Katar Başbakanı, “radarın israil silahını tespit etmediğini” belirterek “bu eylemlere mutlaka bir yanıt verilmesi gerektiğini” söyledi. Bazı uzmanlar füzelerin uzak mesafeden muhtemelen Körfez üzerinden ateşlendiği ve Katar hava sahasına girilmeden hedefin vurulduğunu iddia ediyor.
Katar, ABD yapımı farklı hava savunma bataryalarına sahip – Patriot ve THAAD sistemleri dahil. Ancak Başbakan Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, “israil düşmanı, radar tarafından tespit edilemeyen bir silah kullandı” dedi. Uzmanlara göre saldırı, israil savaş uçaklarından çok uzun menzilli füzelerle yapılmış olabilir.
Katar’ın ordusu Körfez’de en küçüklerden biri. Yaklaşık 15 bin asker görev yapıyor. son yıllarda Katar ordusu ciddi modernizasyon programı yürüttü; hava kuvvetleri Fransa, İngiltere ve ABD’den onlarca yeni savaş uçağı alarak filoyu 100 uçağa yaklaştırdı.
ABD menşeli sistemler neden işlemedi?
Katar, yıllardır ABD’den milyarlarca dolarlık hava savunma sistemleri tedarik ediyor. Envanterinde:
Patriot PAC-3 bataryaları, balistik füzelere karşı yüksek başarı oranıyla biliniyor.
THAAD sistemleri, atmosferin üst katmanlarında füze imhası sağlayabiliyor.
NASAMS bataryaları, seyir füzeleri ve İHA’lara karşı kısa ve orta menzilde savunma sağlıyor.
Katar’ın hava savunma sistemlerinin tamamına yakını ABD menşeli: Patriot, THAAD, NASAMS, hatta komuta-kontrol altyapısının çoğu da ABD ve Batı yazılımına bağlı. Bu durum birkaç açıdan kritik:
Patriot ve THAAD sistemleri ABD’nin kriptolu yazılım ve radar algoritmalarıyla çalışıyor. Bu tür sistemlerin “arka kapı” erişimi olabileceği ve kritik anda ABD’nin müttefik çıkarlarına göre “sessize alınabileceği” iddiası askeri çevrelerde sıkça dile getiriliyor.
ABD, kendi üslerinin bulunduğu ülkelerde bu sistemleri genellikle doğrudan kontrol veya ortak kontrol altında tutuyor. Katar’da da El-Udeyd Üssü var; burası CENTCOM’un en büyük merkezi.
Soykırımcı israilin Doha’ya saldırısı, Katar’ın egemenliğini ihlal etmekle kalmadı, aynı zamanda ABD üslerinin burnunun dibinde gerçekleşti. Eğer radarlar “hiçbir şey görmediyse”, ya israil çok gelişmiş düşük görünürlüklü mühimmat kullandı ya da ABD sistemleri bilerek devre dışı bırakıldı.
Bazı uzmanlar, ABD’nin İsrail lehine “sessiz onay” verdiğini, sistemlerin ya bilerek “bekleme moduna” alındığını ya da radar ekranındaki sinyallerin bilgi paylaşımı üzerinden filtrelendiğini savunuyor.





