Küresel Gazze Yürüyüşü Uluslararası Koordinasyon Komitesi, yürüyüşü duyurmak üzere basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında, Melanie Johanna Schweizer moderatörlüğünde, eski ABD Dışişleri Bakanlığı diplomatı Hala Rharrit, avukat ve Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Jaume Asens, "Küresel Gazze Yürüyüşü" organizatörleri Hişam el‑Gavi ve Güney Afrika Ulusal Meclisi Milletvekili Nkosi Zwelivelile Mandela konuştu.
Eski diplomat Rharrit, işgal rejiminin Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra 18 yıllık diplomatlık kariyerini bitirerek adaletsizlikleri açık açık vurgulamaya başladığını söyledi. Kendisi için "Küresel Gazze Yürüyüşü"ne katılacak olmanın bir onur olduğunu anlatan Rharrit, açlığa maruz bırakılan insanların aynı zamanda bombalandığını ifade etti. Filistinlilerle güçlü bir dayanışma içinde olduklarını göstereceklerini aktaran Rharrit, 3 bin kişinin cuma günü Refah'a yürüyeceğini belirtti.
"YAŞANANLAR AÇIK BİR ŞEKİLDE SOYKIRIMDIR"
Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Asens de işgal rejimini sert bir şekilde eleştirerek, yaşananların açık bir şekilde soykırım olduğunu kaydetti. İşgalcilerin yardım girişini engellediğini ve hastaneleri bombaladığını ifade eden Asens, işgal rejimi ve ABD'nin Filistinlilere sadece "ya ölmek ya da göç etmek" seçeneği sunduğuna işaret etti. İşgalcilere silah yardımı yapanların işlenen soykırımın suç ortağı olduğunu vurgulayan Asens, Madleen gemisinin başarısız olduğunu ama vazgeçmeyeceklerini belirterek, bu sefer de karadan yürüyeceklerini, bunun sembolik olarak kalsa bile ahlaki bir zafer olduğunu anlattı.
Nkosi Zwelivelile Mandela ise "Küresel Gazze Yürüyüşü"nün bir yardım çağrısı olduğunu söyledi. Mandela, Apartheid rejimine sahip işgalci katillere karşı tüm dünyanın insani duruşa destek vermesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu. Mandela ayrıca, ablukayı kırmak ve ateşkesin olmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
"BİZ ABLUKAYI KIRMAK İÇİN BURADAYIZ"
"Küresel Gazze Yürüyüşü" organizatörlerden Gavi de kendisinin daha önce Gazze'de 3 kere görev yaptığını ve insanların çok zor şartlarda tedavi edilmeye çalışıldığını söyledi. Abluka sebebiyle yaşanan yetersizliklerden dolayı insanların öldüğünü aktaran Gavi, bugün durumun tamamen çökme noktasına geldiğini ve hiçbir doktorun oraya gidemediğini belirtti. "Küresel Gazze Yürüyüşü"nün hiçbir gizli noktasının olmadığını hatırlatan Gavi, tüm ayrıntıların hükümetlerle paylaşıldığını anlattı.
Gavi ayrıca, "Biz ablukayı kırmak, insani yardımın, tıbbi ekiplerin girmesine yardımcı olmak için buradayız. Uluslararası ve tarafsız bir denetim istiyoruz." dedi. Yürüyüşün organizatörlerinden Gavi, konuşmasına şöyle devam etti: "80 ülke ya bireysel ya da yürüyüşü destekleyen kuruluşlar aracılığıyla temsil ediliyor. 320 kilometrelik bir mesafeyi otobüslerle kat edeceğiz ve Ariş’e varacağız ve ardından 50 kilometre boyunca üç gün yürüyerek Refah’a ulaşacağız. Orada birkaç gün kamp yapacağız. Tüm bunlar, Gazze’deki durumu gündeme taşımak ve Filistinlileri savunmak amacıyla barışçıl bir eylem çerçevesinde gerçekleşecek. Yaptığımız her şeyde tek odağımız Gazze."
SEKSENDEN FAZLA ÜLKEDEN BİNLERCE KİŞİ KATILIYOR
"Küresel Gazze Yürüyüşü" Hareketi tarafından yayınlanan basın bildirisinde ise Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes ilan edilmesi, tüm sağlık kuruluşlarının korunması, gıda, su ve temel ilaçlar dahil olmak üzere insani yardıma erişim sağlanması ve iki milyondan fazla insanı sefalete mahkûm eden yasa dışı Gazze ablukasının kaldırılması talebine yer verildi. Seksenden fazla ülkeden binlerce kişi, adalet, insan onuru ve barış talep eden sivil, siyasetten bağımsız ve uluslararası bir girişim olan "Küresel Gazze Yürüyüşü"ne katılmak üzere Mısır’da bir araya geliyor.
Barış aktivistleri, insan hakları savunucuları ve uluslararası diplomatlardan oluşan tarihi dayanışma hareketi, Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ve yasa dışı ablukanın sona erdirilmesini ve açlık çeken, baskı altındaki Filistinlilere acil insani yardım ulaştırılmasını amaçlıyor. Sivil toplum kuruluşları, diplomatlar ve insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyon halinde binlerce aktivist, 15 Haziran'da Refah Sınır Kapısı'nda gösteri yapmayı planlıyor.
Aktivistler, 12 Haziran'da Mısır'ın başkenti Kahire'de toplanmayı, 13 Haziran Cuma günü Gazze sınırındaki Ariş kentine gitmeyi ve buradan da 3 gün sürecek 50 kilometrelik bir yürüyüşle Refah Sınır Kapısı'na ulaşmayı hedefliyor. (AA)
Mağrip Direniş Kervanı,
İŞGAL REJİMİNE MEYDAN OKUYOR
Libya’nın batısındaki Zaviye kentine ulaşan "Mağrip Direniş Kervanı", Gazze üzerindeki ablukayı kırmak amacıyla Mısır sınırına doğru ilerleyişini sürdürüyor.
Haber Merkezi
Tunus’tan yola çıkan ve daha sonra Cezayirli bir heyetin de katıldığı "Mağrip Direniş Kervanı", Libya’nın batısındaki Zaviye kentine ulaştıktan sonra ikinci aşamasına geçti. Kervan, Gazze üzerindeki ablukayı kırmak amacıyla Mısır sınırına doğru ilerleyişini sürdürüyor. Sosyal medya kullanıcıları, siyonist işgalin kervanı yalnızca insani bir hareket olarak değil, Arap ve İslam dünyasının uyanışı olarak gördüğünü belirtti. İşgalin, ümmetin dağınıklığına güvenerek hareket ettiğini ve bu birlik ruhundan endişe duyduğunu ifade ettiler.
Bir sosyal medya hesabı, Netanyahu’nun özellikle Lübnan cephesinin etkisiz hâle getirilmesinden sonra her türlü hareketi tecrit etmeye çalıştığını aktardı. Yemen cephesinin güçlü kalmasının, sınırları aşan bir tehdit oluşturduğunu ve bu hareketlerin Arap ruhuna yeniden can verdiğini vurguladı. Aktivistler, Mağrip kervanının 1948’den bu yana süregelen bir halk mücadelesinin mirasını taşıdığını ve ümmetin davasını unutmadığını, Filistin halkının adaletine ulaşılıncaya dek durmayacağını belirttiler. Kullanıcılar, “Dava için daha ne kalmalı ki harekete geçelim?” diye sordular.
Diğer yandan, çok sayıda kişi kervanın genişletilmesini, binlerce katılımcıya ulaşmasını ve bu sayede hükümetlere daha fazla baskı yapılmasını istedi. "Gecikmiş olsa da her Arap ve İslam ülkesinden coşkulu halk yürüyüşleri başlatılmalı" çağrısında bulundular.
Bir kullanıcı, “57 İslam ülkesi nerede? Gazze hâlâ kanıyor, Mescid-i Aksa kirletiliyor. Ümmeti harekete geçirmeli, yüzlerce kervan oluşturmalıyız, yoksa Filistin zalimlerin eline bırakılacak” dedi.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Şeyh Ali Karadaği, "X" platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuşatmayı kırmak için düzenlenen kervanlara katılım çağrısı yaptı. Bu kervanların desteklenmesini "canlı imanın işareti" olarak niteleyen Karadaği, sözden eyleme geçilmesini, vicdan teknelerine binerek harekete geçilmesini istedi.
Binlerce kişi, kervanın faaliyetlerine yoğun ilgi gösterdi, fotoğraf ve videolarla hareketi belgelendirerek sosyal medyada yaydı. Kullanıcılar, dijital platformların dışına çıkarak meydanlarda, üniversitelerde ve sokaklarda etkinlikler düzenlenmesini ve kamuoyunda farkındalık oluşturulmasını talep etti.
Aynı zamanda, Libya ve Mısır’daki yetkililere çağrı yapan sosyal medya kullanıcıları, gerekli resmi işlemlerin tamamlanması için destek beklediklerini, böylece kervana katılımın artacağını ifade etti.
KERVAN, PAZAR GÜNE REFAH'A ULAŞABİLİR
Direniş Kervanı yaklaşık 165 araç ve otobüsten oluşuyor ve şu ana kadar kervana yaklaşık 2 bin Tunus ve Cezayir vatandaşı katıldı. Kervanın önümüzdeki Pazar günü Libya-Mısır sınırına ve organizatörlere göre Refah sınırına ulaşması bekleniyor. (İLKHA)
Sisi rejimi,
GAZZE KONVOYUNU ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR
Mısır güvenlik güçleri, Gazze'ye doğru yola çıkan "Dayanışma Konvoyu"na katılmak üzere ülkeye gelen çok sayıda yabancı aktivisti Kahire Uluslararası Havalimanı'nda alıkoydu. Tutulanlar arasında Cezayir, Fransa, Tunus ve Fas'tan gelen onlarca aktivist bulunuyor.
Kahire
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Kahire'ye ulaşan, aralarında üç avukatın da bulunduğu 40 Cezayirli aktivist havaalanında gözaltına alındı. Aktivistlerin telefonlarına ve kişisel belgelerine el konulduktan sonra çoğunun sınır dışı edildiği bildirildi. Ayrıca Fransız delegasyonuna mensup kişilerin konakladığı Kahire merkezdeki otellere Mısır polisi baskın düzenledi. Fransız aktivistlerle iletişimin kesildiği bildirildi.
Kahire Havalimanı yetkilileri, yürüyüşe katılmak isteyen Faslılardan en az on kişiyi ülkeye sokmadan geri çevirdi. Yine, konvoy için gelen bazı Türkiye vatandaşlarının da kaldıkları otel çevresinde Filistin bayrakları taşıdıkları gerekçesiyle sınır dışı edildiği belirtildi. Tunus'tan gelen kadın delegasyonunun da havaalanında alıkonduğu ve saatlerdir sorgulandığı bildirildi. RASD Tunisie isimli sivil platform, Mısırlı yetkilileri "hukuksuz engelleme" nedeniyle kınadı.
Şu an en az 40 Cezayirli, 10'dan fazla Faslı ve çok sayıda Fransız, Tunuslu ve Türkiyeli aktivist havaalanında veya otellerde gözaltında. Bazıları sınır dışı edildi, diğerleri için süreç devam ediyor. Konvoyun Refah'a ulaşması şu an için belirsiz.
Gazze'deki kuşatmayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak için düzenlenen bu tür uluslararası konvoylar, geçmişte kamuoyunun dikkatini bölgeye çekmekte etkili olmuştu. Ancak Mısır'ın bu sert tutumu, bölgesel düzeyde yeni bir diplomatik krize yol açabilir.
Gazeteci ve insan hakları savunucuları, "insani yardım amacıyla gelen sivillerin engellenmesi"nin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve derhal serbest bırakılmaları gerektiğini belirtiyor. Gazze'ye giden yolların kapatılması, bölgede yaşanan insani felaketi daha da derinleştiriyor.
MISIR DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN RESMÎ AÇIKLAMA
Mısır Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada, "Refah sınır kapısına gidecek hiçbir konvoyun resmi makamlarla önceden koordinasyon yapılmadan Mısır topraklarına girişine izin verilmeyeceğini" belirtti. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Filistin halkıyla dayanışma duyguları takdir edilmektedir ancak bu tür girişimlerin, devletin egemenliğine ve sınır güvenliğine aykırı şekilde yapılmasına müsamaha gösterilemez." İşgalcilerin sözde Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Mısır'a resmi baskı yaptığı ve konvoyun Gazze'ye ulaşmasının "güvenlik tehdidi" oluşturacağı yönünde uyarıda bulunduğu da Arap basınına yansıdı. (İLKHA)





