Şehid Abdusselam şehadetinin yıldönümünde anıldı
Diyarbakır’da 90'lı yıllarda gözaltında işkence edilerek katledilen Şehid Abdusselam İrdem, şehadetinin sene-i devriyesinde mezarı başında yad edildi.
90'lı yıllarda Diyarbakır'da gözaltına alındıktan sonra günlerce gördüğü işkenceler sonucunda Rabbine kavuşan Abdusselam İrdem, Şanlıurfa`nın Hilvan İlçesine bağlı Apaydın (Heqêç) köyündeki kabri başında düzenlenen anma programı ile anıldı.
Mustazaflar Cemiyeti tarafından düzenlenen programa katılan dava arkadaşları, şehidin mezarında dua etti. Programa erkeklerin yanı sıra kadınlar da katılarak şehidin kabri başında dua etti.
Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti başladı. Daha sonra Molla Sinan Ünel, Şehid Abdusselam'ın şehadetinin yıl dönümü münasebetiyle, ilgili bir konuşma yaptı.
"Şehid Abdusselam deyince insanın aklına fedakârlık geliyor"
Ünel, yaptığı konuşmada, "Şehadet mektebinin bir yolcusu olan Şehid Abdusselam kardeşimiz tam bundan 30 yıl önce İslami kimliğinden dolayı Kur'an'a olan sevdasından dolayı toplumun ıslahı için, toplumun hidayeti için, emek sarf ettiğinden dolayı dönemin zalim, emperyalist ve şer güçleri tarafından yakalanıp en ağır işkenceler sonucunda hayatını Rabbine adayan bir yiğittir. Şehid Abdusselam deyince insanın aklına fedakârlık geliyor. Madem biz bugün Şehid Abdusselam kardeşimizin mezarı başında bir araya gelmişiz, onun birkaç özelliğini tanımamız lazım ki, en azından onun yolundan yürüyecek olan tüm gençlerin o vasıflara bürünmesi lazım. Şehid Abdusselam deyince insanın aklına fedakârlık geliyor. Abdusselam kardeşimiz şu ayetle mücessem hale gelmişti 'De ki benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir' Şehid Abdusselam kardeşimiz bu ayeti hayatının esası kılmıştı. Hayatının esasında tek düşüncesi, tek hayali ve endişesi İslami davaydı. Şehid Abdusselam deyince aklımıza cesaret geliyor, Hazreti Hamza'nın dediği gibi 'Gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmam' diyordu. Özellikle kendim medreseyi Yusufi'deyken Şehid Abdusselam'la birlikte aynı okulu paylaşan aynı öpğrenci evini paylaşan ağabeylerle epey hasbihal ettik." dedi.
"Hayatının her aşamasında kardeşlerini kendisine tercih eden bir insandı"
Şehidin cesaretli oluşuna dikkat çeken Ünel, "Şehid Abdusselam deyince herkes onun cesaretinden bahsederdi ve herkes onun bu yönünü överdi. Hiçbir zaman insanlardan korkmadığı söyleniyordu. Bazen okul kavgalarında karşımızdaki düşman yüzlerce kişi bir araya geliyordu. Biz 4-5 kişiydik. Biz Abdusselam abiye abi diğer okullardan yardım isteyelim diyorduk ama kabul etmiyordu. Biz hiçbir okuldan yardım istemeyeceğiz diyordu. Biz bunlarla tek başımıza kavga edeceğiz ölürsek şehidiz kalırsak gaziyiz. Herkes onun Şehadetinden bahsededi. Bir gün bir abi ve bir kardeş ona ayakkabı aldı Abdusselam ayakkabıyı reddetti ama ona zorla verdiler. Şehid Abdusselam bir gece bir eve gitti sohbet yapmak için… Sohbet bitiminden sora çıkacakken ayakkabılara bakıyor ki bir kardeşin ayakkabıları yırtık, ayakkabının numarasına bakıyor ve numaralar bir birini tutuyor. Yırtık olan ayakkabıları bir yere kaldırıyor ve kendisine hediye edilen o yeni ayakkabıyı da onun yerine bırakıyor. Sonraki gün okulda Şehid Abdusselam'a ayakkabıyı hediye eden abi, Şehidin ayağında eski yırtık ayakkabıyı görünce şaşırıyor. Şehid Abdusselam'a soruyor ben sana dün bir ayakkabı hediye etmiştim nerede diye sorunca Abdusselam boşver benden daha güzel bir yere gitti diyor. Hayatının her aşamasında kardeşlerini kendisine tercih eden bir insandı." şeklinde konuştu.
"Şehidin kanı, yere atılan bir tohum gibidir"
Şehidlerin hiçbir zaman bir kayıp olmadığını belirten Ünel, "Şehidin kanı yere atılan bir tohum gibidir. Elhamdülillah şehidin şehadetinden sonra bu çorak topraklarda binlerce Abdusselam yetişti. Şehidler hiçbir zaman bizim için kayıp değildir. Tarihin her döneminde kazanç olduğu gibi bugünde kazançtır, yarın da kazanç olacaktır. Elhamdülillah, bakın bugün Gazze'de binlerce kardeşimiz şehid oluyor. Gazzeli Müslümanlar hiçbir zaman o şehidleri bir kayıp olarak görmüyorlar. Kudüs'ün özgürlüğü için, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için bir vesile görüyorlar. Ne kadar çok şehidin kanı akıtılırsa bu topraklarda İslam'ın gücü, Kur'an'ın gücü, vahyin gücü, İlah-i Kelimatullah'ın gücü o kadar yükselecektir." dedi.
Ünel konuşmasını dua ile sona erdirdi.
Program çıkışı katılımcılara ikram dağıtıldı. (İLKHA)