• DOLAR 32.205
  • EURO 35.116
  • ALTIN 2500.695
  • ...
Direnişiyle işgalci rejime kök söktüren komutan: Salah Şehade
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Tam adı Salahuddin Mustafa Muhammed Ali Şehâde, künyesi Ebu Mustafa'dır. 24 Şubat 1952 tarihinde eş-Şati mülteci kampında, altı kız çocuktan sonra ailenin ilk ve tek erkek çocuğu olarak dünyaya geldi.

Ailesi aslen Filistin'in 1948'de işgal edilmiş olan bölgesindeki kıyı şehirlerinden olan Yafa şehrindendir. Fakat işgalci saldırganların buradaki Filistinlilerin çoğunu göçe zorlaması sebebiyle onun ailesi de öz yurtlarını ve topraklarını terk ederek BM'in kurduğu eş-Şati mülteci kampına yerleşmek zorunda kalmıştı. Kısaca 'Salah' adıyla bilinen Salahuddin de burada dünyaya geldi.

Eğitim hayatı

Salah, 1958'de BM'in yardım komitesi UNRWA'ya bağlı bir ilkokulda eğitim hayatına başladı. Ortaöğrenimini ise Beyti Hanun kasabasında tamamladı. Sonra Gazze'deki Filistin Lisesi'ne girdi ve buradan yüksek dereceyle mezun oldu. Türkiye ve Rusya'daki üniversitelerin mühendislik bölümlerine kabul edilmesine rağmen, ailesinin maddi imkanlarının yetersiz olması sebebiyle yüksek tahsil yapmak için Filistin dışına çıkma imkanı bulamadı.

Daha sonra Mısır'ın İskenderiye şehrinde Sosyal Hizmetler Yüksek Enstitüsü'ne girdi. Burada tahsil görürken üçüncü sınıfta İslami çizgiyi benimseyerek hayatını bu doğrultuda şekillendirmeye başladı. İyi bir sporcu olan Salah, İskenderiye'de tahsil gördüğü sırada Japonya'da güreş müsabakalarına katıldı ve gümüş kemer kazandı. Sporda halter alanında da çalışma yaptı ve bu alanda da ismini duyurdu.

Cezaevi süreci

Mısır'dan Gazze'ye dönüşünde İslami davet alanında çalışmalara başladı. 1976 yılında evlendi ve bu evlilikten 6 kız çocuğu dünyaya geldi.

Salah Şehâde, 1979'dan itibaren Sina yarımadasındaki el-Ariş şehrinde sosyal araştırmacı ve sosyal işler müfettişi olarak çalıştı. 1982'de bu görevinden istifa ederek Gazze İslam Üniversitesi'nin Öğrenci İşleri Dairesi'nde görev yapmaya başladı.

İşgalci siyonist rejim 1984'te onu, işgale karşı faaliyetlere katıldığı iddiasına binaen tutukladı. Fakat o işgalcilere herhangi bir bilgi vermedi. İşgalciler de elle tutulabilecek bir delil ileri süremediler. Bunun üzerine 1949'da çıkarılmış Özel Haller Kanunu'na göre onu yargılamaya başladılar. Bu dönemde iki yıl hapiste yattı ve 1986'da hapisten çıktı.

Hapisten çıktıktan sonra Gazze İslam Üniversitesi'nin Öğrenci İşleri Dairesi müdürü olarak görev yapmaya başladı. Fakat 1987'de intifada başlayınca işgal rejimi intifadanın önüne geçmek amacıyla söz konusu üniversiteyi kapattı.

Bununla birlikte Şehâde üniversitede çalışmaya devam etti. Ne var ki 1988'de işgalciler tarafından tutuklandı. Tutuklanmasından sonra da tek kişilik hücreye kondu. İşgalciler ondan bilgi almak amacıyla Mayıs 1989'a kadar kendisini bu hücrede tuttular ve çeşitli şekillerde işkence ettiler. Bütün bu uygulamalara rağmen kendisinden hiçbir bilgi alamadılar.

Bir ara altı aylığına serbest bırakıldı. Fakat daha sonra işgal devleti HAMAS mensuplarına yönelik geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattı ve Şehâde'yi tutuklananların arasında zindana attı.  Şehade, 12 yıl boyunca tutuklu kalır ve özgürlüğüne ancak 14 Mayıs 2000 tarihinde kavuşur.

Şehade, işgal zindanlarında tutulduğu süre boyunca fiziksel ve psikolojik işkencelerin en ağır biçimlerine maruz bırakıldı ancak hiçbir iddia, işgal rejimi tarafından ispat edilemedi. Salah Şehade, işkence seanslarında, işgalciler tarafından saç ve sakalının yolunduğunu belirtir. 20 ay kadar da idari soruşturmaya tabi tutulduğunu anlatan Şehade, böylece tutukluluk süresinin 14 yıla çıktığını aktarır.

Direniş

Hapisten çıkmadan önce işgal istihbaratı tarafından herhangi bir askeri faaliyette bulunursa öldürüleceği tehdidini alan Şehade, birkaç ay sonra görevinden istifa ederek kendisini işgale karşı direnmeye adadı ve siyonist düşmanın tehditlerine kayıtsız kaldı.

Şehade, Filistin Otoritesi'nin kendisine zulmetmesinin ardından askeri birimin inşasını ve saflarını yeniden düzenlemeyi tamamladı.  İstişhad operasyonları, Şehade'nin "Filistin'in kurtuluşu için bir başlangıç ​​noktası" olarak gördüğü; planlayıcısı ve beyni olduğu El Aksa İntifadası'nın başlamasıyla devam etti.

HAMAS’ın askeri kanadı konumundaki İzzeddin el Kassam Tugayları’nın ilk kurucularından olan Salah Şehade, Kassam Tugayları’nın hücrelerini oluşturmuş ve şekillendirmişti. Silahlı kanadın eğitimlerini organize eden Şehade, işgalci güçlere yönelik silahlı direnişi de yönetiyordu. Salah Şehade, Filistin direnişinin bir diğer unutulmaz ismi olan Yahya Ayyaş’ın şehadetinin ardından, HAMAS’ın askeri kanadının komutanlığına atanmış ve şehadetine kadar bu görevini devam ettirmişti.

Salah Şehade'nin çabaları; uzmanlaşmış askeri ve akademi birliklerle oluşturduğu üretim biriminin çalışmaları sayesinde 1948'de işgal altındaki Filistin topraklarına ilk "Kassam" füzesini fırlatarak meyvesini verdi.

Şehade, ayrıca onlarca işgal askerinin ölümüne yol açan çeşitli iştişhad operasyonlarını bizzat planlamıştı.

İşgal, Salah Şehade'yi en tehlikeli adam olarak sınıflandırdı ve suikast listesinin başına yerleştirdi. Dönemin işgal rejimin yöneticisi Ariel Şaron'un "Siyonist varlığın ilk düşmanı" olarak gördüğü Şehade, artık işgal rejimi tarafından büyük bir seferberlikle aranıyordu.

"Size Ebu Mustafa’nın şehadetini müjdeliyorum"

22 Temmuz 2002 tarihinde işgal savaş uçakları, Gazze şehrinin doğusundaki Darac mahallesindeki bir evin üzerine bir ton patlayıcı ağırlığında bir bomba atarak büyük bir katliama yol açtı.

Kassam Tugayları Başkomutanı Şeyh Salah Şehade, bu katliam sırasında eşi, dava arkadaşı Zaher Nassar ve 8 çocuğu, ayrıca 18 Filistinli ile birlikte şehadet şerbetini içti.

Şehade, mücadele dolu bir yolculuğun ardından arkasında cihat ve direniş yolunun açık mihenk taşlarını bırakarak Rabbinin huzuruna alnı ak çıktı.

Şehade’nin Rahmet-i Rahman’a kavuşmasını bizzat HAMAS lideri Şeyh Ahmed Yasin, şu sözlerle duyurmuştu: "Size Ebu Mustafa’nın şehadetini müjdeliyorum…" (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir