Tarih boyunca altın, siyasi ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli bir liman olarak kabul edilmiştir. Değerli bir emtia olması, kolayca taşınabilir ve dünya genelinde likit bir varlık olması, kriz zamanlarında yatırımcılara güven vermektedir.
Ancak her yatırımcı altına aynı şekilde değer vermemektedir. Ünlü yatırımcı Warren Buffett, 2011 yılında Berkshire Hathaway hissedarlarına gönderdiği bir mektupta altını “kısır varlık” olarak tanımlamıştır. Buffett’a göre, altın temettü ödemez; bu nedenle üretken olmayan bir varlıktır.
2025’te neden altına büyük talep oldu?
Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde ticaret savaşlarının yeniden tırmanması, ABD’nin kamu borcunun rekor seviyelere ulaşması ve Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) bağımsızlığına ilişkin endişeler, yatırımcıları altına yöneltti.
Bloomberg’in Eylül 2025’te yayımladığı bir rapora göre, altına dayalı borsa yatırım fonlarına büyük bir yatırım akışı olmuş ve yatırımcıların sahip olduğu toplam altın miktarı son üç yılın zirvesine ulaşmıştır. Bu talep, 2025 yılında altın fiyatlarının rekor kırmasına yol açtı. 2 Ekim 2025'te Aralık vadeli işlemlerde altının ons fiyatı tarihte ilk kez 3900 doları aştı. Bu yükselişin ardında, ABD Kongresi’nin federal bütçede uzlaşmaya varamaması ve hükümetin yaklaşık yedi yıl sonra ilk kez kapanması yatıyordu.
Altının güvenli liman olmasının nedenleri
İstikrar ve likidite: Kriz dönemlerinde diğer varlıklara kıyasla daha istikrarlıdır.
Enflasyona karşı koruma: Para birimleri değer kaybettiğinde altın alım gücünü korur.
Faiz oranlarına duyarlılık: Düşük faiz ortamı altını daha cazip hale getirir.
Doların zayıflaması: Altının fiyatı dolarla belirlendiği için, dolar değer kaybettikçe altın yabancı yatırımcılar için ucuzlar.
Kültürel değer: Özellikle Hindistan ve Çin'de altın nesiller arasında aktarılan bir servet sembolüdür. Hindistan’daki ailelerin yaklaşık 25.000 ton altına sahip olduğu tahmin edilmektedir.
2024 öncesinde altının yükselişi neden başladı?
Altın fiyatlarındaki yükseliş 2024 yılı başında, merkez bankalarının büyük çaplı altın alımlarıyla başladı. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, rezervlerini dolardan bağımsızlaştırmak amacıyla altın stoklarını artırdı.
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası ABD ve müttefiklerinin Rus Merkez Bankası’nın rezervlerine el koyması, ülkeleri döviz rezervlerinin risk altında olduğuna ikna etti. Dünya Altın Konseyi'ne göre, merkez bankaları 2024 yılı boyunca üst üste üçüncü yıl 1000 tondan fazla altın satın aldı ve böylece dünyada çıkarılmış altının beşte birini ellerinde tutar hâle geldiler.
Yükselişi ne durdurabilir?
Kâr realizasyonu: Yatırımcıların kazançlarını nakde çevirmesi.
Jeopolitik gerilimlerin sona ermesi: Örneğin Rusya-Ukrayna barışı.
Merkez bankalarının altın satışı: Ancak şu anda böyle bir eğilim yok.
1999’da imzalanan Washington Altın Anlaşması sayesinde merkez bankalarının düzensiz satışlarının piyasayı istikrarsızlaştırması engellenmiştir.
Fiziki altın yatırımı zorluklar oluşturur mu?
Depolama, güvenlik ve sigorta maliyetleri vardır.
Fiziki altın alımında, genellikle spot fiyatın üzerine prim ödenir.
Bölgesel fiyat farkları ve arbitraj fırsatları olabilir. Örneğin, ABD’de gümrük vergisi endişeleri altının COMEX borsasında spot fiyatların çok üzerine çıkmasına neden oldu. Daha sonra bu endişe Trump’ın açıklamalarıyla giderildi.
Altın gerçekten “kısır varlık” mı?
Yatırım uzmanı Rula Raşid’e göre, altının faiz ya da temettü üretmemesi onu “kısır” gibi gösterebilir. Ancak bu yaklaşım, altının uzun vadeli değer koruma işlevini göz ardı eder. Enflasyona, krizlere ve piyasa oynaklığına karşı güçlü bir korunma aracı olan altın, bu yönüyle önemli bir stratejik varlıktır.
2024’te %27, 2025’te ise %45’in üzerinde artış gösteren altın fiyatları, onu aktif bir yatırım aracına dönüştürmüştür.
Neden yatırımcılar altın alımını sürdürüyor?
Ekonomist Muhammed Said’e göre, altındaki bu ani yükseliş büyük yatırımcıları bile şaşırttı. Bunun arkasında:
Doların değer kaybı
Beklenenden fazla faiz indirimi ihtimali
Küresel jeopolitik ve ticari gerginlikler
Merkez bankaları ve ETF’lerin talebi
Said, bu faktörlerin 2026’da da devam etmesi hâlinde altının 4500 dolar seviyesini aşabileceğini öngörüyor.





