Kâinatın muhteşem sanatlarından biri olan yüzen adalar mükemmel bir tefekkür deryası. Allah’ın sanatının en güzel nişanelerinden biri olan yüzen ada içinde balık olup, 50 metre derinliğe sahip ve üzerinde üç adet hareket eden sal şeklinde adacıklar mevcut. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur dişbudak ağacı bulunuyor.

Yurtiçi ve yurt dışından ziyaretçi akınına uğrayan yüzen ada güzelliğiyle ziyaretçi çekmeye devam ediyor. Yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçiler yüzen adalarla ilgili duygularını İLKHA mikrofonlarına aktardı.  

“Yüzen adalar maneviyatı ve tefekkür itibar ile çok güzel bir yer”

Bölgede medrese tedrisatı gören Mehmet Emin Üstün hoca ise tefekkür için harika bir yer olduğunu söyleyerek, “Bölgede medresede eğitim görmekteyiz. Bugün yüzen adayı ziyaret etmek istedik. Yüzen adalar piknik açısından iyi bir yer. Manevi açıdan Allah’ın hikmeti olarak çok güzel bir yer. Herkese tavsiye ederim. Gölün ortasında toprağın kendi kendine gitmesi, altta balıkların olması ve bayağı derin oluşuyla maneviyatı yüksek güzel bir yer. Cenab-ı Allah kâinatı yaratmış ki kendi cemalini kuluna tanıtmak için. Allah diyor ki kâinata bakıp beni tanıyabilirsiniz. Bizler beşer olarak Allah’ı arayıp bulmak için kâinata bakmamız lazım” dedi.

“Buraları tefekkür etmenin ayrı bir sevabı var”

Üstün, “ Kâinatta her şey Allah’ın hikmeti ve sanatıdır. Ağaçların yazın su olmasına rağmen çiçek açması, sonra kuruması gibi. Kışın sulu olmasına rağmen yaprak açmaması kendini donmaması için korumaya alması, bütün bunlar hepsi tefekkür gerektirir. Bir ağaç Rabbini dinliyor, kışın suyunu çekmiyor ancak yazın nemden suyu çekip meyve veriyor. Bütün bu doğada gördüğümüz olaylar bize Allah’ı tanıtıyor. Bizimde Allah’a olan bağlılığımız tabii ki namazla, ibadetle ve tefekkürle geliyor. Herkese tavsiye ederim. Şehrin gürültüsünden sıyrılıp bu ortamlara gelip ferahlamalarını herkese tavsiye ederim. Hem psikolojiye iyi geliyor hem maneviyata iyi geliyor. Buraları tefekkür etmenin ayrı bir sevabı var. Çok güzel herkese tavsiye ederim.

“Türkiye ve Avrupa’nın çoğu yerini gezdim ama böyle bir yer görmedim”

Nevşehirli olup Almanya’da ikamet eden Yahya Altın, tavsiye üzere yüzen adaları görmek için 700 kilometre yol yapıp Bingöl’e geldiğini ifade ederek, “Almanya’dan geliyorum. Arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine geldim. Bu doğa harikasını görmek için yaklaşık 700 kilometre yol yaptık. Gerçekten mükemmel bir yer. Türkiye ve Avrupa’nın çoğu yerini gezdim ama böyle bir yer görmedim. Mükemmel bir yer, arkadaşlara tavsiye ederim.” dedi.

“Adaların yüzeceğine ilk etapta inanmamıştım”

Altın, “İlk etapta adaların yüzdüğüne inanmak istemedim ama sağ olsun görevli arkadaş bizi adacıklar üzerinde gezdirdi, gerçekten de yüzüyor. İlkin baş dönmesi gibi bir hal oluyor ancak sonradan alışıyor insan.” ifadelerini kullandı.

“Yüzen adalara yurt içi ve yurt dışından ziyaretçiler geliyor”

Bölge halkından olan İlyas Özdoğan, “Yüzen ada, doğal olarak üç parça çimden oluşan bir ada. Çok güzel ve serin bir havası var. İnsanlar genelde yurtdışı ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ziyaretlere geliyorlar. Özellikle yurt dışından tatile gelenler uğruyor. Merak edip yüzen çimlere çıkmak isteyenler oluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığından yüzen ada çevresine seyir noktaları gibi çalışmalar yapmalarını bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Yüzen adalar:

Solhan ilçesine bağlı Hazarşah köyü Aksakal göl mezrasındaki Yüzen Ada, o yörede yaşayan halk tarafından keşfedilmiştir. Bingöl-Solhan karayolunda 4.5 km uzaklıktadır. Yüzen Ada tamamen doğal bir oluşumdur. Gölün üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilmiş düz arazi üzerinde bulunan krater gölü konumundadır. Gölün şimdiki alanı 300 m2'nin üzerindedir. Gölün derinliğinin 50 metreden fazla olduğu düşünülmektedir. Yaz ve kış aylarında su seviyesi aynı kalmaktadır. Su tatlı ve berrak olup, herhangi bir madensel tuz ihtiva etmemektedir.

Gölün ortasında hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur dişbudak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır. Ayrıca gölün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir. Çevresi meşe ve yeşil alan ile kaplıdır.  (İLKHA)