HÜDA PAR, işgalci siyonistlerin Gazze’deki katliamlarına destek veren çifte vatandaş siyonistlerin Türkiye’de yargılanmasını hedefleyen kanun teklifinin, 9 Temmuz 2024’te 8 partinin desteğiyle TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesinin kabul edilmesine rağmen, hâlâ gündeme alınmamasına tepki gösterdi.
Partiden yapılan açıklamada, “Soykırımcı çifte vatandaşların Türkiye’de yargılanması için Meclis’e sunduğumuz kanun teklifinin doğrudan Genel Kurul’da görüşülmesi 8 partinin desteğiyle kabul edildi. Ancak aradan geçen süreye rağmen hiçbir adım atılmadı, teklifimiz adeta sümenaltı edildi.” denildi.
Açıklamada, son dönemde yaşanan Sumud ve Özgürlük filolarına yapılan müdahalelerin, söz konusu kanun teklifinin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koyduğu vurgulandı.
HÜDA PAR, teklifin yasalaşması için vatandaşlara çağrıda bulunarak, “siyonist katillerin yargılanması için hazırladığımız kanun teklifini şimdi aziz milletimize emanet ediyoruz. Tüm vicdan sahiplerini imza kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kanun teklifinin bir an önce yasalaşması için toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunan HÜDA PAR,, “Kanun teklifimizin yasalaşmasını destekleyen tüm vicdan sahiplerini imza kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Destek olmak isteyen vatandaşlar, kampanyaya imza.hudapar.org adresinden katılım sağlayabiliyor.
Parti, “#ÜlkemdeSiyonistİstemiyorum” etiketiyle başlattığı kampanya geniş kitlelere ulaştı.
Türkçe Konuşan Siyonist Rejim Askerleri
Sumud Filosu’ndaki aktivistlerden İkbal Gürpınar, Tunus’ta Gazze ablukasını kırmak üzere yola çıkmayı bekleyen bir gemiye yönelik siyonist rejim saldırısından sonra bekleme yapıldığı sırada bir MOSSAD mensubunun kendileri ile Türkçe konuştuğunu, Siyonistlerce uluslar arası sularda esir alınması sürecinde ise esaret anında karşılaştıkları askerlerin büyük çoğunluğunun Türkiye vatandaşı olduğunu söyledi. Bu nedenle maskelerini çıkarmadıklarını söyleyen Gürpınar, “Orada zulmeden askerlerin çoğu Türk pasaportlu idi; maskelerini indirmediler” ifadesini kullandı.
Siyonist terör rejimi tarafından alıkonulan bir diğer aktivist Dilek Tekocak da esir alındığı siyonist rejimde yaşadıklarını “Bir israil askeri, düzgün bir Türkçeyle Türklerin yanına gelip onlara hakaret etti. Türkçesi düzgün olan israil askeri vardı. Nerelisin? Türkçe’yi nasıl öğrendin diye sorduğumda Yozgatlıyım. Türk’üm, babam Yozgatlı” dedi.
Gazeteci Yaşar Yavuz ise “Cezaevine vardığımızda da çok iyi Türkçe bilen askerler bizi sorguya aldı. Ülkem aleyhine konuşmam için zorladılar. İstediklerini alamayınca darbettiler.” ifadelerini kullandı.
Muhammed Emin Yıldırım Hoca: israilde Türkçe konuşan polis ve askerler gördük
Sumud Filosuna katılarak Gazze’ye yönelik insani yardım misyonunda yer alan Siyer Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, soykırımcı israil güçlerinin filo yolcularına yönelik müdahalesine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yıldırım, siyonist terör rejiminde Türkçe konuşan asker ve polislerin bulunduğunu belirterek, bu kişilerin çifte vatandaşlıklarının iptal edilmesi çağrısında bulundu.
Gazze’ye yönelik soykırım politikasına doğrudan veya dolaylı şekilde katılan kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaya devam etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
“israilde Türkçe konuşan ve Türk olan çok sayıda polis ve asker gördük. Bu bizim zorumuza gidiyor. Çifte vatandaşlıklarının iptal edilmesini ve Gazze soykırımına katılanların yargılanmasını istiyoruz.”
Daha önce de konuya dair girişimlerde bulunduğunu belirten Yıldırım, yeniden suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı:
“Hâlâ bu konuda somut bir adım atılmış değil. Ben yeniden bununla alakalı suç duyurusunda bulundum.”
HÜDA PAR Lideri Yapıcıoğlu: Ateşin Bize Dokunmasını mı Bekleyeceğiz?
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, işgalci siyonistlerin Özgürlük Filosuna müdahalesi ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri Necmettin Çalışkan, Sema Silkin Ün ve Mehmet Atmaca'nın kaçırılmasıyla ilgili yapılan özel oturumda söz aldı. Yapıcıoğlu, partisinin Meclis’e sunduğu soykırımcı çifte vatandaşların yargılanmasına ilişkin kanun teklifini hatırlatarak "Fiilî adımlar atılması için daha ne olmasını bekliyoruz?" dedi.
Yapıcıoğlu, "Partimizin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğu Türkiye vatandaşı olup da soykırıma iştirak eden çifte vatandaşların yargılanması ve cezalandırılmasına ilişkin kanun teklifimizin bir an önce yasalaşması gerektiği, umarım bu son olaylarla biraz daha iyi anlaşılmış olsun. Söz konusu teklifin yasalaşması milletimizin vicdanının ve mazlum halklarla dayanışma karlılığının en açık ifadesi olacaktır." ifadelerini kullandı.
Fiilî adım çağrısında bulunan Yapıcıoğlu, "Evet, zalimler korkar ama kınanmaktan, lanetlenmekten değil, mazlumların kıyama kalkmasından, zulmün hesabını sormak için harekete geçilmesinden korkar. Fiilî adımlar atılması için daha ne olmasını bekliyoruz? Unutulmamalıdır ki siyonist terör rejimi, bölge barışı önündeki en büyük engel ve dünya barışına yönelmiş en büyük tehdittir. Bu tehdit gittikçe büyüyor ve yaklaşıyor. Bunun farkına varmak için ateşin bize dokunmasını mı bekleyeceğiz? Güney Afrika Cumhuriyeti yetkilileri Uluslararası Adalet Divanına dava açmanın bir bedeli olduğunu bildiklerini ve bunu göze aldıklarını söylediler. Bir an önce fiilî adımlar atılmalı ve bedeli neyse o bedel göze alınmalıdır. Eninde sonunda zalimlerin kaybettiğini hep birlikte göreceğiz, o kayıpta payı olanlardan olmak dileğiyle.” dedi.
HÜDA PAR Milletvekili Şahzade Demir: Siyonistseverler, Güvenlik Tehdididir
HÜDA PAR Milletvekili Şahzade Demir, "Siyonistler ve siyonistseverler bizim için çok ciddi bir güvenlik tehdididir." diyerek çifte vatandaşlara dikkat çekti.
Türkiye ile siyonist rejimin karşı karşıya gelmesinin artık kaçınılmaz olduğunu belirten Demir, "Siyonistler ve siyonist severler bizim için çok ciddi bir güvenlik tehdididir. Türkiye'de binlerce siyonist var. Direniş ortaya koyarak israile baskı için oraya giden kardeşlerimiz orada gözaltına alındı. Onlara eza çektiren, onları sorgulayan, onlara küfür ve hakaret eden densizler, siyonistler Türkçe konuşan insanlardı. Çok güzel bir Türkçe ile konuşan, Türkiye'den geldiklerini ifade eden bazıları vardı içlerinde. Biz öteden beri diyoruz; çifte vatandaş siyonistler var aramızda. Buradan gidip orada soykırıma katılan, kardeşlerimizi katleden insanlar vardır. Biz bir yasa teklifi verdik. Hem Türkiye vatandaşı hem siyonistlerin vatandaşı olan bu insanların, bu suçluların cezalandırılması, yargılanması, vatandaşlıkların alınması, hak ettikleri cezayı almaları için bir mücadele ortaya koyduk. Bir yıldan fazla bu yasa teklifi bekliyor. Şimdi kamuoyu çok ciddi anlamda ikna olmuş. Bunların yakalanması hepimiz için çok önemlidir. Bunların tespit edilmesi, bertaraf edilmesi çok önemlidir.’’ İfadeleriyle tehlikeye dikkat çekti.
HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu: Soykırım Suçuna İştirak Eden Çifte Vatandaşlar Yargılanmalı
HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu Meclis’e sundukları kanun teklifini hatırlatarak “Ekmeğimizi yiyen, suyumuzu içen ama siyonizme hizmet adına soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlar yargılanmalıdır.” dedi.
İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıklarının başlattığı soruşturmaların kıymetli olduğunu belirten Emiroğlu, “Ülkemizde yaşayan, ekmeğimizi yiyen, suyumuzu içen ama siyonizme hizmet adına soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlar yargılanmalıdır. Siyonist rejim, Gazze’ye yardım götürmeye çalışan ve aralarında Türkiye vatandaşlarının da bulunduğu insanlık vicdanının sesi olan kahramanlara 'terörist' muamelesinde bulunurken bizim, soykırımcı rejim saflarında terörist faaliyetlerde bulunan ve bu faaliyetlerini canlı yayınlarda itiraf eden bu soykırımcı katilleri hâlâ yargılayamıyor olmamız kabul edilemez.” dedi.
“Kanun Teklifimiz, Siyonist Yayılmacılığa Karşı Ülkemizi Koruma Hassasiyeti Taşımaktadır”
Partisinin Meclis’e sunduğu kanun teklifini de hatırlatan Emiroğlu, “Siyonist rejim saflarında yer alan ve insanlığa karşı suç işleyen çifte vatandaşların yargılanıp vatandaşlıktan çıkarılması için verdiğimiz kanun teklifi bir an önce Meclis Genel Kurulunda görüşülerek yasalaştırılmalıdır. Teklifimizin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasına yönelik önergemiz, sekiz partinin desteğiyle kabul edilmiş olmasına rağmen, kanun teklifimizin görüşülmesi sürekli ertelenmektedir. Kanun teklifimiz, siyonist yayılmacılığa karşı ülkemizi ve halkımızı koruma hassasiyeti taşımaktadır. Sıra bize gelmeden içimizdeki zehirli otları ayıklamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Vatandaşı 4 Bin Katil, Siyonist Rejim Ordusunda Görev Yapıyor İddiası
Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 38 bine yakın masumun kanına giren siyonist askerlerinin 4 bininin Türkiye pasaportu taşıdığı, bunların 400’ünün Türkiye’den gittiği iddia ediliyor.
Edinilen bilgiye göre bu kişiler, Türkiye’den değil, deşifre olmamak için üçüncü ülkeler üzerinden ve farklı kimlikler kullanarak siyonist terör rejimine geçti. CHABAT ve israildeki Türkiyeliler Birliği bu süreçte etkin rol aldı. 7 Ekim’den bu yana en az 65 Yahudi Türkiye vatandaşının Gazze’de öldürüldüğü; 110’u da yaralandığı bildiriliyor.
Siyonist terör rejiminde 18 yaşına giren her vatandaş, zorunlu askerliğe alınıyor. Anlaşma gereği siyonist terör rejiminin de aralarında bulunduğu 12 ülkede askerlik yapan çifte vatandaşlar Türkiye’de askerlikten muaf oluyor.
Türkiye’den gidenler ve siyonist terör rejiminde yaşayan Yahudilerin listesinin israildeki Türkiyeliler Birliği isimli Tel Aviv merkezli dernekte olduğu kaydedildi. Derneğin resmî kayıtlı 120 bin üyesi bulunuyor. Siyonist terör rejimi dışında yaşayan Yahudilerin tespit edilmesini ve ikna sürecini CHABAD isimli siyonist kuruluş üstleniyor. Siyonist terör rejiminde yaşayan ve Türkiye vatandaşlığı olanların ana merkezi Tel Aviv’de Batyam bölgesi. Bir tür getto niteliği taşıyan bölgede Türkiye usulü restoran ve kahvehaneler bulunuyor. Bu kişiler arasında yılın önemli bir bölümünü Türkiye’de geçirenlerin sayısı da oldukça fazla.
HÜDA PAR’ın Soykırımcı Çifte Vatandaşların Yargılanması Kanun Teklifi
HÜDA PAR Meclise sunduğu soykırımcı çifte vatandaşlarının yargılanmasını talep eden kanun teklifiyle ilgili bir bilgilendirme metni paylaştı. Metinde Türkiye’nin sorumluluğunun yanı sıra kanun teklifinin neden gerekli olduğu ve kabul edilmesi halinde ne olacağına dair sorulara kapsamlı yanıtlar veriliyor.
Türkiye’nin Sorumluluğu
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1951'den beri yürürlükte ve taraf ülkelere soykırıma karşı mücadele etme sorumluluğu yüklemektedir.
Türkiye bu sözleşmeyi imzalamış ve soykırım suçunu işleyenleri "evrensellik prensibi" gereği yargılayıp cezalandırmayı taahhüt etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bazı kişilerin siyonist işgalci israil ordusuna katılarak bu suçlara iştirak ettiği yönündeki iddialar karşısında bu kişilerin yargılanıp hak etikleri cezaya çarptırılmaması toplum vicdanını yaralamaktadır.
HÜDA PAR’ın Meclise Sunduğu Kanun Teklifi Neden Gerekli?
Gazze'de yaşananlar bir savaş değil, açık bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur. Hem Türkiye hem de soykırımcı terör rejimi pasaportu taşıyan bazı çifte vatandaşların bu suçlara doğrudan katıldığı bilinmektedir.
Mevcut yasalar yargılamayı mümkün kılsa da soruşturmanın Adalet Bakanı'nın talebine bağlı olması nedeniyle, israil ve destekçisi ülkelerle ilişkilerin bozulacağı endişesi ile yargı süreci işletilmemektedir. Bu durum, suçluların cezasız kalmasına yol açmakta ve adalete güveni zedelemektedir.
Kanun Teklifinin Amacı Ne?
Soykırım ve insanlık suçlarını işleyenlerin cezasız kalmasını engellemek
Çifte vatandaşların, başka ülkelerde işledikleri bu suçlar nedeniyle korunmasına son vermek
Türkiye vatandaşlığının, soykırımcılar için bir koruma kalkanı haline gelmesini önlemek
Türkiye'nin evrensel hukuk ve insan hakları çerçevesinde kararlı bir duruş sergilemesini
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin uygulanmasını sağlamaktır.
Bu şekilde, ülkemizin soykırımcı vatandaşlarını kollama/cezasız bırakma suretiyle soykırım suçuna ortak olmaktan kurtulmasını sağlamaktır.
Kanun Teklifi Ne Getiriyor
Yargılama Yetkisi Artacak
İnsanlık suçu ve soykırım suçlarında artık sadece Adalet Bakanı'nın talebiyle değil, TBMM kararıyla veya doğrudan soruşturma açılması sağlanacak.
Böylece soruşturma işlemleri, hükümetten bağımsız şekilde, milletin temsilcileri tarafından ya da doğrudan başlatılabilecek.
Soykırımcıların Çifte Vatandaşlığına Son
Soykırım suçu veya insanlığa karşı suç işleyip yargılanmaktan kaçan çifte vatandaşların Türkiye vatandaşlığı iptal edilebilecek.
Vatandaşlığı iptal edilenlerin Türkiye'deki mal varlıklarına el konulacak ve bu varlıklar Aile ve Gençlik Fonu'na aktarılacak.
Soykırımcılara Ağırlaştırılmış Müebbet Cezası
Yabancı bir ordu içinde soykırım suçu işleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.
Teklif Kabul Edilirse Ne Olacak?
Gazze'de çocukları ve sivilleri katledenlere destek olanlar ya da doğrudan bu katliamlara katılanlar artık cezasız kalamayacak. Türkiye vatandaşlığı, soykırımcılar için güvenli bir kalkan olmaktan çıkacak. Türkiye, soykırımlara ve insanlık suçlarına karşı etkin bir yargı mekanizması kurmuş olacak. Gelecekte benzer suçların işlenmesini önleyecek caydırıcı bir hukuk mekanizması oluşacak.





