Tarih ilk insandan günümüze değin hak ve batıl mücadelesine sahne olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de bu mücadelelere sıkça yer verilmiştir. Bu mücadelede bazen küfrün sesinin daha yüksek çıktığı merhaleler olduysa da hak batıla daima üstün gelmiştir ve gelecektir de. Şöyle geriye dönüp baktığımız da hile ve desiselerle başa geçen firavunların bir bir yere serildiğine şahit olduk. Yıllarca Müslümanlara her türlü zalimliği yapan ve eziyeti çektiren Mübarek ve Kaddafi ve daha niceleri sahi neredeler.

Gelgelelim Türkiye’ye. Cumhuriyetin kuruluşu ile gelen ve sayıları on binlerle ifade edilen katliamlar, sürgünler, idamlar belgelerle sabittir. Üstüne üstlük bir de küfür yaltakçılığı da ekleniyor bunlara. Ne zaman bir tehlike gördüler bir şekilde bu sesi kısmaya çalıştılar. 1940-60 ve 80 darbeleri buna örneklik teşkil etmektedir. Neler yaşamadı ki Müslümanlar gözaltıları, işkence , cezaevi, sürgünler… Ama Bediüzzaman’ın dediği gibi İslam’ın söndürülemez bir nur olduğunu bir türlü anlamadılar. Meydanlar demiştik! Devrimler meydanlarda öldürülen insanlarla başlamıştır ama roller değişti bu sefer başrolde Müslümanlar var. Artık devletimiz sağolsun yok ve devlet kutsal değil. Bazıları çığırtkanlık yapıyor yapıyor da kimse yutmuyor artık bu zıvanaları. Meydanlar da artık Tekbir sesleri yükselmeye başladı İstasyon, Kazlıçeşme ve daha niceleri. Ha birde gizli kapıların ardından gelen fısıltılar var. Duyuyor musunuz irtica, şeriat, devrim, devlet. Devir değişti artık tek parti yok ve bu yükselen trendin birde partisi olmalıydı o da oldu Hüda- Par. Bazıları hala at gözlüğüyle baksa da akan su misali yatağını bulur ondan şüphemiz yok. Dedik ya Meydanlar Muhammedi ise partilerde Muhammedi olmalı. Şüphesiz Allah nurunu tamamlayacaktır. Sahi size de bazı vızıltılar geliyor mu? AMAN HA İRTİCA OLMASIN!! Selam ve dua ile.

Necmi Durmazer / Denizli