1950’lerden beri sürdürülen bu gizli program, siyonist israil tarafından hâlâ resmen kabul edilmiyor. Üstelik bu ülke, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'na da taraf değil. Buna karşın İran, söz konusu anlaşmaya bağlı kalmayı sürdürüyor ve UAEA denetimlerine açık.
Uluslararası hukuku hiçe sayarak İran’ın nükleer çalışmalarına müdahale eden siyonist israilin, aynı süreçte kendi nükleer kapasitesini artırması ise büyük bir çelişki. Stockholm merkezli SIPRI raporuna göre, Dimona’daki nükleer reaktör alanı plütonyum üretimi için güncelleniyor.
Siyonist israilin saldırgan politikalarını nükleer bir şantaj zeminine oturtması, yalnızca bölge barışını değil, küresel güvenliği de tehdit ediyor. İran’a nükleer bahaneyle saldırırken, kendi nükleer cephaneliğini büyütmesi açıkça ikiyüzlülük.





