Libya Müftülüğünden Şeyh Saidî: Kur'an'a saldırılar karşısında sessiz kalan kalpte hiçbir hayır yoktur
Libya Müftülüğü Araştırma Heyeti Genel Sekreteri Şeyh Sami Saidî, Diyarbakır'daki Kur'an'a Saygı Mitingine gönderdiği mesajda, "Bu hakaret ve saldırıları görüp sessiz kalan, öfkelenmeyen ve yüzleri kızarmayan donuk kalpte hiçbir hayır yoktur." dedi.
Peygamber Sevdalıları Vakfı, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları telin etmek amacıyla Diyarbakır'da İstasyon Meydanında Kur'an'a Saygın Mitingi düzenledi.
Libya Müftülüğü Araştırma Heyeti Genel Sekreteri Şeyh Sami Saidî de videolu bir mesaj gönderdi.
Mesajına Besmele ve hamd ile başlayan Saidî, Müslümanların kutsallarına yapılan hakaretlerin ve müntesiplerinin kalbindeki yüksek mevkiine saldırıların tüm dünyanın gözleri önünde yapıldığını söyledi.
Müslümanların kutsallarına ve kitaplarına hakaret eden İsveç ve batı ülkelerinin, Kur’an’ı yakarak, yere atarak ve ayaklar altında çiğneyerek hakaret edenleri koruduğunu belirten Saidî, bütün bunların, bugün yaklaşık iki milyar nüfusa ulaşan Müslümanların öfkesini uyandırdığını ifade etti.
"Müslümanlar, meydanlara ve sahalara çıksın"
Batıyı ve Müslümanların en değerli varlıklarına yapılan bu hakaret ve saygısızlığa sahip çıkan herkesi İslam ümmetinin gazabına karşı uyaran Saidî, "Bu bağlamda Allah’ı ve Resulünü seven, mukaddesatlarını korumaya gayretli olan her Müslümanı, İslam’ın kutsallarına saldıran ülkeleri ve mallarını boykot etmeye çağırıyoruz. Müslümanlar, meydanlara ve sahalara çıksın, ülkesinin İsveç’i ve Müslümanların kutsallıklarına hakaret etme konusunda onu örnek alan diğer ülkeleri boykot etmesini talep etsin. Bu hakaret ve saldırıları görüp sessiz kalan, öfkelenmeyen ve yüzleri kızarmayan donuk kalpte hiçbir hayır yoktur." dedi.
Saidî, "Şüphe yok ki, Allah’ın Kitabı korunmuştur. İfade özgürlüğü ve bunun dışında sahte ve gösterişli sloganlarla ona hakaret eden bu aptalların saldırı ve hakaretleri, Kur’an’a hiçbir zarar veremez. Allah’ın Kitabının korunduğundan eminiz." ifadelerini kullandı.
Saidî, şöyle devam etti:
"Resulullah'ın ashabı ölmeye ve hafızlar cihat meydanlarında şehit olmaya başladıklarında Allah-u Teâlâ, Resulullah'ın ashabını Kur’an’ı, ezberden, kağıtlardan ve parşömenlerden toplayarak bir kitap haline getirilmesi konusunda amade kılmıştı. Sahabeler ve onlardan sonra gelenler Kur’an’ı muhafaza etmek konusunda amade oldular.
Şundan da eminiz ki, her devirde ve her nesilde Allah Teâlâ'nın insanlık için en hayırlı kıldığı bu ümmetin bir zümresi bu konuda hizmet etmektedir. Bu ümmetin kitabı da gökyüzünü yeryüzüne bağlayan korunmuş tek kitaptır. Bu kitap öyle bir kitaptır ki, Allah Teâlâ tarafından, insanların üzerinde yürüyüp onun ışığından hidayet bulmaları, onun nurundan istifade etmeleri, dünya ve ahiret işlerinin Allah'ın emrettiği üzere yürümesi için yeryüzüne indirilmiştir. Allah-u Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: 'Şüphesiz zikri (Kur'an'ı) biz indirdik ve onun koruyucuları da elbette biziz.'
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi Efendimiz Muhammed'in üzerine, Ashabına ve ondan sonra kıyamete kadar gelenlerin üzerine olsun.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun." (İLKHA)