Mazlum Der'den yeni süreç ve eğitim-öğretim açıklaması
Mazlum Der Genel Yönetim Kurulu, yeni süreç ve yeni eğitim ve öğretim yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
SİVAS- Mazlum Der Genel Yönetim Kurulu(GYK), Sivas'ta gerçekleştirdiği toplantıda yeni süreç ve 2013- 2014 Eğitim-Öğretim yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıya Batman adına Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı Murat Çiçek, GYK üyeleri, Batman Şube Başkanı Hasan Argünağa, Ahmet Gayretli ve Naman Bakaç katıldı.
Toplantıdan sonra Mazlum Der GYK adına yapılan basın açıklamasında, iç içe birçok bölgesel krizin yaşandığı bir dönemde, Türkiye'de yaşanan büyük acıların, hak ihlallerinin, baskı ve dayatmaların barışla çözülmesi yönünde geliştirilen iradeyi önemsediklerine dikkat çekildi. Açıklamada, başlatılan son süreçle birlikte toplumun tüm kesimlerinde barış ve çözüm beklentisinin yükseldiğinin görüldüğü ifade edildi. Açıklamada "Buna karşı sürecin akamete uğraması, telafisi mümkün olmayacak bir hayal kırıklığına yol açacaktır. Mazlumder, son dönemde gündeme yansıyan görece tıkanmanın, sürecin bütün taraflarının olumlu yönde katkılarıyla bir an önce giderilmesi gerektiği kanaatindedir." ifadeleri kullanıldı.
Hem süreci geliştirmek, hem de tüm süreçlerden bağımsız olarak ele alınması gereken önemli bir gündem maddesinin de eğitim olduğuna işaret edilen açıklamada "Sorun, Millî Eğitim Sistemi'nin 'tek tipleştirici', 'ötekileştirici', 'otoriter' ve 'milliyetçi' bir sistem olarak tasarlanmasından kaynaklanmaktadır." denildi.
Mazlumder'in mevcut eğitim anlayışının yerine insanlık onuru ile temel hak ve özgürlükleri esas alan bir eğitim anlayışını benimsediğine vurgu yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Bu kapsamda:
1) Eğitim sürecinin her kademesinde, inanç ve ifade özgürlüğü bağlamında başörtüsü ile eğitim alma ve verme hakkı tanınmalı, yapılan son yönetmelik değişikliğinin uygulanabilmesi için okullarda ibadete uygun mekânlar tahsis edilmelidir" ifadelerine yer verildi.
2) İlkokullarda "Öğrenci Andı" zulmü halen devam etmektedir. Bu ant, hem etnik hem de dini kimliklerin inkârını esas alan bir dayatmadır. Bütün temel insan hakları ilkelerine, pedagojik kaidelere, insan fıtratına ve İslam'ın inanç esaslarına aykırı olan bu uygulamaya artık son verilmelidir.
3) Eğitimdeki tektipleştirici ve ideolojik yaklaşımın temel yasal dayanağı kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu kaldırılmalıdır.
4) En temel insan haklarından olan anadilde eğitim hakkı, Cumhuriyet tarihi boyunca evrensel insan hakları sözleşmelerine ve dini referanslara aykırı olarak gasp edilmiştir. Hükümet, devletin bir asırlık gasp politikasını devam ettirmek suretiyle, anadilde eğitim hususunda toplumsal talepleri görmezden gelmekte, resmi tezlerde direnç sergilemektedir." ( Veli Demir-İLKHA)