`Kubet-ül İslam Ahlat` paneli düzenlendi
Bitlis Eren Üniversitesi Rektörlüğü başkanlığında "Kubbet-ül İslam Ahlat" konulu bir panel düzenlendi.
BİTLİS - Ahlat Kültür Merkezi`nin Konferans Salonu`nda gerçekleştirilen panelde konuşan Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Kavaz, Ahlat`ın tarih kokan bir ilçe olduğunu belirterek, "Ahlat`ı hangi yönüyle ele alırsak alalım, uzun ve çok detaylı bir konuşmayı gerektirecek kültür zenginliğine sahiptir" dedi.
Ahlat`ın tarihinde başkent olduğunu ve önemli kültürel tarihi değerlere sahip bir merkez olduğunu ifade eden Kavaz, "Ahlatlıların Ahlat`a sahip çıkmaları konusunda manevi bir gayrete gelmeleri gerekiyor. Ahlat, Anadolu`nun kapısıdır. Anadolu`nun hangi coğrafyasına giderseniz gidin Ahlat mezar taşlarıyla, kültürüyle, yetiştirdiği alimleriyle çok iyi bir konumda. Ahlat`ın tarihini incelediğimde Erzurum`a denk bir il olduğunu gördüm. 1930`da Ahlat ile ilgili ilk eseri yazan Erzurumlu yazar Abdurrahim Şeref Beygübe`nin Ahlat`ın belgeleri anlatırken Anadolu`da pek az bir şehrin Ahlat derecesine çıkabileceğini ve buna rağmen bu şehrin bu kadar az tanıtılmış olması ve az sahip çıkılmasının üzüntüsünü dile getirmiştir. Osmanlı`da şehir tarihi yazılan nadir yerlerden biridir Ahlat. Bu tarihe sahip çıkmazsanız başkaları gelir size sahip çıkar ve o zaman siz başkalarının esiri olursunuz. Fikri, tarihi, medeniyeti, irfanı olan bir medeniyet olmanın yolu, üzerinde bulunduğun toprağa sahip çıkmaktır" dedi.
Bitlis ve Ahlat`taki arkeolojik araştırmaların tarihçesi hakkında bir konuşma yapan Yrd. Doç. Dr. Tevfik Emre Şerifoğlu, 1950li yıllarda ilk arkeolojik çalışmaların Charles Burney tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu çalışma Elazığ`dan Ağrı`ya çok geniş bir alanı kapsadığı için Bitlis yüzeysel bir araştırma olarak kalmıştır fakat araştırmanın en önemli sonucu insanların ilk yerleşik hayata geçtikleri neolitik dönemden itibaren iskan edilmiş bir bölge olduğunu ortaya koymuş olmasıdır" ifadesini kullandı.
2001-2012-2013 yıllarında yapılan eski Ahlat şehri kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Recai Karahan; "Çalışmalarımıza 2011 Ağustos ayında başladık. Şimdiye kadar 210 dönümlük arazide ot biçme, 40 adet mezar taşında liken temizliği, 70 adet eğrilmiş olan mezar şahide ve sandukası düzeltme gibi çalışmalar yaptık" diye konuştu.
Ahlat`ın tarihinde başkent olduğunu ve önemli kültürel tarihi değerlere sahip bir merkez olduğunu ifade eden Kavaz, "Ahlatlıların Ahlat`a sahip çıkmaları konusunda manevi bir gayrete gelmeleri gerekiyor. Ahlat, Anadolu`nun kapısıdır. Anadolu`nun hangi coğrafyasına giderseniz gidin Ahlat mezar taşlarıyla, kültürüyle, yetiştirdiği alimleriyle çok iyi bir konumda. Ahlat`ın tarihini incelediğimde Erzurum`a denk bir il olduğunu gördüm. 1930`da Ahlat ile ilgili ilk eseri yazan Erzurumlu yazar Abdurrahim Şeref Beygübe`nin Ahlat`ın belgeleri anlatırken Anadolu`da pek az bir şehrin Ahlat derecesine çıkabileceğini ve buna rağmen bu şehrin bu kadar az tanıtılmış olması ve az sahip çıkılmasının üzüntüsünü dile getirmiştir. Osmanlı`da şehir tarihi yazılan nadir yerlerden biridir Ahlat. Bu tarihe sahip çıkmazsanız başkaları gelir size sahip çıkar ve o zaman siz başkalarının esiri olursunuz. Fikri, tarihi, medeniyeti, irfanı olan bir medeniyet olmanın yolu, üzerinde bulunduğun toprağa sahip çıkmaktır" dedi.
Bitlis ve Ahlat`taki arkeolojik araştırmaların tarihçesi hakkında bir konuşma yapan Yrd. Doç. Dr. Tevfik Emre Şerifoğlu, 1950li yıllarda ilk arkeolojik çalışmaların Charles Burney tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu çalışma Elazığ`dan Ağrı`ya çok geniş bir alanı kapsadığı için Bitlis yüzeysel bir araştırma olarak kalmıştır fakat araştırmanın en önemli sonucu insanların ilk yerleşik hayata geçtikleri neolitik dönemden itibaren iskan edilmiş bir bölge olduğunu ortaya koymuş olmasıdır" ifadesini kullandı.
2001-2012-2013 yıllarında yapılan eski Ahlat şehri kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Recai Karahan; "Çalışmalarımıza 2011 Ağustos ayında başladık. Şimdiye kadar 210 dönümlük arazide ot biçme, 40 adet mezar taşında liken temizliği, 70 adet eğrilmiş olan mezar şahide ve sandukası düzeltme gibi çalışmalar yaptık" diye konuştu.
(Şükrü Tontaş-İLKHA)