A.Halim Seçkin

Akrabalık bağını koruyor muyuz?

18.08.2023 01:00:00 / A.Halim Seçkin

Bir adam Allah’ın Rasûlü’ne (s.a.s.) gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü (s.a.s.)! Ben büyük bir günah işledim, tevbe imkânım var mı?” dedi. Allah’ın Rasûlü (s.a.s.) : “Annen var mı?" diye sordu. Adam: “Hayır yok” dedi. Allah Rasûlü (s.a.s.): “Peki teyzen var mı?” diye sordu. Adam: “Evet, var” deyince, Allah Rasûlü (s.a.s.): “Öyle ise ona iyilik yap” buyurdu.(Tirmizi, Birr, 6)

Akrabaların içerisinde insana en yakın olanı annedir. Bu sebeple Allah Rasûlü (s.a.s.), annen var mı? diye soruyor. Teyze ise annenin yarısıdır.

Annemiz bizi dokuz ay karnında zorluk üzerine zorlukla taşıdı. İki yıla yakın emzirdi. Uykusunu, rahatını, sevgi ve şefkatini bize feda etti. Yemedi yedirdi, içmedi içirdi. Bin bir zorluk ve zahmet içerisinde büyüttü. Bu sebeple annenin hakkı, babanın hakkından da önce gelir. Allah (c.c.) ikisine de iyilik ile muameleyi emretmektedir. Velev ki müşrik de olsalar.

 Anne-baba, Allah’a şirk koşmaya, Allah’a ibadet etmemeye, isyana ve münkerâta çağırsalar, elbet onlara itaat edilmez. Onların bu çağrısından ve amelinden uzak durulur. Fakat dünyalık olarak onlarla iyi geçinmek her hal-u kârda Allah’ın emridir.

Hiçbir sebep ve etken anne ve babaya sırt dönmeyi, onlarla küsmeyi, onları yalnız bırakıp terk etmeyi caiz kılmaz. Onlara hakaret etmeyi, bağırıp çağırmayı ve kötü muameleyi meşru kılmaz. Tam aksine onlara şefkat ile muamele etmek, güzel söz söylemek ve iyilik ile davranmak gerekir.

Hz. İbrahim’in (a.s.) babası put yapıcısı olmasına rağmen, Hz. İbrahim (a.s.) ona babacığım diye hitap etti. Babasının yaptığı putları kırdı ve yaptığınız kötü amellerden uzağım dedi. Şirk ve Allah’a isyanda ona ve milletine itaat etmedi. Ama babasına iyilik ile muamele edip onu Allah’a inanmaya davet etmeye devam etti.

Teknoloji, internet, sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte anne baba ve akrabalar ile olan bağlar iyice koptu. Bırakın, teyze, hala, dayı, amca; ayağının altı dahi öpülmeye layık olan anne ve baba dahi unutulur oldu. Bağ ve muhabbet bayramdan bayrama bir mesaj atmaya kaldı. Ziyaret etme, misafir kalma, davet edip ikramlarda bulunma unutuldu.

Hâlbuki Allah (c.c.):

 “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, idare ve himayeniz altında olanlara iyi davranın…” (Nisa, 4/36) buyuruyor.

Allah (c.c.) başka bir âyeti kerimede:

 “Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir” (Bakara, 2/27) buyuruyor.

Allah’ın Rasûlü (s.a.s.) hadisi şeriflerde bu konuda şöyle buyuruyor:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin.” (Buhari, Edeb 85)

 “Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya bir şey vermenin ise iki sevabı vardır. Birisi sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır.” (Tirmizi, Zekat 26)

“Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah'a arz olunur. Ancak akrabasıyla alâkasını kesen kimsenin amelleri kabul edilmez.”  (İbn Hanbel, 484)

“Rahim (akrabalık bağı), Allah'ın rahmetinin eserlerindendir. Allah ona şöyle demiştir: Kim seni korursa, Ben de ona merhamet ederim. Kim seni koparırsa, Ben de ondan ihsan ve rahmetimi keserim.” (Buhari, Edeb 13)

“Rahm Arş’a tutunmuş, akrabalık Arş’ın Rabbine sığınmış ve şöyle demiştir; 'Beni görüp gözeteni Allah gözetsin, benimle ilgiyi kesenden de Allah rahmetini kessin.”(Müslim, Birr, 8)

Mevla’m başta anne babamız ve akrabalarımızla bağını koparanlardan eylemesin. Amin.

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar