• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Baykar millî teknoloji MTAL için iş birliği protokolü imzalandı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Özdemir Bayraktar Millî Teknoloji Merkezinde düzenlenen iş birliği protokol imza töreninde yaptığı konuşmada, yıllardan beri uygulanan yanlış eğitim politikaları nedeniyle eğitim sisteminde uzun süre travmaların yaşanmasına yol açtığını söyledi.

Söz konusu uygulamaların akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitimden uzaklaşmasının hedeflendiğini ifade eten Özer, şunları söyledi: 2000'li yıllarda 'Aradığım elemanı bulamıyorum, çırak bulamıyorum, kalfa bulamıyorum.' şeklinde ülkemizde yıllardan beri bu gök kubbede şikâyetler ortaya çıktı. 2012 yılında katsayı uygulaması kaldırıldıktan sonra tüm Millî Eğitim Bakanlarımız, mesleki eğitimi güçlendirmek için çok ciddi çalışmalar, gayretler, emekler harcadı. Bizim yaptığımız şey şuydu: Mesleki eğitimin güçlendirilmesiyle ilgili artık 1940'lı, 1950'li yıllarda olduğu gibi ana istihdam kaynağı artık devlet değildir çünkü devlet, istihdam kaynağından çekilmiş, kendi gerçek fonksiyonlarına dönmüş. Artık özel sektör serbest piyasa iş gücü dinamiklerini belirlemeye başlamıştır. O zaman yapmamız gereken, sektör temsilcileriyle birlikte mesleki eğitimi yeniden inşa etmek. Bakan yardımcılığımda da Bakanlığım döneminde de özel sektörden istediğimiz şu oldu: Bize okul binası yapmayın çünkü bunu kaldırabilecek bütçemiz, gücümüz var. Eğitimde fırsat eşitliğiyle ilgili çok sayıda sosyal politika istikrarlı bir şekilde uygulandı. Dolayısıyla bütçeyle ilgili problemimiz yoktu, gelin mesleki eğitimi birlikte dizayn edelim. Mesleki eğitimde müfredatı birlikte güncelleyelim. Öğrencilerin beceri eğitimlerini birlikte planlayalım. Öğretmenlerimizin mesleki alan ve atölye öğretmenlerimizin iş başı ve mesleki gelişim eğitimlerini birlikte planlayalım ama istihdama öncelik tanıyalım. İstihdamla ilişkilendirelim eğitimi. Aslında gördük ki sektör temsilcileri de tüm süreçlerde, mesleki eğitim süreçlerinde aktif olarak yer almak istiyor. Çok kısa sürede Türkiye, sektör temsilcilerinin mesleki eğitim alanına girdiklerine tanıklık etti.

Meslek liselerinin gençlerin yerleşmek için bir biriyle rekabet ettiği bir eğitim türüne dönüştüğünü vurgulayan Özer, "İlk adımı ASELSAN ile attık. Savunma sanayi alanında bu kadar güçlenen, artık yerli imalata önem veren, Türkiye'nin bu alanda eğitim gelen tek bir okulu yoktu. ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ilk kez yüzde 1'lik başarı diliminden öğrenci almaya başladı. Sonra Teknopark İstanbul gibi her geçen gün örnekleri sürekli artan en başarılı öğrencilerin sürece dâhil olduğu, kariyerini orada gördüğü bir yönelimle mesleki eğitim güçlenmeye başladı." değerlendirmesini yaptı.

Aynı zamanda mesleki eğitimin üretim kapasitesini de artırmaya çalıştıklarını belirten Özer, "Döner sermaye kapsamındaki üretimde üç amacımız vardı: Birincisi, yaparak öğrenmek. Yani yaparak öğrenmeyi eğitimin göbeğine, odağına oturtabilmek... İkincisi, iş gücü piyasasıyla mesleki eğitimin üretimini öyle senkronize yapalım ki bunu yaptıktan sonra istihdam edilebilirliklerini artırabilmek. Üçüncüsü de biliyorsunuz, döner sermaye kapsamında üretime katkı payı olarak öğrenciler asgari ücret kadar öğretmenlerimiz ise iki asgari ücret kadar ücret alabiliyorlar.

 İşte bu hamlelerle 2018-19 yıllarında 200 milyon olan üretim kapasitesini 2022 yılında 2 milyara yükselttik. Bu seneki hedefimiz 3 buçuk milyar. Öğrencilere dağıttığımız pay 100 milyon, 200 milyon TL'yi ise meslek lisesindeki öğretmenlerimize dağıttık. Yani öğrenci okurken emekle hakkaniyetli ilişki kurmaya başladı." ifadelerini kullandı.

Konuşmasında, ahilik kavramının kökenine işaret eden Bakan Özer, ahiliğin kökeni ile mesleki eğitimde gerçekleştirilen eğitim türünün tam olarak örtüştüğünü vurguladı. Özer, "Selçukluya baktığınız zaman Osmanlıya baktığınız zaman aslında değerler eğitimi hep esnaf üzerinden, zanaatkâr üzerinden inşa edilmeye çalışılıyor çünkü ekonomik örnekler, bu değerler ortaya kondukça toplumdaki yaşayış biçimi de ona göre şekilleniyor." diye konuştu.

Mesleki eğitimdeki üretim kapasitesinin artırılmasıyla beraber mesleki eğitimde AR-GE dönemini başlattıklarını dile getiren Özer, "Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Külliye'de 55 AR-GE merkezinin açılışını yaptık. Mesleki eğitimde AR-GE konuşulmaya başlandı. Bu, bir tarihtir." dedi.

Özer, meslek liselerinin artık inovatif çalışmaların yapıldığı yerlere dönüştüğünü belirterek sözlerine şöyle devam etti: 2000'li yılların başlangıcında Millî Eğitim Bakanlığının tescilini almış olduğu ürün sayısı yılda 2,9'du. Patent, faydalı modern marka ve tasarım tescili... Ticarileşmeden bahsetmiyorum. 2022 yılını 8 bin 300 fikrî mülkiyet tescili ile kapattık ve bunun 184'ü ticarileşti. Meslek liseleri artık yurt dışına ihracat yapmaya başladı. Sadece ürünü ihraç etmiyor, o ürünü üreten makineyi de üretebilir duruma geldi meslek liseleri. Yani siz üreten ülke yolunda bir büyüme iddiasıyla yola çıkıyorsanız ve eğitim sisteminde onun karşılığı olan gelişmeye dinamik bir şekilde üretemezseniz bu üretimi sürdürebilir kılmanız mümkün değil. İkinci yaptığımız en kritik hamle, bizim yıllardan beri unuttuğumuz çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitiminin verilmiş olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelerin en önemli insan kaynağı ihtiyacı olan çırak, kalfa ve usta yetiştiren mesleki eğitim merkezlerinin yeniden dönüştürülmesiydi.

25 Aralık 2021'de mesleki eğitim kanununda yapılan dönüşüme değinen Bakan Özer, bu dönüşüm sayesinde hem işveren hem de gençler için mesleki eğitim merkezlerinin oldukça cazip hâle geldiğini aktardı. Özer, söz konusu dönüşüm öncesinde Türkiye'deki çırak, kalfa ve usta sayısının 159 bin olduğunu, dönüşüm sonrasında mesleki eğitim sisteminde bugün 1 milyon 410 bin çırak, kalfa ve usta sayısına ulaşıldığını kaydetti. Özer, "Kısaca mesleki eğitim artık, o 28 Şubat sürecinin müdahalesiyle ülkenin ekonomik kalkınmasını tamamlamaması için yapılan müdahale sonucundaki yaşamış olduğu travmayı atlattığı gibi Türkiye Yüzyılı olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın çerçevesini çizmiş olduğu o yeni yüzyılda ülkemizin bu alandaki insan kaynağını yetiştirmek için çok daha dinamik olarak hazır ve nazırdır." ifadesini kullandı.

Mesleki eğitim sistemine son zamanlarda yeni hamleler eklemeye başladıklarını söyleyen Bakan Özer, "Özdemir Bayraktar Havacılık ve Uzay Teknolojileri Meslek Lisesi, Türkiye'nin ilk bu alandaki ilk meslek lisesini Ankara'da açtık ve ilk kez bu yeni eğitim öğretim yılında öğrenci almaya başlayacak." bilgisini paylaştı.

"Baykar Millî Teknoloji Meslek Lisesi, çok özellikleri olan bir meslek lisesi olacak"

Özer, gerçekleştirilen imza töreni programının öneminden söz ederek konuşmasına şu sözlerle devam etti: Bugün burada da son onlu yıllarda, ülkemizin vatandaşlarına güven veren, düşmana da korku salan savunma sanayi hamlelerinin en itici gücü olan Baykar grubunun içinde bu büyümeyi sürdürülebilir kılmak için Baykar Millî Teknoloji Meslek Lisesi'nin kurulmasıyla ilgili çok önemli bir arifedeyiz. Bugün imza töreninde bir aradayız. Burada çok özellikleri olan bir meslek lisesi olacak. Birincisi, sınavla öğrenci alacak ama sadece sınavla öğrenci almayacak, aynı zamanda sınavla yerleşen öğrenciler mülakattan geçecek. İkincisi hazırlık okulu olacak, İngilizce bir yıl hazırlık okulu olacak. Bu alandaki, Baykar grubundaki uluslararası uzmanlar derslere girecek. Öğrenciler, dışarıda savunma sanayiyle ilgili beceri eğitimi almak için yer aramayacak, doğrudan burada beceri eğitimini alacak. Her bir öğrenci, şu andaki okullarımızdaki en yüksek oranda bursla desteklenecek. Millî Eğitim Bakanlığı sistemi içinde asgari ücretle ilişkilendirilmiş burs alan bir okul türümüz yok. İlk kez bu okulumuz, tüm öğrenciler, 50 öğrenci alacağız, her bir öğrenci asgari ücret kadar burs alacak, asgari ücret değiştiği yükseldiği zaman o burs miktarı da yükselmiş olacak. Lisemizin hayata geçirilmesinde büyük emek veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Lisemizin, hem mesleki eğitime hem de ülkemizin geleceğine hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir