Diyarbakır'da "Filistin'de Çocuk Katliamına Karşı Analar Kıyamda" mitingi düzenlendi
Memur-Sen Diyarbakır Kadınlar Komisyonu, Filistin'deki soykırıma dikkat çekmek amacıyla Şeyh Said Meydanı'nda "Filistin'de Çocuk Katliamına Karşı Analar Kıyamda" mitingini gerçekleştirdi.
Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanlığı bünyesinde Kadınlar Komisyonu tarafından Filistin'de uygulanan soykırıma tepki amaçlı merkez Yenişehir ilçesi Şeyh Said Meydanı'nda kadınlar bir araya geldi.
Program, Dr. Rıfat Ablay'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Mitingin selamlama konuşmasını Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir yaptı.
"Müslümanlar bugün tıpkı şeyh Ahmet Yasin'in dediği gibi suskun, aciz ve helak olmuş ölü gibiler"
Tekdemir, "Zulmün karşısına vicdanı ile dikilen, cesareti, içimizi burkan ölümü ve "zülüm bizdense ben bizden değilim" sözü ile hafızamızın derinliklerine kazınan Rachel Aliene Corrie'nin annesine söylediği gibi, dünyanın böyle korkunç bir hale gelmesine tanıklık etmek canımızı yakıyor. Siyonist çetenin üstünlük ve yenilmezlik imajını sarsan, Müslümanların akılları ve kalpleri üzerinde gezinen küfrün ve korkunun ağır gölgesini aksa tufanıyla kaldıran direnişin yiğit evlatlarına, mücahitlerine selam olsun. Mücahitler Müslümanların çiğnenen onurunu yeniden iade etmek için kutlu bir adım attı. Ve bu onura ümmetten pay çıksın diye elini uzattı. Heyhat ki bu şerefli ve şehit ele uzanan bir tane devlet yok. Siz bu şerefli davete lebbeyk demek için de buradasınız. Tekerlekli sandalyesinde ve felçli olmasına rağmen Şeyh Ahmet Yasin'i siyonistlerin hedefi haline getiren şey onun imanı, cesareti ve gayretiydi. Ne yazık ki Müslümanlar bugün tıpkı şeyh Ahmet Yasin'in dediği gibi suskun, aciz ve helak olmuş ölü gibiler. Allah, katil siyonistlere Gazze'ye ne yaptın diye sorduğunda, bize de Gazze için ne yaptın diye sormayacak mı? Mesuliyet ve mensubiyetini unutmuş ümmete uyanış nasip et Allah'ım. Bir kısmı kanton, diğer kısmı da karton devlet olan arap devletlerini köle ahlaklı liderlerden kurtar Allah'ım." şeklinde konuştu.
Gazze'de 3 binden fazla bebek ve çocuk katledildiğinin altını çizen Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, şöyle konuştu:
"Ey Filistin halkı! Sizin canınız bizim vicdanımız, gasp edilen evleriniz bizim ayıbımız, poşetlerdeki bebekleriniz bizim de evladımız, susmayacak haykıracak, kurumuş vicdanlara dokunacağız. Dünyanın gözü önünde bir insanlık dramı yaşanıyor. İşgal altındaki Gazze'de bebekler hür doğmuyor, 29'uncu günde 3 binden fazla bebek ve çocuk katledildi. Fosfor bombaları altında nefessiz, Enkaz altında soluksuz kalan ciğerpareler ya kayıp ya ölü ya da yaralı. O kadar çok öğrenci öldü ki, okullarda ders döneminin bittiği açıklandı. Gazze'de Okula gidecek çocuk kalmadı. Genç kızların çeyiz sandıklarına füzeler yağıyor. Siyonist katiller, Dünya savaşlarında görülmemiş bir canilik sergiliyor. Hastaneler, okullar, mabetler bombalanıyor. Filistin halkı ölüsüne bile tek parça ulaşamıyor. Ne cenazesini yıkamaya suyu var ne sarmaya kefeni. Aç karınlarını kurşun dolduruyor çocukların ve Gazze'de ölüm kokuyor. Beşiklere mermi, kundaklara kan doldu. Ölen annelerin karınları yarılıp, bedeni morarmış bebekler çıkarıldı. Yarabbi bu ne büyük bir imtihan!"
"Gazze'de ölen sadece masum siviller değil, Gazze'de insanlık ölüyor!"
Aydın, "Hepimiz biliyoruz ki 'zulüm' bu topraklar için 7 Ekim'de başlamadı. Siyonizm aşığı batılılar, Avrupa'da siyonist bir devlet kurulmasını istemediler, Kudüs'ün kalbine kanlı bir hançer gibi sapladılar işgali. Dün siyonist zirvede Balfour'da çizdikleri haritalar bugün kanla, vahşetle, bombalarla ve soykırıma dönüştü. Bu vahşete dünyanın sessizliği de Filistin halkının yok sayılması da yeni değil! Yüz yılı aşkın bir süredir Müslüman beldesine sinsice yerleşen bu illet, on yıllardır belli aralıklarla kin kusmaktadır. Çoluk çocuk, yaşlı kadın, sivil asker demeden bölge halkına kan kusturmakta." ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar 100 bin Filistinlinin katledildiğini, 8 milyon kişinin de topraklarından sürüldüğünü dile getiren Aydın, "Geri kalanı ise dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde tecrit edildi. Mescid-ül Aksa, 1948'den beri işgalcilerin kirli postallarıyla çiğneniyor. İşgal tam 75 yıldır Kudüs'te kol geziyor. Her metre karesinde Müslümanın ahı ve mazlumların kanı olan Gazze, bugün yine ateş altında. Günlerdir canlı yayınlarda korkunç bir vahşet izliyoruz. Ağır bombardımanlarla Gazze harabeye çevriliyor. Parçalanmış cesetler, bebekler ve çocuklarla can pazarı kurulmuş Gazze'de. Gazze yok oluyor. Gazze ölüyor. Filistin sağlık bakanı kan revan içinde, cesetlerin ortasından basın açıklaması yapıyor. Bombalama sonrası kimliklerini tespit edebilmek için, aileler çocuklarının kollarına adlarını yazıyor, Gazze'de ölen sadece masum siviller değil, Gazze'de insanlık ölüyor!" dedi.
Yapılan konuşmalarının ardından temsili olarak Gazze'de katledilen bebekleri ellerinde taşıyan kadınlar, "sessiz çığlık" eylemi yaptı.
Program, İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın'ın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)