Allah Teâlâ, Kur’an’da şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır” (Bakara, 2/168). Peki, haram yoldan elde edilmiş bir mal miras olarak bırakılabilir mi? İslam fıkhına göre bu konuda neler söyleniyor? İşte İttihadul Ulema'nın rehberliğinde detaylı bilgiler…
Haram Malın Mirastaki Durumu
Fıkıh alimlerinin ortak görüşüne göre, mirasçıya kalan malın haram yollardan elde edilip edilmediği bilinmiyorsa ve bu konuda herhangi bir ipucu yoksa, bu mal mirasçı için helal kabul edilir.
İslam’da temel kural, malların helal yollarla kazanıldığı varsayımıdır. Ancak, mirasın haram olduğu kesin olarak biliniyorsa veya bu konuda ciddi şüpheler varsa, mirasçının bu malı terekeden ayırması gerekir.
Haram Malın Bilindiği Durumlar: Eğer mirasın haram yollardan geldiği kesin olarak biliniyorsa, bu kısmın miktarı terekeden çıkarılmalıdır. Şüphe varsa, mirasçı tahmini bir miktar belirleyerek bu bölümü ayırmalıdır (Nevevî, el-Mecmu’, IX, 428).
Haksız Kazanç Durumu: Miras, gasp, dolandırıcılık veya bir başkasının hakkına girerek elde edilmişse, bu malın asıl sahibine iade edilmesi şarttır. Sahibi bulunamıyorsa, mirasçıları aranmalı ve mal onlara teslim edilmelidir. Eğer mirasçılar da yoksa, mal hayır kurumlarına veya ihtiyaç sahiplerine bağışlanmalıdır.
Haram Yollardan Kazanılan Mal: İçki, uyuşturucu, kumar gibi İslam’da haram kabul edilen yollarla elde edilen mallar da terekeden ayrılarak hayır kurumlarına veya fakirlere verilmelidir. Ancak, ölen kişinin yakınları yoksul durumdaysa, bu mallardan ihtiyaçları kadar bir pay alabilirler.




