GAİB Başkanı Celal Kadooğlu: Tarımda ciddi tehditlerle karşı karşıyayız
Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, "Tarım sektörüne yönelik büyük tehditlerle karşı karşıyayız. Bu tehditlerin gelecekte gıda sorunu yaşamaması için gerekli tedbirler alınmalıdır." dedi.
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) hizmet binasında basın toplantısı düzenleyen Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Kadooğlu, birliğin faaliyetleri, projeleri ve gıda ihracatının genel durumu ile ilgili bilgi verdi.
Kadooğlu, medya mensuplarının büyük ilgi gösterdiği toplantıda, katılımcı bir yönetim anlayış ve ortak akılla hareket ettiklerini ifade ettiklerini belirterek, "Türkiye'de 6 tane Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve İhracatçıları birliği bulunuyor. Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri sektöründeki 6 birlik içerisinde en büyük ihracatı yapıyor olmaktan dolayı da büyük gurur duyuyoruz. 6 birliğin oluşturduğu Sektör Kurulu Başkanlığının Gaziantep'ten olması da büyük bir onurdur. Ayrıca DEİK yönetim kurulunda da temsilcimiz bulunmaktadır." dedi.
Birlik yönetim kurulu olarak sorunları büyümeden tespit edip çözümü için çalıştıklarını ifade eden Kadooğlu, "Her yönetim kurulu toplantımıza bir sektör temsilcisini davet ederek sektörlerin sorunlarını ana kaynağından öğrendik. İhracatın önünü açmak ve gelecekle ilgili konularda beyin fırtınası yaptık. Buradan çıkan sorunları da Ticaret Bakanlığımız başta olmak üzere yetkili merciler nezdinde çözümü için girişimlerde bulunduk. Bu anlamda çok başarılı olduğumuzu söylemek istiyorum." şeklinde konuştu.
Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektöründe Gaziantep'ten sonra en fazla ihracatın Mardin'den yapıldığını belirten Kadooğlu, bu nedenle ilk sektör buluşmasını Mardin'de düzenlediklerini söyledi.
"Afrika ve Uzakdoğu ülkeleri önemli fırsatlar sunuyor"
Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliğinin faaliyetlerini anlatan Kadooğlu, şöyle devam etti:
"Birliğimiz bünyesinde alım heyetleri ve ticaret heyetleri ile ilgili önemli çalışmalar yaptık. Yönetim Kurulumuzla birlikte dünya haritasını önümüze koyarak hangi ülkelere ihracat yapabileceğimiz konusunu masaya yatırdık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Somali ve Afrika ülkelerindeki çalışmaları ve yatırımlarımızdan dolayı Türk ürünlerine ve Türkiye'ye karşı inanılmaz bir sempati olduğunu gördük. Bu sempatiyi fırsata çevirmek için toplamda 130 milyon nüfusa sahip olan Somali, Etiyopya ve Cibuti'ye bir heyet gönderdik. Heyetimizin hazırladığı raporların ardından Cibuti Büyükelçi'sini Gaziantep'e davet ettik. Daha sonra da bu üç ülkedeki ithalatçıları Gaziantep'te misafir ettik. Gaziantep'in yanında bölgemizdeki diğer illerdeki ihracatçılarımız burada Afrikalı ithalatçılarla bir araya geldi. Özellikle küçük ve orta ölçekli ihracatçılarımız açısından büyük önem taşıyan bu buluşmada, çok önemli ticaret anlaşmaları imzalandı. Bu anlaşmaların artarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan önümüzde ocak ayında da Güney Kore'ye bir ticari heyet götürmeyi planlıyoruz. Bu ikili görüşmelerin gelecekte ülkemiz ihracatının artması yönünde çok büyük faydaları olacağına eminiz."
"İstanbul'u dünyanın en önemli fuar merkezi yapmak istiyoruz"
Kadooğlu, "Uluslararası fuarlara katılıma büyük önem veriyoruz. Bu fuarlarda stant açıyoruz. Bölgemizin gıda ürünlerini tanıtıyoruz. Ürünlerimizin tadımını yapıyoruz. Sonra oradaki talepleri sektörümüzdeki üyemiz olan ihracatçı firmalarla paylaşıyoruz. Ne yazık ki Türkiye fuarcılık alanında dünya çapında istenilen bir noktaya gelemedi. Gıda sektöründe dünyanın en büyük fuarını düzenleyebiliriz. Çünkü İstanbul gibi bir şehrimiz var. Şehir değil, ülkelerin birleştiği bir noktada bulunan bir şehir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar geniş imkânı bir arda bulamazsınız. İstanbul'da dünyanın en prestijli fuarını düzenlemek için de yola çıkmış bulunuyoruz. Bu fuara bin 300 firma katılacak. Bu firmaların 125'i Gaziantep'ten olacak. Bu rakam da her geçen gün artıyor. Fuarcılık çok önemli. Nasıl ki üreterek ve ihracatla büyümemiz gerekiyorsa fuarcılıkla da büyümemiz gerekiyor. Bizim Dubai'den, Paris'ten hiçbir eksiğimiz yok. Fazlamız var. Her türlü altyapımız var." şeklinde açıklamada bulundu.
"Bölge ihracatına laboratuvar dopingi"
Gaziantep 3'üncü Organize Sanayi Bölgesi'nde yapımı tamamlanan Gümrük Laboratuvarının yılbaşından itibaren hizmete gireceğinin de müjdesini veren Kadooğlu, "Bu laboratuvarın açılması için Koordinatör Başkanımız Ahmet Fikret Kileci ve diğer başkanlarımızla birlikte çok büyük çalışmalar yaptık. Sadece bizim sektörü değil Gaziantep'teki tüm ihracatçıları ilgilendiren bir konu. Gümrük Laboratuvarımız bölge ihracatının artışında önemli bir lokomotif olacak. Şimdi bir ürün ihracatı yapacaksak önce numunesini Mersin'deki laboratuvara gönderiyoruz. Oradaki sonucun alınması ortalama 3 gün sürüyor. Böylece ihracat 3 gün bekliyor. Bu çok uzun bir süre. Gaziantep'teki laboratuvar açılınca aynı gün içinde sonuçlar alınacak ve ihracat beklemeyecek. Bu laboratuvar ihracatımızı minimum yüzde 10 oranında artıracak." dedi.
Toplantıda, gazeteciler Kadooğlu'na tahıl koridoru ve tarımın geleceği konusunda da sorular yöneltti.
Kadooğlu, tahıl koridoru konusunda, "Tahıl koridorunun kapanması bizim açımızdan çok büyük sorun değil. Ancak başta Afrika olmak üzere dünya için kötü olur. Koridor kapansa da küçük gemilerle bize yük geldiği için sorun yaşamayız. 3 bin ya da 6 bin tonluk gemilerle ticaretimiz devam edecektir." diye yanıt verirken gerek dünyanın gerekse de Türkiye'nin tarımla ilgili ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu dile getirdi.
"Köyleri cazip yaşam alanları haline getirmeliyiz"
Kadooğlu, "Sektörüm olduğu için Ayçiçek yağından örnek vereyim. Tükettiğimiz ayçiçek yağının yüzde 55'ini yurt dışından getiriyoruz. Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerimiz kötüleşirse bu kez Arjantin'e yönelmekten başka şansımız yok. Tarımı yeniden canlandırmamız gerekiyor. Bunun için de köylerde yaşamayı cazip hale getirmeliyiz. İnsanların köyden kente göçünün önüne geçmeliyiz. Köylerde gençler yaşamak istemiyor. Bu ülkemiz için tehlikeli bir durum. Diğer taraftan biz çiftçimizi tüccar yapmışız. Çiftçi bir yıl ektiği üründen para kazanıyor, ertesi yıl daha çok ekiyor. Bu kez köklü zarar ediyor. Böyle olunca da üretimden uzaklaşıyor. Üretim planlamasının yapılması, çiftçinin hangi ürünü ektiği zaman o ürünü kaça satacağının belli olması, tarım arazilerinin korunması çok önemli. Kısacası tarım sektörüne yönelik büyük tehditlerle karşı karşıyayız. Bu tehditlerin gelecekte gıda sorunu yaşamaması için gerekli tedbirler alınmalıdır." İfadelerini kullandı. (İLKHA)