Son dönemlerde HÜDA PAR hakkındaki dezenformasyon içeriklerinin dikkat çekici biçimde artması, dezenformasyonun tekil bir kampanya olmaktan daha çok ideolojik bir yıpratma stratejisinin parçası olarak değerlendirilmektedir.
Bu saldırıların iki ana nedeni var:
1- HÜDA PAR'ın anti-siyonist politika ve söylemleri
2- Kürt meselesine yönelik yerli ve İslam kardeşliği temelli çözüm yaklaşımı.
Bu iki maddenin de rahatsızlık oluşturduğu kesimler var ve bu kesimler, HÜDA PAR’ın bu haklı ve sosyolojik temelleri olan söylemlerin halka ulaşmasını engellemek istiyorlar.
HÜDA PAR'ın israil katliamlarına karşı net ve sert tavrı, Türkiye kamuoyunda takdirle karşılandı. Küresel Sumud Filosu’na desteği ve Meclis’teki 4 vekilin açıklamaları toplumda yankı uyandırdı.
HÜDA PAR’ın çifte vatandaş Siyonistlerin yargılanmasına dair kanun teklifi Türkiye Yahudi Cematinden Doğan Kasadoğlu dahil toplumun farklı kesimlerinden büyük destek aldı. Tabi bu durum israili ve Türkiye'deki ortaklarını rahatsız etti.
Bu rahatsızlığı daha önce Narin Güran olayında görmüştük. israil yanlısı bir X hesabından paylaşılan dezenformasyon içerikli bir bilgi o dönem HÜDA PAR’a karşı yürütülen linç kampanyalarının kaynağını oluşturmuştu.
Öte yandan HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair Diyarbakır ve Van'da düzenlediği çalıştaylar Kürt kamuoyunda yankı uyandırdı. Özellikle farklı kesimlerden birçok ismin bu çalıştaylarda çözüme ilişkin fikirlerini paylaşması ilgiyle karşılandı.
Çalıştayların sonuç bildirgelerinde Kürt meselesinde "İslam kardeşliği paydasında kardeşlik" perspektifi ise Kürtleri kendi tekelinde gören seküler örgüt ve partisini rahatsız ettiği biliniyor.
Sonuç olarak;
HÜDA PAR’ın bu iki mesele hakkındaki etkili açıklamaları ile dezenformasyon içerikli linç kampanyaları arasında bir paralellik görmek mümkün.
HÜDA PAR’a yönelik karalama kampanyalarının amacı, siyonizm karşıtlığını ve Kürt meselesine adil çözüm arayışını birleştiren bir siyasi yaklaşımın cezalandırılmak istenmesidir. Bu yaklaşımın Türkiye’ye huzur ve barış getireceği bilinmektedir. Ancak Türkiye’ye barışın gelmesini istemeyenler, bu kampanyalarla HÜDA PAR'ın sesini kısmaya çalışmaktadır.
Bu saldırılar, HÜDA PAR'ın Kürt kamuoyunda kitleselleşmesini ve Türkiye'nin tamamını ilgilendiren konulardaki görüşlerini anlatmasını önleme girişimi olarak değerlendirilmelidir.




