AİLE KURUMUNA SALDIRANLAR BELLİ!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Aile saldırı altında’ dedi. Peki aileye kim saldırıyor? Yıllardır mütedeyyin kesim tarafından dikkat çekilen İstanbul Sözleşmesinin etkileri, ahlaksız dizilerin çokluğu, genç evliliğin suç sayılması, zinanın serbest olması ve süresiz nafaka gibi etmenler aileyi tahrip ediyor. Kamuoyu ise hükümetin şikayet etmek yerine sivil toplumla el ele vererek bu etmenleri ortadan kaldırmasını istiyor.

Ekleme: 21.02.2021 15:16:47 / Güncelleme: 21.02.2021 15:16:47 / Güncel
Destek için 

Musa Azak / DOĞRUHABER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kongrelerinde yaptığı konuşmada “Televizyonuyla, filmiyle, dizisiyle, internetiyle ailemize yönelik çok büyük operasyonlar çekiliyor.” İfadelerini kullandı. Yıllardır HÜDA PAR başta olmak üzere birçok Sivil Toplum Kuruluşu, İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun, süresiz nafaka ve genç yaşta evelenmenin önündeki engellerin aileyi tahrip ettiğini dile getiriyordu. Şimdi kamuoyu yıllardır şikayet edilen konularla ilgili hükümetten tespitten öteye geçerek sivil toplumla bir araya gelerek sorunun çözüm bulması.

“AİLEMİZE YÖNELİK ÇOK BÜYÜK OPERASYONLAR ÇEKİLİYOR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kongrelerinde yaptığı konuşmada ,”Erkek ailenin direğiyse, kadın da temelidir. Batı'da ailenin çöküşü kadının metalaştırılıp bu kutlu vazifeden uzaklaştırılmasıyla başlamıştır. Televizyonuyla, filmiyle, dizisiyle, internetiyle ailemize yönelik çok büyük operasyonlar çekiliyor.” dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NÜFUS UYARISI YAPTI

Erdoğan konuşmasının devamında nüfus artış hızındaki düşüşe dikkat çekerek, “Gençlerimize en az 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyoruz. Bazıları bunu cehaletleriyle karşılarken, bazıları mesajımızın için boşaltmaya çalışıyor. Ülkemizin nüfusu 84 milyona dayanmakla birlikte, nüfus artış hızımızın yarı yarıya düştüğünü gördük. Nüfusumuz azalmaya dahi başlayabilir. Avrupa ülkeleri bu tehditler karşı karşıya. Türkiye'nin aynı akıbete düşmesine izin vermeyeceğiz. Nüfus avantajımızı sürdürmenin yolu aileye sahip çıkmaktan geçiyor.” ifadelerini kullandı.

PEKİ AİLEYE KİM SALDIRIYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da konuşmasında değindiği gibi televizyonlarda yayınlanan dizlerdeki ahlak dışı ilişkiler, olumsuz örnek olabilecek kişilikler, kumar, içki gibi kötü davranışların çokluğu gibi bir çok etmen ailenin temel dinamiklerini tehdit ediyor. Hükümete yakınlığıyla bilinen kanallar ahlaksız dizileri yayınlayanların başında geliyor. Aynı zamanda gündüz kuşağı programlarıyla cinayet, fuhuş, intihar gibi gelişmeleri günlerce ekranlarda tutanlar da yine hükümete yakın kanallar olduğu görülüyor.

GENÇ EVLİLİK ‘SUÇ’ ZİNA SERBEST!

Yasal sınır olan 18 yaşın altında evlendikleri için yıllardır ‘tecavüzcü’ damgasıyla cezaevine atılırken 15-16 yaşlarındaki gençlerin fuhuş yapması, yetişkinlerin zina yapmasının önünde ise hiçbir engel bulunmuyor. Bir kadın ve bir erkek nikahsız birlikte olabiliyor ama 18 yaşından küçük bir gencin evlenmesi yasaklanıyor ve cezalandırılıyor. Ailenin korunmasına yönelik adımlar atılacaksa genç evliliğin suç kapsamından çıkarılması ve içeride suçsuz yere yatan masumların cezaevinden çıkarılması gerekiyor.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI KANUN EN BÜYÜK DARBEYİ VURDU

İstanbul Sözleşmesine dayandırılarak çıkarılan ve Aile Çalışma Bakanlığı tarafından halen savunulmaya devam edilen 6284 sayılı kanun aileyi korumadığı gibi kadına anormal ayrımcılık tanıyarak ailenin zarar görmesine neden oldu. Ekonomik şiddet, psikolojik şiddet gibi ucu açık tanımlamalarla erkeğin sürekli suçlu kadının ise her durumda haklı görüldüğü bu yasayla birlikte boşanmalar arttı evlilikler ise azaldı. Aile arabuluculuğunun da engellendiği yasayla birlikte aileye en büyük darbelerden biri AK Parti hükümetleri döneminde vurulmuş oldu. Ayrıca İstanbul Sözleşmesiyle birlikte sapkın gruplar da meşrulaştırılmış oldu.

SÜRESİZ NAFAKA BOŞANMALARI TETİKLİYOR

Özellikle son 10 yılda boşanan çiftlerin sayısı katlanarak artıyor. Ekonomik sebepler, ahlaksızlığın yaygınlaşması, alkol, uyuşturucu ve kumar gibi bağımlıkların etkisi ile birlikte süresiz nafaka gibi hukuksuz bir uygulamanın yürürlükte olması boşanmaların artmasına neden oluyor. Süresiz nafaka bir gelir kapısı görülüyor, boşanan ve nafaka ödeyen erkek ise bir daha evlenmeyi maddi-manevi olarak düşünemiyor. Bu durum da hem evliliklerin azalmasına hem çocukların anne babalarından ayrı büyümesine hem de nüfus artış hızının düşmesine neden oluyor.

HALK ‘ŞİKAYET’ DEĞİL İCRAAT BEKLİYOR

Kamuoyu yıllardır HÜDA PAR başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu ve kanaat önderinin dile getirdiği ve aileyi tehdit eden nedenlerin bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyor. Özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenen duyarlı vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu durumdan şikayet etmek yerine yetkilerini kullanarak aileyi tahrip eden yasa ve uygulamaları iptal etmesini istiyor. Aynı zamanda ahlaksızlığın boy boy gösterildiği hükümete yakın kanalların da reyting kaygısıyla değil ailenin geleceği kaygısıyla hareket etmesi bekleniyor.