Cemal Çınar

İslam ümmetinin siyasal geleceğinde HÜDA PAR

25.12.2021 09:34:25 / Cemal Çınar

Bir nesil sonra İslam dünyasının halini resmetmede tevhidi tahayyüllerin temelini atmada HÜDA PAR ve taşıdığı İslam’ın siyasal yapılanması ümmet için bir dönüm noktasıdır. Mevcut siyasal yapılanmalardan farklı bir kadro ve siyasal anlayışta kendine has İslami hassasiyete sahip bir partidir. Partinin hedefi meclise girip oradan tevhide dayalı, vahyi merkeze alan ve İnsanı vahyin taşıyıcı halifesi olarak muhatap bilen, insani kadrajından siyasete bakabilen HÜDA PAR’ın 9. Kuruluş yıl mesajları önem arz etmektedir.

Tevhid, beşeriyet, fertler, tabiat ve Yüce Allah arasındaki ilişki, fiil ve değerden oluşan geniş İslami birliğe adım atan bir ruhun diriliş muştusudur. Ortaya koyduğu performans ile bir parti üstü duruşu ile farklılığını bir daha ortaya koyması bakımından 9. Yıl etkinliği şahsımda bir ruhi diriliş pompaladı. Ve “İdeal Ümmetin” halen hayatta olduğu bilincini göstermesi bakımından önemli bir tarihtir. Gelecek nesillerden vücut bulacak ümmetin istikbalde temekkünü mümkün kılması açısından önemli yerini şimdiden almış durumda. İslam’ın siyasal yapısı üzerinden insanın hilafeti anlamada yeryüzünün sahibinin Allah olduğunu ifade ederek toplum yönetimine de aynı anlamı vermektedir. İnsanlar bir yed-i emin sıfatı ile mutemed gibi kabul edilmektedir. Bu yönü ile dünyaya zarar vermeyi yüce Allah’ın emanetine ihanet bilen bir şuur ve bilinç ile siyaset yapmaktadır. İslami dünya görüşünün “Adalet” olduğunu her platformda dillendirerek bunun önemini önceleyen bir siyasi parti olduğu rüştünü göstermiştir. Geleceğin ve görünenin hayali ve hayalin görüntüsünün resmi gibi durmaktadır.

İslam ümmeti, coğrafi bir topluluktan öte, manaya dayalı bir topluluk olduğunu, verdiği İslam’ın evrensel değerler sistemi içinde gösterdikleri hedeflerle bir daha ortaya koydu. Bu muhayyile her yerde ve zamanda zuhur etmesi gereken yeni bir siyasal anlayışın hayat bulmasında muharrik bir güç olduğunu gösterdi. İslam dünyası ve Türkiye’nin önemli bir tarihi dönemden geçtiği apaçık ortadadır. Çıkan her bir sorun tarihi bazı fırsat ve imkanları da beraberinde taşımaktadır. Bu bağlamda İslam’ın siyasal yapısı, toplumun maslahatı için can simidi gibi yerini korurken HÜDA PAR bunun atılmış fişeği oldu.

İslam alemi içinde özgürlük ve adalet anlayışında meydana gelen yapısal kırılmayı ve bilinç yaralanmasını ancak vahyi merkeze alarak taşıyıcı kuvvet olarak insanı muhatap alan bu değerler sistemini hayata hakim etmekle ancak mümkün olduğunu bir daha verdiği mesajlarla ortaya koydu. Hayata, İslam’ın siyasal yapısına, bir Müslüman olarak bakılmalı. İşte HÜDA PAR bu misyonu temsil etmektedir. Bu yönü ile HÜDA PAR önemli bir eşikte nöbetine sadık olarak devam ettiğini bu kuruluş yıl dönümünde verdiği evrensel değerlerle bağlantılı mesajlarıyla bir daha ispatladı.

Parti, Müslüman olarak siyaset yapmaktadır. Her siyasi alanda yozlaşmadan, muhafazakarlaşmadan, İslami ve insani duruşunu devam ettirmektedir. Değer merkezli kurumsallaşma dönemini mustekrir bir şekilde yoluna devam etmektedir. İslam dünyasında var olan İslami ve insani çabaları, toplumsal hareketleri ve kanaat önderlerini kendi ortamlarında bizzat ziyaretler yaparak, inceleme, gözlemleme yapmayı bir vazife şuuru içinde yerine getirmektedir. Bu süreçte, İslam dünyasında yüzyılı aşkındır yaşanan parçalanmışlığı, acıyı, göz yaşını iliklerine kadar hisseden bir siyasi parti olduğunu ortaya koyması açısından 9. Kuruluş yıl dönümü etkinliği yıla bu bağlamda damgasını vurdu.

Parti, dünyada insanlık diye bir dert ve acının var olduğunu tüm insanlığa sunmuş oldu. Bunun için yüreğinde bunları görerek bir gündem oluşturdu. İnsanı fıtratıyla buluşturma çabasında samimi mesajlar verdi. Müslümanlarla dinde kardeş, tüm insanlarla ortak paydaş olduğunu çokça vurguda bulunarak, toplum ortak paydasında ısrarlı olduğunu ispatladı.

Özellikle İslam dünyasında gittikçe büyüyen iki büyük tehlikeyle yüz yüze geldiğini ciddiyetle ele alındı. Bu iki tehlikenin, Ulusçuluk ve Mezhepçilik olduğunu üstüne basa basa ifade etmesi çok dikkat çekici idi. Tevhidi bir sorumluluk içinde İslam kardeşliği ve insani paydaşlıkta bunların üstesinden gelinebileceği umudunun halen var olduğunu gösterdi. Bu manada zaman zaman etkin ve yetkin makamlara seslenerek bu işin ciddiyetini masaya yatırdı ve çözüm önerilerini sundu. Toplumun menfaatinin parti menfaatinden daha öncelikli olduğunu altını çizerek sadece sözle değil, sahadaki icraatı ile de ortaya koydu. Bunu dillendirip, ara sıra sahadaki pratiğinden bu manada örnekler vererek, cesur, kalıcı ve yapıcı mesajlarda bir hayli samimi olduğu kanaatini toplumda da bir izdüşüm oluşturdu.

Bu toplantıda İslami liderliğin nasıllığı ve iktidarın önemi, gücün manevi yapısı, tarihte ve hayatta değerlerin ve manevi otoritenin üstünlüğü, iman ve cihad arasındaki kaçınılmaz bağı, teşkilatlı yapının varlığı ve gerekliliğinin hayatiyetini ispatlaması açısından önemli mesajlar verildi. Bu zihin yapısı içinde İslami siyasi tasavvurun önemini ortaya koyması açısından bu seneki kuruluş etkinliğinin çok farklı olduğu kanaatindeyim.

İlgili Haberler Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar