Tarihi kent Mardin'de gezilecek yerler?
Gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık tarihi kent olan Mardin'de gezilecek yerler arasında birçok mekânın bulunmasıyla her yıl binlerce kişi tarafından büyük ilgi görüyor.
Mardin'de gezilecek yerler arasında; Dara Antik Kenti, Nusaybin Beyazsu çayı, Nusaybin Zeynel Abidin Cami ve türbesi, Savur Yeşilsu, Nusaybin Mor Yakup Kilisesi, Mardin Meryem Ana Kilisesi, Midyat tarihi yerleri, Midyat Alabalık, Mardin Ulu Cami, Mardin Şeyh Çabuk Cami, Mardin Zinciriye Medresesi, Mardin Tarihi Kapalı Çarşısı, Kasımiye Medresesi hiç kuşkusuz gelmektedir.
Kentin tarihi kokusuyla Dara Antik Kent, havaların ısınmasıyla serinlemek için akın edilen Nusaybin Beyazsu çayı, Midyat Alabalık, Savur Yeşilsu, inanç kültürünün yoğunlaştığı yerler olan Nusaybin Zeynel Abidin Cami ve türbesi, Mardin Ulu Cami, Mardin Şeyh Çabuk Cami, Mardin Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi, tarihi kültür ve el sanatları olarak da kuşkusuz Mardin Tarihi Kapalı Çarşısı başa gelmektedir.
Dara Antik Kent:
Mardin şehir merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Dara Köyünde bulunan Antik Kent, yazın gelişiyle birlikte ziyaretçi akınına uğruyor. Doğu Roma İmparatorluğunun, sınırını Sasanilere karşı korumak amacıyla kurduğu Dara Antik Kentteki kilise, saray, çarşı, zindan, kaya mezarlar, sarnıçlar, tophane ve su bendi kalıntıları ilgi çekiyor.
Geçmişi 2300 yıllara dayanan bölgenin saklı hazinelerinden biri konumundaki antik kent Dara'da kazılar sürdükçe, tarihi yapılar ve eserler de gün yüzüne çıkıyor. 33 yıldan beri bilimsel kazı ve araştırmaların yapıldığı Dara Antik Kenti, Doğu Roma İmparatorluğu tarafından Perslere karşı savaşlarda askeri üs olarak yapılan ve ismini Pers Kralı Darius'tan alıyor. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması nedeniyle de sosyal ve ticari anlamda büyük bir öneme sahip olan Dara'da yapılan kazılarda, çeşitli dönemlere ait çok sayıda mimari kalıntı ortaya çıkarıldı. Arkeolojik kazıların 1986 yılında başladığı Dara'da, yeterli ödenek ayrılamadığı için üstünde yerleşik köyün bulunduğu alanın ancak yüzde 10'u ortaya çıkarabildi.
Beyazsu:
Beyazsu, Midyat İlçesi'nin yaklaşık 15-20 kilometre güneyinde ve Nusaybin İlçesi'nin yaklaşık 20-25 kilometre kuzeyinde iki ilçeyi birbirine bağlayan kara yolunun üzerinde yer almaktadır. Midyat’ın güneyinde kalan plato ve tepelerin eteğinden kaynağını alan Beyazsu Deresi bir vadi içerisinde Nusaybin’e doğru akar. Beyazsu, Mardin’in kurak ve ağaçsız coğrafyasında, serin ve berrak suyu, yöreye özgü ağaçları ve yeşilliği ile vaha gibidir. Mardin ve diğer ilçelerin içme suyu da Beyazsu kaynağından temin edilmektedir. Dört mevsim boyunca Mardin’in su gereksinimini karşılayan Beyazsu, yaz aylarında dinlenme ve yeme-içme alanı olarak bölge halkının ikinci bir gereksinimine daha yanıt vermektedir. Beyazsu Irmağı üzerinde kurulu balıkçı lokantaları gelen ziyaretçilere Beyazsu’dan avlamış oldukları balıkları sunar. Geleneksel tahtlar şeklinde yapılmış masaları ve şark köşesi tarzında derenin üzerine kurulmuş oturma yerleri ile balıkçı lokantaları yöreye özgü bir görünüm sergilerler.
Nusaybin Zeynel Abidin Cami ve türbesi:
Nusaybin ilçesi merkez Zeynel Abidin Camii Külliyesi ile ilgili Müze arşivinde yapılan incelemede, Camiinin 1991 yılında kültür varlığı olarak tescil edilerek koruma altına alındığı anlaşılmıştır. Zeynel Abidin Camii Külliyesi: Cami, minare, iki türbe: Zeynel Abidin ve onun kız kardeşi Sitti Zeynep Türbeleri, şadırvan, medrese odaları, mezarlık alanı ve yeni abdesthane yapılarından müteşekkildir. Türbe üzerindeki kitabeye göre yapı hicri 6'ncı yüzyıl, miladi 12'nci yüzyılda yapılmıştır. Külliye yapı olarak bahçeli açık avlulunun içerisinde şekillenmiş olup; genel olarak L plan şemasında kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir. Avlunun doğu kısmındaki minare 1956 yılında yapılmıştır. Kuzeyden giriş yapılan, Cami harim mekânı kare planda olup kalın payelerle destekli çapraz tonozla örtülmüştür. Caminin mermer mihrap ve minberi yeni yapıdır. Yapı sonraki dönemlerde onarılmış ve bu onarımlarla revaklı son cemaat mekânının üzerinde bayan ibadet mahfili eklenmiştir. Cami ibadet mekânının güney batı köşesinde taş basamakla inilen ve kubbe ile örtülü kare planlı mekânda: Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın ehli beytinden hazreti Hüseyin'e 13'üncü kuşaktan torun olan Molla Zeynel Abidin Türbesi yer almakta olup; türbenin batı bitişiğinde ise Zeynel Abidin kız kardeşi: Seyyidete Sitti Zeynep Türbesi mevcuttur. Söz konusu mezarlar kubbe ile örtülü sanduka tipli olup; üzerleri Arapça ayet yazılı yeşil örtüyle kaplanmıştır. Türbe kapısı üzerindeki Arapça kitabede yapının hicri 553 yılında inşa edildiği yazılıdır. Bu, miladi 1159 yılına denk gelmektedir; böylece Külliye yapısı miladi 12'nci yüzyıla tarihlenmektedir. Ayrıca Sitti Zeynep türbesinin cephesindeki başka bir onarım kitabesinde miladi: 1821 tarihi okunmaktadır.
Zinciriye Medresesi:
Sultan İsa Medresesi Mardin’de hüküm süren son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından 1385 yılında yaptırılmıştır. İlk defa Mardin’de görülen Timur ve ordusu ile savaşmış olan Melik Necmeddin İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir. Halk arasında Zinciriye Medresesi diye de anılan Sultan İsa Medresesi, doğu ve batı uçlarındaki dilimli kubbeleri ve doğu tarafına rastlayan yüksek anıtsal portalı ile çok uzaklardan bile dikkati çeker. Dikdörtgen ve geniş bir alanı kaplamakta olan yapı, iki kat üzerinde avlu, cami, türbe ve çeşitli ek mekânlardan meydana gelir. Portaldan girince yıldız tonozla örtülü bir bölüme çıkılır. Batısında ise cami ile birlikte avluya açılan bir koridor vardır. Koridorun güneyindeki cami mekânının ortasında mukarnaslı tromplu bir kubbe yer alır. Mihrabın etrafı kakma motiflerle işlenmiştir. Minber kesme taştan yapılmıştır. Avlunun batısındaki eyvandan ise türbe olduğu anlaşılan ve kubbe ile örtülü mekâna geçilir. Üst kat daha çok küçük oda mekânlarından oluşmaktadır. Bunlar bir zamanlar medresede okuyan kişilerin odacıklarıdır.
Kasımiye Medresesi:
Günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta kalabilen medresenin yapımına Artuklu Dönemi’nde başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım Padişah döneminde 1457-1502 yıllarında tamamlanmıştır. İki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu medresenin inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri bakımından ilgi çeken yapı, cami ve türbe ile birlikte külliye içerisinde yer almaktadır. Medresenin avlusunda bir çeşme ve büyükçe bir havuz bulunmaktadır. Güneyde ovaya açık bir cepheye sahip olan medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir. Açık medrese tipinde, tek bir avlu etrafında düzenlenmiş, iki katlı ve tek eyvanlıdır. Kesme taş ve tuğlalardan yapılmıştır. Kasımiye Medresesi’ne Mardin’in güneybatısındaki Mardin Şehir Stadyumunu geçtikten sonra İtfaiye garajından sağa sapılarak 250 metre gidildikten sonra ulaşılabilirsiniz.
Mor Yakup Kilisesi
Mor Yakup Manastırı MS 419’da Aziz Yakup (Mor Yakup) adına inşa edilir. Mor Yakup MS 330 yılında Mısır’da doğmuş ve İskenderiye’de küçük bir manastırda rahip olmuştur. Mısır’dan deniz yoluyla Tarsus’a oradan da Diyarbakır’a gelir. Daha sonra Turabdin’deki Şiluh (Salıh) köyüne yerleşir. Hayatı hastalara şifa vermek, sakat ve topalları iyileştirmek, bir haftalık bebeği konuşturmak gibi mucizelerle geçen Mor Yakup daha sonraları azizlik mertebesine yükselmiştir. Daha eski çağlarda, bugün Mor Yakup Manastırının bulunduğu yerde Pers döneminden kalma bir mabet olduğu bilinmektedir. Binanın etrafını dolaşırsanız, eski kemerlerin kalıntılarını görebilirsiniz.
Meryem Ana Kilisesi:
Cumhuriyet Meydanında bulunan Meryem Ana Kilisesi, Süryani Katolik Cemaati'ne aittir. 1986 yılında Antakya Patriği İgnatios Antuhan Semheri tarafından yaptırılan kilisede kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda korkuluklar yer alır. Patrikhane ise 1895 yılında inşa ettirilmiştir. 1988 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilen patrikhane, restore edilerek 1995 yılından itibaren müze olarak kullanılmaktadır. Patriğin oturma yeri ile İncil vaiz yeri, üzüm salkımlı motiflerle süslenmiştir.
Mardin Tarihi Kapalı Çarşısı (Kayseriye pasajı):
Mardin, otantik çarşıları ile de ziyaretçilerine farklı alternatifler sunuyor. Mardin Birinci Cadde’yi de içine alan eski çarşı, otantik havası ile sizleri geçmişe götürüyor. Ticaret hayatının oldukça renkli olduğu kentte, her türlü esnaf ve zanaatkarı görmek mümkün. Mardin ve çevresindeki dükkanlar, pasajlar ve tarihi çarşılar Mardin’e özgü yiyecekler, takılar, otantik giysiler ve yöresel ürünlerle dolu. Mardin eski şehir merkezinde, Birinci Cadde üzerinde çokça bulunan gümüş ve telkâri dükkanlarına uğrayabilir, ara sokaklarda keşfe çıkıp, yöreye özgü baharatlar ve pek çok geleneksel ürünü satın alabilirsiniz. Mardin'de halen faaliyette olan ve ziyaret edilen çarşılar ise, Ulu Camii etrafında yer alan Kayseriye Pasajı, Revaklı Çarşı ve Bakırcılar Çarşısı ile 1. Cadde üzerinde bulunan Kuyumcular Çarşısı'dır.
Savur Yeşilsu:
Mardin’in Savur ilçe merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta yer alan, özellikle hafta sonları ziyaretçilerin büyük ilgi gösterdiği mesire alanındaki sosyal tesisler, kavurucu sıcaklardan bunalan vatandaşların rotasında yerini alıyor. Vatandaşlar, soğuk su üzerine kurulan çardaklarda dinlenerek doğanın keyfini çıkarıyor.
Mardin Ulu Cami:
Artuklu Dönemi mimari örneklerinden, dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in sembolü olan Mardin Ulu Cami kayıtlara göre iki minareli inşa edilmiştir. Caminin bugün mevcut olan tek minaresinin kare kaidesindeki yazıt, yapım tarihini 1176 olarak vermektedir, fakat bugünkü minare 1888/1889 yıllarında yeni ve elektik bir üslupla yapılmıştır. Bazı Süryani yazarlar kiliseden çevrildiğini söylerler. Yapı kiliseden çevrilmemiş olsa bile, yerinde eski bir kilisenin bulunması muhtemeldir. Yapı 12'nci yüzyıl Artuklu Dönemi mimarisinin temel özelliklerini yansıtır. Erken dönemde özellikle güneydoğuda meydana çıkan, mihrap önü kubbeli enine gelişen cami plan ve formunun çok önemli bir örneğidir. Yapının malzemesi düzgün kesme taştır. Ulu Cami’nin kubbesi dıştan yivleme tekniğiyle yapılmıştır. İlk olarak bu binada kullanılmış ve sonraları Mardin’de gelenek halini almıştır ki bazı geç dönem Artuklu yapılarında karakteristiktir. Caminin dikdörtgen avlusu kuzeyinde kalır. Avlunun güneyinde mihrap duvarına paralel, beşik tonozlu üç neften oluşan, mihrap duvarına yakın iki nefin kubbe ile kesildiği, enine gelişmiş, mihrap önü kubbeli bir şema görülür. Bu şema, aynı zamanda, çevredeki birçok yapı tarafından taklit edilmiş bir modeldir.
Şeyh Çabuk Cami:
Şeyh Çabuk Camii'nin yapım tarihi belli olmamakla birlikte, bugünkü kimliğini 15'inci yüzyılda kazanmış olması olasılığı yüksektir. 19'uncu yüzyılda iki sefer onarım görmüştür. Avlu denebilecek bahçe duvarları ile oldukça geniş bir alana yayılan cami, Mardin cami ve mescitlerinin bir çeşit genel özelliği olan enine yayılan bir plan vermektedir. Ana mekân, enine uzun iki beşik tonozla örtülü neften oluşmaktadır. Güney tarafında bulunan çapraz tonozla örtülmüş mekânın türbe ya da zikir yeri olması muhtemeldir. Ayrıca cami ortasında Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın postacısı olan Abdullah Enes El Cüheyni'nin mezarı bulunmaktadır. (İLKHA)