle K. Sermayenin seçkinleri kendilerini insanlığın efendileri olarak görürler.
Bu efendiler (!) korosunun tepesinde ise malvarlığı tam olarak bilinmeyen Rotschild Ailesi gelir. Bu aileyi takiben Rockengeller – Agnelli J.P Morgan… gibi aileler gelir. G. Soros ve R. Murdoch gibiler ise K. Sermayenin yeminli birer memurudurlar. Kissenger, Brezinski, Huntington, Bernard Lewis gibileri ise Küresel siyaseti dizayn ile görevli stratejisyenlerdir.
Tüm bunlara karşı İslam Dünyası neden güçlü ve etkili bu tür Kurum-Kuruluşlara sahip değil? Sorgulanmalıdır.