Doğruhaber - Mesut Tunce
Hatırlarsanız; alevi olan Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Dindar Açılımı” CHP’de yeni bir sürecin kapısını aralamıştı.
Bu açılımın en görünür örneklerinden biri, CHP kadrolarında görülmeye başlanan Çarşaflı ve tesettürlü kadınların üyelik törenleriydi. Cuma namazlarına gidildi, cami avlularında pozlar verildi. Bizzat kendileri tarafından kamusal alana girişi kerih görülen tesettürlü kadınlar kürsülerden konuşturuldu.
Kılıçdaroğlu bir yandan içki fiyatlarını düşüreceğine dair vaatlerde bulunurken, bir yandan da Ekrem İmamoğlu Kur’an-ı Kerim tilavetiyle ekranlara taşındı. O artık Ekrem İmamoğlu değil, E.İmamoğlu’ydu. Zira “İmamoğlu” soyadı muhafazakâr seçmenle duygusal bağ kurma girişimlerinin önemli bir parçasıydı.
CHP listelerinden TBMM’ye giren başörtülü vekiller, hatta seçim müttefiki olan İYİ partinin genel başkanı Akşener’in başörtülü fotoları, bu açılımın vitrinini oluşturuyordu. Kısacası CHP, dindar seçmenin gözünde “dün dündür, bugün bugündür” dercesine bir yenilenme görüntüsü veriyordu.
Ancak bu görüntü, CHP’li yetkililerin sıklıkla nüks eden laik ataklarıyla sürekli darbe almaktan kurtulamadı. Bunun son örneği de Leman paçavrasının başlattığı kriz ile birlikte gözler önüne serilmiş oldu.
Bu densiz paçavranın sahipleri, İslam Peygamberi Hz. Muhammed Sallalahu Aleyhi Vesellem’e yönelik kabul edilemez bir çizim yayınladı. Herhangi bir Müslüman için bu, sadece bir saygısızlık değil; inanca açık bir saldırıdır. Tam da toplumun tüm kesimlerinden tepki yükselmişken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel adeta yangına benzin dökercesine bu çirkin çizimi savundu. "Ortada hakaret yok" dedi! Hem de göz göre göre... Oysa hakaret öyle apaçıktı ki, Leman bile o karikatürü siteden kaldırmak zorunda kalmıştı. Ama Özel için mesele karikatür değil, Leman’a ‘özgürlük’ kalkanıydı. Peki, ya milyonlarca dindarın inancı, onların özgürlük alanı?
CHP'nin bunca zahmetle inşa ettiği dindar açılımı, birkaç gün içinde bir kez daha yerle bir oldu. Açıkçası bu kadar mantıksız bir siyasi hamle çok nadirdir. Dindarların oyuna göz kırparken, bir yandan da peygambere hakaret eden bir paçavraya ve o iğrenç fiilin faillerine sahip çıkmak... Bu tezatlık bir strateji mi, yoksa refleks mi? Yoksa CHP sadece derin bir projede üzerine düşen görevi mi yerine getiriyor. Sebep her ne olursa olsun, “bu işin sonu hayır değil” dedirtecek cinsten olduğu kesin.
Bütün bu olaylar yetmezmiş gibi, Özgür Özel’in durduk yere Madımak Oteli’ni gündeme getirmesi tam anlamıyla akıl tutulması değil de nedir?
“Sırf biri peygambere hakaret etti diye insan mı yakacaksınız?” mealindeki çıkışı, hem kutsala hakareti meşrulaştıran bir söyleme zemin sağladı, hem de olayları bağlamından tamamen kopardı. Oysa Madımak hala karanlık bir dosya. İçinde provokasyonun, istihbaratın, kurgunun, istismarın bolca olduğu, ama gerçeklerin hâlâ gün yüzüne çıkmadığı bir facia... Peygamber’ini savunmaya çalışanları vahşi gibi gösterip, saldırganları mağdur gibi göstermek, bunun için de geçmişin küllerini deşmek… Tam CHP’lik bir iş.
Demem o ki: Birgün camide Kur’an okuyup, sonraki gün cami duvarına işemek sürdürülebilir bir siyaset değil, sadece tutarsızlıktır.
Kendi içlerinden birileri CHP’ye şu soruyu sormalı: “Bin bir zorlukla kazandığımız dindarların oylarını bu kadar rahat heba etmek doğru mu? Bu kadar ağır bir siyasi bedeli, Leman paçavrası için ödemeye değer mi?”
Mesut Tunce