İstikamet üzere olmak, dosdoğru yolda olmaktır. Dosdoğru yol Kur’an ve sünnetin çizdiği yol, istikamet ise bu yoldan başka yollara sapmamaktır.
İstikamet üzere olmak, Hz. Peygamber’e (salallâhu aleyhi ve sellem) tabi olmaktır. Ona tabi olarak, Allah’ın sevgisine ve mağfiretine mazhar olmaktır.
İstikamet üzere olmak, yolun bütün zorluk ve engebelerine rağmen, bir çınar ağacı gibi dimdik ayakta durmaktır. Kâfirlerin, münafık ve zalimlerin bütün saldırılarına rağmen eğilmemek, yıkılmamaktır.
İstikamet üzere olmak, Allah’tan başkasına boyun eğmemek, sadece ona kulluk etmek, sadece onun için rükû ve secdeye varmaktır.
İstikamet üzere olmak, dünyanın bütün çekicilik ve güzelliğine rağmen, bütün imkân ve zenginliklere rağmen şımarmamak ve kibirlenmemektir.
İstikamet üzere olmak, enbiyanın, sıddiklerin, salih ve şehitlerin yolunu sürdürmektir.
İstikamet üzere olmak, malını, canını, cananı Hz. İbrahim (aleyhi’s selam) gibi Allah’a adamaktır.
İstikamet üzere olmak, Hz. Ebû Bekir (radiyallâhu anh) gibi Allah’tan başkasının himayesini kabul etmemektir.
İstikamet üzere olmak, Abdullah b. Mes’ûd gibi müşrikler kan revan içerisinde bırakıncaya kadar dövmesine rağmen, Kur’an’ı Kâbe’de okumaya devam etmektir.
İstikamet üzere olmak, zalime karşı hakkı haykırmak, zulme boyun eğmemektir.
İstikamet üzere olmak, ümmet olmaktır; ırkçı, renkçi, dilci, mezhepçi vb. olmamaktır.
İstikamet üzere olmak, müminlere karşı kalbinde en ufak bir kin ve adavet beslememektir. Onların acısını acısı, sevgisini sevgisi bilmektir.
İstikamet üzere olmak, cami ve cemaat ehli olmaktır. Bu yolda imanına şahitlik eden olmaktır.
İstikamet üzere olmak, bir Hamza, bir Mus’ab, bir Hüseyin, bir Selahattin ve bir Sâcit olmaktır.
İstikamet üzere olmak, niyeti halis, davada samimi ve fedakâr olmaktır.
İstikamet üzere olmak, basit meselelere takılmadan, yakin gelinceye kadar Allah’a kulluk etmektir.
İstikamet üzere olmak, mümin kardeşlerine karşı şefkat kanatlarını germek, kâfirlere ve münafıklara karşı acımasız olmaktır.
İstikamet üzere olmak, Kur’an ve sünnetin çerçevesinden ayrılmamak, âyet ve hadis okununca teslim olmaktır.
İstikamet üzere olmak, cahillere ve levm edenin levmine aldırış etmeden, hakkı haykırmaktır.
İstikamet üzere olmak, Allah’a itaatte ben değil, biz olmak ve cemaat ruhunu kuşanmaktır.
İstikamet üzere olmak, erdemli olmak, zalimlere karşı erdemliler cemiyetinde yer almaktır.
İstikamet üzere olmak, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaktır. Gevşek olmamak, tembel olmamaktır.
İstikamet üzere olmak, Allah Resûlü’nün (salallâhu aleyhi ve sellem) ahlakı ile ahlaklanmaktır. Edeb ve adab sahibi olmaktır. Usul ve üslup bilmektir.
İstikamet üzere olmak, ticaretinde, iş ve muamelatında eğri büğrü olmamak, haram ve helali bilmek, helal dairesini kâfi bilerek harama bulaşmamaktır.
İstikamet üzere olmak, hanif olmak, vasat olmak ve itidal üzere olmaktır.
İstikamet üzere olmak, birleştirici olmak, ayrıştırıcı ve dışlayıcı olmamaktır.
İstikamet üzere olmak, adil olmak, menfi, nefsi ve keyfi davranmamaktır.
İstikamet üzere olmak, Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmektir. Sen onu görmüyorsan da o seni görüyor bilincinde olmaktır.
Mevla’m bizi istikamet üzere olanlardan eylesin. Amin.