Psikolog Güneşer: Beğenilme arzusu duygusuyla kendi karakterlerinden ödün vermiş oluyorlar
Sosyal medyada beğenilme duygusunun oluşturduğu etkileri hakkında konuşan Psikolog Özge Güneşer, insanlar yalnız kaldığı ve sosyal becerilerinde eksiklik yaşadığı için beğenilme arzusunu ön plana koyup sosyal medya kullandıklarını belirtti.
Teknolojiyle beraber hayatın bir parçası haline gelen dijital medya, sosyal medyada beğenilme arzusu ve benlik duygularının kabartılmasıyla özellikle çocuk ve gençlerde bağımlılık riski oluşturuyor.
Teknolojinin gelişmesi, sosyal platformların artmasıyla birlikte dünyanın her yerinden milyarlarca insan farklı platformlarda ortak bir alanda buluşma imkânı elde ederken bu durum aynı zamanda olumsuz sonuçlara da sebep olabiliyor.
Konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Psikolog Özge Güneşer, "Bu tür durumların önüne geçilmediği zaman önce öz benlik saygısı düşüklüğünden başlayarak çok daha tehlikeli boyutlara varabiliyor." dedi.
"Kontrolsüz bir şekilde sosyal medya kullanırsak benlik algımız zayıflayabilir"
Sosyal medyanın günümüzde hayatımızda çok yer aldığını belirten Güneşer, "Birçok arayışta olduğumuz platformlar var. Beğenilme duygusu da arayışta olduğumuz konulardandır. Bu duygu içerisinde kontrolsüz bir şekilde sosyal medya kullanırsak benlik algımız zayıflayabilir. Beğenilme arzusunun temeline bakmakta fayda var. İnsanlar yalnız kaldığı için ve sosyal becerilerinde eksiklik yaşadığı için beğenilme arzusunu ön plana koyup sosyal medya kullanabiliyorlar. Bu nedenle olumsuz bir yansıması söz konusu oluyor." diye belirtti.
"Kendi kişiliklerinden ve bedenlerinden uzak bir insan profili yaratıyorlar"
Sevinme, beğenilme ve ait olma evrensel bir ihtiyaç ama bunlar kontrol altına alınmadığında insanların sosyal medyada çok farklı şeyler gösterebildiğini söyleyen Güneşer, "Kendi kişiliklerinden ve bedenlerinden uzak bir insan profili oluşturuyorlar. Bu tür şeyler büyük bir risk oluşturuyor. İnsanlar sürekli mutluymuş gibi pozlar veriyor. Kendi standartlarının dışında toplumun kabul gördüğü standartı paylaşıyor. Bu şekilde kendi karakterlerinden ödün vermiş oluyorlar." dedi.
"En büyük risk grubunu genç yaş grubu oluşturuyor"
Güneşer, "Bunların önüne geçilmediği zaman önce öz benlik saygısı düşüklüğünden başlayarak çok daha tehlikeli boyutlara varabiliyor. Duygu –durum bozuklukları depresyon, fizikken kendilerinden memnun olmadıkları için aşırı katı diyetler yapıp bunun sonucunda da tehlikeli hastalıklar görünebiliyor. Bu konuda en büyük risk grubunu genç yaş grubu oluşturuyor." diye konuştu. (İLKHA)