Gıdalar, uzun yıllardır insanların PFAS’a maruz kalmasının başlıca yollarından biri olarak görülüyor. PFAS (per- ve polifloroalkil maddeler), sanayiden günlük tüketim ürünlerine kadar birçok alanda kullanılan ve çevrede kalıcı olan kimyasallar grubunu oluşturuyor. Bu “sonsuz kimyasallar”, çevrede çözünmeden kalabiliyor ve ciddi sağlık riskleriyle ilişkilendiriliyor. Ancak bazı olumlu gelişmeler de mevcut.
Boston Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi (BUSPH) araştırmacılarının yaptığı yeni bir çalışma, yetişkinlerde gıdalar yoluyla PFAS maruziyetinin son 20 yılda azaldığını gösteriyor. Ancak çalışma, içme suyunun hâlâ önemli bir PFAS maruziyet kaynağı olduğunu vurguluyor.
Environmental Science & Technology dergisinde yayımlanan araştırmada, 2000'lerin başında ABD'de üretimi durdurulan “eski” PFAS kimyasallarına odaklanıldı. Kaliforniya'daki katılımcılardan alınan kan örneklerini analiz eden ekip, deniz ürünleri, yumurta ve esmer pirinç tüketiminin PFAS seviyeleriyle ilişkili olduğunu buldu. Ancak gıda kaynaklı maruziyetin, önceki çalışmalara göre daha az olduğu da görüldü.
Buna karşın, musluk suyunda PFAS tespit edilen bölgelerde yaşayan kişilerin kanında daha yüksek PFAS seviyeleri tespit edildi.
Sonsuz kimyasallar olarak anılan PFAS'lar doğada kolayca parçalanmıyor. Çeşitli kanserler, karaciğer hasarı, tiroid hastalıkları, azalmış aşı yanıtları ve gelişimsel-üreme sorunları gibi birçok sağlık problemine yol açabiliyor.