Münir Aydın / Doğruhaber / Haber-analiz

Her zaman olduğu gibi Türkiye olimpiyatın sonucuyla ikiye bölündü. Laik-seküler-sol cenah olimpiyat elemelerinin kaybedilmesinin nedenini Gezi olaylarına bağlarken, iktidar yanlısı medya ise Türkiye aleyhine yürütülen karalama projelerini ortaya çıkararak hükümeti bir nevi haklı çıkarma çabasına girdi.

Laik-seküler-sol cenahı anlamakta herhalde kimse sıkıntı yaşamaz. Fakat muhafazakâr (bizim literatürümüzde bunun adı DİNDAR) ‘ların olimpiyatları kaybeden ülkemiz için neden bu kadar çırpındıklarına bir anlam vermiş değiliz.

Ya bizim muhafazakârlar olimpiyatlar -şayet- ülkemizde gerçekleşseydi doğacak olan ahlaki bozukluklardan haberdar değiller ya da sadece işin duygusal yani olan parayı düşünüyorlar. Olimpiyatlar ülkemizde gerçekleşseydi içki, bar, kumar, fuhuş lobileri biraz daha rahatlayacak, güçlerine güç katacaklardı.

Körü körüne hükümeti desteklemek adına Allah’ın razı olmayacağı bir fiilin gerçekleşmemesinden dolayı kalbinde zerre kadar üzüntü duyan bir insanın imanından şüphelenmemek elde değildir.

Değer yargılarımızı hükümetin emellerine kurban edecek kadar kapitalistleşen Müslümanlar var maalesef…

Olimpiyatları kaybetmenin üzüntüsünün yanında dünyanın değişik coğrafyalarında zulüm altında inim inim inleyen Müslüman kardeşlerini hiç düşünmeyecek kadar haktan sapanlara hayret etmeyene şaşarım…

Sistemi korumak adına sisteme entegre olmak bir yana sistemi kutsayan Müslümanların asimilasyon çalışmalarına destek vermeleri aslında onların kime ve neye muhabbet ettiklerini göstermektedir.

Olimpiyatın kendisi de sevdası da onlara kalsın. Bize Allah ve Resulü yeter…