• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
Mazlumder Diyarbakır D Tipi Cezaevi Ziyareti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Diyarbakır(Amed)
"Komisyonumuz üyelerinden Eyyup Akıncı tarafından Av. Mirhan Özbekli ile birlikte, Hizbullah dosyası hükümlülerinden Recep Dönük, Mehmet Turhan Çelik ve Şeyhmus Coşkun ile yapılan görüşmelerde, mahpusların hal hatırının sorulmasından sonra özellikle cezaevlerinin genel durumu ve tecridin boyutu, cezaevlerinde tutulan mahpusların durumları ve yaşadıkları problemler, cezaevi idaresinin ve gardiyanların mahpuslara karşı tutumları üzerinde durulmuştur.

Görüşmelerde;

- Genel olarak Diyarbakır Cezaevi’nin geçmişte sistematik işkencelerin yaşandığı bir yer olması ve özellikle Avrupa’dan gelen insan hakları aktivistlerinin uğrak yeri olması hasebiyle şekilsel olarak temizlik vs. konularına dikkat edildiği ancak mahpusların cezaevinin hoyrat ve keyfi idarecilik yüzü ile karşı karşıya kaldıkları,

- Hasta mahpusların durumlarının çok sıkıntılı olduğu, cezaevi doktorunun hastane sevklerinin ancak cezaevi müdürünün izniyle verebileceğini mahpuslara açıkça söylediği, mahpusların hastalık durumlarının hiçbir şekilde önemsenmediği, verilen yemeklerden dolayı mahpusların zaman zaman ishal olduğu, ishal olan mahpusların elleri arkada kelepçeli ve ring olarak tabir edilen dar ve bir nevi işkence aracı olarak görülen araçla hastaneye götürüldükleri, mahpusların sevk taleplerinin yerine getirilmediği ya da ancak aylar sonra cevap alabildikleri, bu şekilde hasta mahpuslardan ciddi hastalıklara yakalanan hastaların hayatlarının risk altında olduğu,

- Sevkleri Sivas E tipi Cezaevi’ne yapılan Kasım Erkan ile Tokat T Tipi Cezaevi’ne yapılan Mehmet Emin Sabaz’ın cezaevinde verilen yemeklerden ishal olmaları nazara alınmaksızın ve hasta olmalarına rağmen doktor muayenesi yapılmadan ve hastaneye sevkleri yapılmadan hasta halleri ile eller arkadan kelepçeli olarak nakillerinin yapıldığı,

- Kırıkkale Cezaevi’nde iken bağırsak (KOLON) kanserine yakalanan ve geç teşhis konulması yanında teşhis sonrasında da cezaevinde kalmasında hayati tehlikesi mevcuttur raporuna rağmen cezaevinde tutulması neticesinde hayatını kaybeden Cahit Durmaz’ın durumu çerçevesinde de yapılan değerlendirmede hasta mahpusların hayatından sorumlu cezaevlerinde hastaların potansiyel olarak hayati risk ile karşı karşıya oldukları,

- Vücudunun % 92’si geçirdiği felç nedeniyle kullanamayan Fikret Bayram’a dışarıdan bakıcı tahsis edilmediği, çok uzun bir süre cezaevinde tutulduktan sonra kısa süre önce tahliye edildiği,

- Cezaevinde verilen yemeklerin özellikle hasta mahpuslar açısından ciddi sıkıntılara neden olduğu, mahpuslara mevsimin yaz olmasına rağmen çok ağır ve yağlı yenmekler verildiği, depolarda kalan ve aslında atılması gereken gıdaların karıştırılarak pişirildiği, bu şekilde yemeklerin kısmen pişmemesine rağmen mahpuslara verildiğinden çoğu yemeğin olduğu çöpe atıldığı, zaman zaman yağsız ve bazen de yemeklerin çok yağlı olduğu, ramazanda yemeklerin 4-5 gibi çıktığı iftara saatler kala yemekler verildiği için soğuk yemek zorunda kaldıkları,

- Cezaevi kantininden yararlanılamadığı, istedikleri siparişlerin yerine getirilmediği, kapalı gıdaların son kullanım tarihi dolmasına yakınken mahpuslara verildiği,

- Cezaevi idaresinin gıda maddesi vs. alırken vergisiz almasına rağmen aynı gıdaları mahpuslara satarken % 18 KDV uygulayarak sattıkları ve mahpuslardan bu şekilde haksız kazanç elde ettikleri,

- Diyarbakır Cezaevi’nin şehir dışında olması dolayısıyla özelikle araba sahibi olmayan ziyaretçiler bakımından geçmişte çok sıkıntılar yaşandığı, KCK operasyonları sonrasında belediyenin cezaevine servis çıkarmasından sonra bu sıkıntı nispetten giderildiği,

- Mektup ve faks gibi iletişim araçları konusunda sıkıntılar yaşandığı, gönderilen faksların bir hafta sonra ulaştığını, maktuların haftalarca ulaşmadığı, haftada ancak bir gün mektup gönderilebildiği, APS ile gönderilen mektupların kendilerine 15-17 gün sonra ulaştığı, ayrıca yasal süre sınırlaması olan hususlarda başvurularında ciddi sıkıntılar yaşandığı,

- Ziyaretçi görüşlerinin çok kısa sürdüğü, ziyarete gelen birden fazla kişi olması durumunda neredeyse hal hatır sormadan görüşmenin sonlandırıldığı, ziyaretçilerle görüşmelerinin çeşitli bahanelerle kısıtlandığı, görüşme ortamlarının cezaevi kapasitesine ve insan onuruna uygun bir şekilde dizayn edilmediği ve düzeltilmediği,

- Yeni yasalarla getirilen ödül sisteminin soyut ve tamamen idare inisiyatifinde olduğu, bu sistemin mahpusları diğer mahpuslardan, ailelerinden ve dünyadan tecrit ettiği, bugüne kadar hiçbir mahpusa eş görüşmesi imkânının verilmediği,

- Mahpuslara ait paraların idare tarafından bankalara yatırıldığı, kasalarda saklanması veya idare nezdinde tutulması taleplerinin reddedildiği, ayrıca karşı çıkmalarına rağmen paralarının vadeli hesaplara yatırıldığı ve mahpus paralarına bu şekilde inançlarına aykırı olarak faize bulaştırıldığı,

- Cezaevinde olmalarından dolayı çalışamamalarının yanı sıra elektrik vs. faturalarının da mahpuslara yüklendiği yıllarca cezaevinde kalan mahpusların çıktıktan sonra da yüklü meblağlı faturaları ödeme baskısı altında kaldıkları,

- Ayrıca cezaevi şartları hususunda en ufak şikayeti olanların bir nevi işkenceye dönüştürülen sevklerle sindirildiği, bu yüzden mahpusların gardiyan ve yönetimin her türlü muamelesini sevk ediliriz korkusuyla sineye çektikleri hususları not edilmiştir.

Neticede yasal düzenleme ve iyileştirmelerin hemen hemen tamamının, cezaevi yönetiminin mahpuslar aleyhine yaptıkları yorumlarla boşa çıkarıldığı, esasında temel hak ve özgürlükler lehine yapılması gereken yorumlamaların tam aksi istikamette yapıldığı, cezaevi idarelerinin kuşandıkları geniş ve sorgulanamaz yetkilerle adeta kral yetkilerine sahip kılındığı bir kez daha gözlenmiştir.

MAZLUMDER
Cezaevleri Komisyonu Adına
Av. Kaya KARTAL

Bu haberler de ilginizi çekebilir