Mısır'daki 2013 askeri darbesinden sonra Türkiye’ye sığınan akademisyen ve eğitimci Muhammed Abdelhafız Abdalla, iş amacıyla gittiği Kenya’dan dönüşünde İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı. Hakkında giriş yasağı olduğu gerekçesiyle ülkeye alınmayan Abdulhafız’ın Mısır’a sınır dışı edilme tehlikesi gündeme geldi.
Abdulhafız’ın, iadesi hâlinde işkenceye uğraması, insanlık dışı muamele görmesi ve hatta idam edilmesi riski bulunuyor. Sosyal medya üzerinden binlerce kullanıcı, yetkililere çağrıda bulunarak Abdulhafız’ın serbest bırakılmasını ve Türkiye’de kalmasına izin verilmesini istedi.
HÜDA PAR: Sadece vicdan meselesi değil, açık bir hukuki zorunluluk
HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Abdulhafız’ın 2013 yılında Mısır’daki askeri darbe sonrası ağır insan hakları ihlallerinden kaçarak Türkiye’ye sığındığını, 8 yıldır ailesiyle birlikte burada yaşadığını hatırlatarak şunları kaydetti:
“Kendisinin Mısır’a gönderilmesi hâlinde, işkenceye uğrama, insanlık dışı muameleye maruz kalma ve hatta idam edilme riski son derece yüksektir. Bu durum yalnızca bir vicdan meselesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerinin ihlalidir.”
Konuya ilişkin açıklama yapan HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı, gelişmeleri şu ifadelerle duyurdu:
“Mısırlı akademisyen, eğitimci ve davetçi Muhammed Abdelhafız Abdalla, Mısır’daki 2013 askeri darbesi sonrasında ülkedeki ağır insan hakları ihlallerinden kaçarak Türkiye’ye sığınmış; 8 yıldır ailesiyle birlikte Türkiye’de yaşamaktadır. Bugün itibariyle İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınmış ve hakkında sınır dışı edilme işlemi başlatılmıştır.
Kendisine yönelik giriş yasağı veya tahdit kodu bulunduğu gerekçesiyle ülkeye girişi engellenmiş; ancak söz konusu yasağın içeriği, gerekçesi ve hukuki temeli kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılmamıştır.
Oysa Muhammed Abdelhafız’ın, Mısır’a gönderilmesi hâlinde, işkenceye uğrama, insanlık dışı muameleye maruz kalma ve hatta idam edilme riski son derece yüksektir.
Bu durum yalnızca bir vicdan meselesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelecektir.
Anayasa’nın 17. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi ve 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesi açıkça; bir kimsenin, hayatı, özgürlüğü veya güvenliği tehdit altındaysa başka bir ülkeye geri gönderilemeyeceğini (non-refoulement ilkesi) emretmektedir.
İlgili mercileri, bu açık hukuksuzluğa son vermeye ve Mohamed Abdelhafız’ın ailesiyle birlikte Türkiye’de güven içinde yaşamasını temin etmeye davet ediyoruz.





