HÜDA PAR’dan İslam Dünyasına çağrı SİYONİST TERÖR REJİMİ İLE İLİŞKİLERİNİZİ KESİN
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Bütün İslam Dünyasına şu çağrıda bulunuyoruz: Siyonist Terör Rejimi ile ilişkilerinizi kesin, onu bir devlet olarak tanımaktan vazgeçin.” ifadelerini kullandı.
ZEKİ ARAS / DOĞRUHABER
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı özel bir televizyon programında, Gazze, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin meselesine dair açıklamalarda bulundu. Siyonist işgal rejiminin Gazze’de hastane katliamı başta olmak üzere, işlemiş olduğu savaş suçlarına karşı ciddi adımların atılması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “Bütün İslam ülkelerine şöyle bir çağrıda bulunuyorum: kendi parlamentolarınızdan kararlar geçirin. Nasıl siz ‘falanca hareket terör örgütüdür’ diye kararlar çıkarıyorsanız. Deyin ki: Siyonizm çok tehlikeli bir fikir akımıdır, bizim memleketimizde bunun propagandasını yapmak terör propagandası yapmaktır, bunu yapanları cezalandıracağız diye kanunlar çıkarın.” teklifinde bulundu.
“NORMALLEŞME YARIŞINA GİREN ÜLKELER NORMALLEŞME SÜRECİNİ ASKIYA ALMALI”
7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu başlayınca ‘Ortadoğu’nun 11 Eylül’ü’ dediler. Hastanenin bombalanmasından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, normalleşme yarışına giren ülkeler ya kendi halklarını karşılarına alacaklar ya da bu normalleşme sürecini askıya alacaklar. Biz de bütün İslam Dünyasına şu çağrıda bulunuyoruz: Siyonist Terör Rejimi ile ilişkilerinizi kesin, onu bir devlet olarak tanımaktan vazgeçin. Hatırlarsanız birkaç gün önce Sayın Cumhurbaşkanının bir açıklaması olmuştu ‘eğer bir örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele görür’ diye. Çok net bir şekilde ortadadır ki zaten devlet olma vasfı yoktur ve devlet gibi de davranmıyor. Başından beri bir terör örgütü gibi davranıyor ve bundan sonra da böyle devam edecektir. Çünkü devlet değildir gerçekte bir terör örgütüdür ve dünyanın en tehlikeli terör örgütüdür. Çünkü elinde savaş uçakları ve nükleer silahlar var. Dünyanın en tehlikeli fikriyatıdır, ırkçılığıdır. Çünkü Nazizm’den bile beterdir, çünkü kendilerinin dışındaki kişileri insan olarak kabul etmiyorlar.” dedi.
“SİYONİST TERÖR REJİMİ GÜÇTEN ANLAR”
İslam ülkelerinin Siyonist işgal rejimini terör rejimi olarak görülmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “Siyonist terör rejimi güçten anlar. Siz onun terör örgütü olduğunu kabul edin. Bütün İslam ülkelerine şöyle bir çağrıda bulunuyorum: kendi parlamentolarınızdan kararlar geçirin. Nasıl siz ‘falanca hareket terör örgütüdür’ diye kararlar çıkarıyorsanız. Deyin ki: Siyonizm çok tehlikeli bir fikir akımıdır, bizim memleketimizde bunun propagandası yapmak terör propagandası yapmaktır, bunu yapanları cezalandıracağız diye kanunlar çıkarın. Belki o Siyonistlerin yapmış olduğu bombardıman kadar acı veren şeylerden bir tanesi bizim memleketimizde zihinleri Siyonist işgal altında olan bazı zavallılar bu vahşeti temize çıkarmak için bir yarışa girmişler. Adeta ibrikçiler yaparak onların ellerindeki kanları üstün bir gayretler yıkamaya çalıştılar. Fakat nafile bütün dünya onların vahşetini görüyor.” ifadelerini kullandı.
“HER GECENİN BİR SABAHI VARDIR”
Gazze’de iki buçuk milyon insana yapılan insani yardımların yetersiz olduğunu belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, her gecenin bir sabahı olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Siz 20 kamyon bisküvi gönderirseniz oradaki insanlara birer tane bisküvi dağıtırsanız biter. Herkesin anlayabileceği bir dille anlatıyorum: 20 kamyon 20’şer ton yük taşırsa 400 ton eder. Orada 2,5 milyona yakın insan var. Kişi başına 150 gram düşüyor. Orada su yok siz su gönderseniz kişi başına 1,5 bardak su düşüyor. Bu hesabını bilmeyenler için 20 kamyon büyük bir yardımmış gibi gelebilir ama rakamlara döküldüğünde ortaya bu sonuç çıkıyor. Bunlar alay etmektir. Bir taraftan Siyonistler ‘Gazze’nin kuzey taraflarını boşaltın, güneye doğru gidin’ diyor ama öte taraftan güneyde bir yer olan Han Yunus vuruldu. ‘Buradan Mısır’a doğru gidin’ diyorlar bu sefer Refah Sınır Kapısını vuruyor. Öte taraftan Amerika ‘İnsani yardımların bir an önce ulaşması lazım’ açıklaması yapıyor. Bu biraz işte biz insanlığımızı bütün bütün yitirmedik mesajıdır, fakat bu da lafta kalıyor. Bunlar her türlü insani değeri çiğnemeyi kafalarına koymuşlar. Bunları ancak güç durdurulabilirler. Rabbim bütün direnişçilere güç ve kuvvet versin. Müminler asla ümitlerini yitirmesinler! Ne gece sürekli gecedir, her gecenin bir sabahı vardır. Ne kış sürekli kıştır her kıştan sonra bir baharı vardır. İnsanların eceli olduğu gibi devletlerin ve milletlerin de bir eceli vardır. İnşallah Siyonist’in eceli yakınlaşmıştır ki bütün dünya kamuoyunun gözüne baka baka her türlü hürmeti çiğniyor, her türlü sınırı aşıyor. İnşallah kendi sonunu hazırlıyor. Ben direnişin çok uzak olmayan bir gelecekte çok kesin bir zafere ulaşacağına bütün kalbimle inanıyorum. İnşallah o zafer yakındır.”
“HASTANENİN BOMBALANMASINDAN SONRA NEREDEYSE BÜTÜN DÜNYANIN GÜNDEMİ ARTIK FİLİSTİN”
Siyonist işgal rejiminin hastane katliamından sonra Filistin’in yeniden dünya gündemine düştüğünü belirten Yapıcıoğlu, “Şu son günlerde özellikle hastanenin bombalanmasından sonra neredeyse bütün dünyanın gündemi artık Filistin ve orada daha önceki katliamlara çok benzemeyen, çok daha şiddetli bir saldırganlıklar, çok daha vahşi bir yöntemle saldırılar iyice arttı. Evet, 7 Ekim'de Kassam Tugayları Aksa Tufanı operasyonu başlattı. O operasyonla aslında Gazze’ye yönelik operasyonların merkezini hedef aldı ve çok ciddi bir askeri başarı elde etti. Bugün Siyonist kaynaklarca da bu kabul edilmekte. Elbette karizması çizilen ‘Yenilmez Ordu’, ‘yenilmez güç’ görüntüsü yerle bir olan Siyonistler bunun da vermiş olduğu hınçla artık önlerine ne geldiyse daha önce de yaptıkları gibi kendi karakterlerine uygun olacak şekilde saldırılar gerçekleştiriyorlar. Onlar ilk başta hastane bombaladıklarını kabul ettiler. Hatta bazıları orada şehit olanlarla bile alay edercesine ‘zaten imkansızlıklar içerisinde tedavi olamayacaklardı. Bu yüzden yavaş yavaş öleceklerine rahat bir ölümle biz onları öldürdük.’ gibi küstahça açıklamalar yaptılar. Fakat daha sonra birileri onlara başka bir akıl verdi. ‘İşte İslami Cihad atmış olabilir mi? Yolunu şaşırmış bir füze mi?’ diye. Dünya kamuoyundan yükselen tepkileri görünce bir anlamda geri adım attılar ve yalana başvurdular. Aslında yalan da bunların karakterlerinin bir parçası. Sürekli yalan, sürekli kamuoyunu aldatma onların karakterlerinin bir parçası. Daha önce de Irak işgalinden önce kitle imha silahlarından bahsetmişlerdi ve bir milyon insanın ölümüne dünya kamuoyunun en azından bir kısmının tepkisiz kalmasını sağlamışlardı.” ifadelerini kulandı.
“SİYONİSTLER, MÜSLÜMANLARIN TOPRAKLARINA EL KOYMAK İÇİN TÜRLÜ TÜRLÜ DOLAPLAR ÇEVİRDİLER, KATLİAM YAPTILAR”
Aksa Tufanı operasyonu öncesinde de Siyonist işgal rejiminin Filistin’de insani hak ihlallerine devam ettiğini belirten Yapıcıoğlu, “Şimdi de bunları bahane ediyorlar. Biz de daha önce şu soruları sorduk. Yani 7 Ekim sabahı Aksa Tufanı operasyonu başlamadan önce ortalık güllük gülistanlık her taraf barış yurdu. Gazzeliler bütün isteklerine, bütün ihtiyaçlarına çok rahat bir şekilde kavuşuyorlar, ambargo kalkmış, Mescid-i Aksa’ya Yahudilerin düzenli bir şekilde saldırıları ortadan kaldırılmış da öyle birileri canları savaşmak istedi de öyle bir operasyon mu başlattılar. Bu sorunun cevaplandırılması lazım. Şu bir gerçek ki 1917 yılında İngilizler tarafından Filistin toprakları işgal edildiğinden bu yana orada kendileri yer açmak için kurdukları terör örgütleri vasıtasıyla siyonistler, sürekli Müslümanları rahatsız ettiler, taciz ettiler, katlettiler, onların topraklarına el koymak için türlü türlü dolaplar çevirdiler, katliam yaptılar. Daha sonra 1948 yılında bu sefer devletin ilan edilmesinden sonra yani İsrail'in kendisini devlet olarak ilan ettikten ve Birleşmiş Milletler tarafından pek çok ülke tarafından kabul edildikten sonra bu saldırı ve katliamlar sistematik bir hale geldi. 2006 yılında Gazze’deki HAMAS’ın iktidarından sonra yani tam 17 yıldır orada denizden ve karadan bir abluka, kuşatma var. Sınırları kapatılmış, denize açılmaları engelleniyor ve en temel insanı ihtiyaçlarına ulaşmaları bile engelleniyor ve dünya buna seyirci.” diyerek yapılan mezalime dikkat çekti.
“FİLİSTİNLİLERİN DİRENİŞTEN BAŞKA BİR SEÇENEĞİ YOKTUR”
Siyonistlerin uluslararası sularda, canlı yayın yapan kameraların önünde Mavi Marmara Gemisi’ne saldırıp 10 kişinin şehid edilmesini hatırlatan Yapıcıoğlu, “Siyonistler tarihleri boyunca bunu yapmışlardır. Birileri sanki Siyonistler uslu bir şekilde oturuyorlar, çok barışseverler, karıncayı bile incitmezler. İşte 7 Ekimde Aksa Tufanı operasyonu başladığı için onlarda bir anlamda buna karşılık verip misliyle muamelede bulundular. Orantılı bir şekilde buraya bir ‘operasyon!’ gerçekleştiriyorlar. Ama belki birilerine göre biraz orantısız olmuş olabilir. Bu böyle değil. Dediğim gibi 75 yıllık bir işgal var. Ve sürekli orada yaşanan katliamlar var. Filistinlerin önüne sadece ölecekleri noktasında bir seçenek bırakılıyor. Filistinlilerin direnişten başka bir seçeneği yoktur. Orada bir işgalci ve gaspçı var. Birde kendi topraklarını, ailesinin canını namusunu savunan ve aynı zamanda bütün İslam ümmetinin mukaddesatını ve insani değerleri savunmaya çalışan bir avuç mücahit var. Sayın Fidan’ın söylediği gibi orada yerleşimci yok. Orada Filistinlilerin topraklarına çöken gaspçılar vardır. Orada bir zalim ve bir mazlum vardır. Bu gerçekler görülmezse yapılacak olan tespit ver analizlerin temeli yanlış olur ve eğri bir temelin üzerine düz bir duvarın çıkması mümkün değildir.” dedi.