• DOLAR 34.446
  • EURO 36.398
  • ALTIN 2837.225
  • ...
Kur’an Şehidi: Hacı Nuri-foto-video
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
M. Sait Adiyaman Hüseyin Yalçın / Diyarbakır
Diyarbakır’da (Amed) dükkânında Kur’an-ı Kerîm okuduğu sırada PKK tarafından atılan bombayla katledilen 59 yaşlarındaki Hacı Nuri Tangüneş’in yakın arkadaşı Molla Fuat Demir, Hacı Nuri Tangüneş ile arkadaşlıklarını ve şehidin hayatını Doğruhaber’e anlattı. Demir, Hacı Nuri’nin zamanını kitap ve Kur’an-ı Kerim okumakla geçiren bir dava adamı olduğunu söyledi.

İŞTE ARKADAŞI MOLLA FUAT DEMİR’İN DİLİNDEN ŞEHİT HACI NURİ

“Kardeşlerim sokakta açtıkları bir tezgâh üzerinde çocuk giyimi satıyorlardı. Bir gün eve geldiklerinde tezgâhın ve malzemelerin yanlarında olmadığını gördüm. Malzemelerin nerede olduğunu sorduğumda ise bir Müslümanın dükkânına bıraktıklarını söylediler. O şahıs kendilerine istedikleri zaman malzemelerini dükkâna bırakabileceklerini söylemiş. Kim olduğunu sorduğumda ise “Hacı Nuri adında güzel bir Hacı” dediler. Ben de hiç tanımadığı insanlara dükkânının kapısını açacak kadar merhametli ve yardımsever olan Hacı Nuri’yi merak ettim ve tanışmak için dükkânına gittim. Sakallı, mütebessim, münevver bir çehresi vardı. Selam vererek içeri girdim. Beni tanımadığını söyledi. Ben de kardeşlerimin ismini söyledim, ‘Eşya satanlar mı’ dedi. Ben de evet deyince ‘Çok güzel insanlardır’ diyerek karşılık verdi. Böylece Şehid Hacı Nuri ile tanıştık” şeklinde konuştu.

TAM BİR KUR’ÂN VE KİTAP AŞIĞIYDI

“Dava adamı olan Şehid Hacı Nuri, İslami çalışmalarda fevkaladeydi. Ben bazen düşünüyorum, yani Şehid 59 yaşlarında olmasına rağmen nasıl oluyor da her gün kitap okuyor, gece gündüz Kur’an okuyordu. Mesela her gittiğimde başka bir kitap okuyordu. Hatta kitapları aldığı zaman bana da ‘Götür sen de oku’ diyordu. Ben de okuyup tekrar iade ediyordum. Bir gün PKK yine kepenk kapatma eylemi başlatmıştı. Biz 2-3 tane arkadaş Şehid Hacı Nuri’nin dükkânındaydık. İslami hassasiyeti olan insanlar kepenk kapatma eylemi olmasına rağmen dükkânlarını kapatmazlardı. Şehit Hacı Nuri de bunlardan bir tanesiydi. Tedbir olsun diye biz de onun yanındaydık. Bir anda dışarıda bir kargaşa oldu. Ben kalkana kadar arkadaşlarım benden önce davranmıştı. İki tane adam bizim bir arkadaşımızı aralarına alıp dövmeye başlamışlardı. Bu adamlar dükkâna bakarken olmayan sözler sarf etmişler. O arkadaşımız da müdahale edince aralarında bir arbede başladı. Biz de şehit Şeyhmus’un da aralarında olduğu 3 arkadaşla onlara doğru yürüdük. En önde şehit Şeyhmus vardı. Tabi onlara doğru koşunca onlar da arkadaşımızı bırakıp kaçtılar. Korkudan nereye kaçacağını bilemeyip bir avluya atlayıp gözden kayboldular. Şehid Hacı Nuri, ‘Maşaallah bizim gençler zincirleri kopmuş aslanlar gibidir. Ben size kurban olayım. Ben size kurban olmasam niçin yaşıyorum’ diyordu. Şehid Hacı Nuri Müslüman gençlere aşırı derecede düşkündü.”

METANET SAHİBİ BİR ŞEHİT
“Hacı Nuri’nin psikolojisi bozuk bir oğlu vardı. Hasta olan oğlu Dicle Nehri’nde suya girerken orada boğulmuştu. Biz taziyesine gittik. Şehid Hacı Nuri’nin oradaki sabrı, metaneti kayda değerdi. ‘Biz Allah’tan gelmiş Allah’a gideceğiz’ diyordu. ‘Takdir-i ilahi buymuş’ diyerek kendisi bize teselli veriyordu. Çok sakindi. Ben onun gibi çok az insan gördüm. Taziyede nasihat ediyor, sohbetler veriyordu.”

KUR’AN-I KERİM OKURKEN ŞEHİT OLDU
“Şehid olmadan birkaç gün önce yine kepenk kapatma eylemi vardı. Tabi Şehid Hacı Nuri de onlara uymadığı için bunlar onu tespit etmiş, ona suikast yapmayı planlamışlardı. Tabi takdir-i ilahi de ayrı bir şeydir. Hava sıcaktı, dışarıda pek fazla insan da yoktu. Şehid Hacı Nuri de genellikle saat 09.30 ya da 10.00 civarında dükkânını açıyordu. O gün 11.00-12.00 arasında, Şehid Hacı Nuri Kur’an okuyordu. Cüzünü genellikle dükkânda okuyordu. Zaten her gittiğimizde Kur’an’ı önünde açık okuyordu. 4 Ağustos 1993`te tam o sırada, Kur’an’ını açmış okurken bu zalimler Şehid Hacı Nuri kardeşimize bomba atıyorlar. Kur’an’ı da şahittir. Kur’an’ın üstüne kan sıçramıştı. Ve o açık olan Kur’an’a da birkaç tane şarapnel parçası saplanmıştı. O oturduğu yerin tam arkasında küçük bir kitaplığı vardı. O kitapların hemen hemen yarısı o şarapnel parçalarıyla parçalanmıştı. Şehid abimiz o gün o bombayla şehadet şerbetini içti. O şehid olacağını daha önce rüyasında da görmüş ve bizlere anlatmıştı.” Şehid olduğunda tarih 4 Ağustos 1993`ü gösteriyordu.

O GERÇEKTEN YAŞIYORDU
“Cenazesi fakültedeydi. Ben gittiğimde daha musalla taşında yıkanıyordu. Allah şahittir, denilse ki Hacı Nuri canlıdır, yaşıyor, o söz gerçekten yerinde olur. Aradan yaklaşık 4-5 saat geçmesine rağmen kanı akıyor, durmuyordu. Kendisine baktım yaşıyor gibiydi. Gözleri açıktı, bize bakıyor gibiydi. Tabi kendimi tutamadım ağladım. Arkadaşlar beni geri çektiler, ‘Ağlama, bizim kardeşimiz şehid olmuş. Biz şehitlerin arkasından üzülebiliriz, fakat ağlamayız. Çünkü bizim kardeşlerimiz şehadetleriyle bizi ihya ediyorlar. Şehitlerin kanı hiçbir zaman boşa gitmeyecektir. Onların kanı birçok insanın uyanmasına vesile olacaktır inşallah’ diyerek beni teselli ettiler. Şehit ağabeyimizin cenazesini yıkadık. Tekbirlerle, salâvatlarla büyük bir kalabalık eşliğinde arkadaşlarla birlikte Yeniköy Mezarlığı’na defnettik.”

ŞEHİD HACI NURİ MARKSİST LENİNİST ZİHNİYETE KARŞIYDI

Şehid Hacı Nuri, Marksist zihniyete karşıydı ve o zihniyetle ilgili şu tespitte bulunuyordu: “Arkadaşlar, vallahi eğer bunlar gerçekten Kürtlerin haklarını savunsalardı biz de destek verecektik. Biz onlara canımızı bile kurban edecektik. Çünkü Kürt halkının haklarında en önde gelen bir hak İslam dinidir, Kur’an’a göre hükmedilmesidir. Vallahi bu insanların Kürtlerle bir alakası yoktur. Bunlar sadece ve sadece bu Müslüman Kürt halkının çocuklarını komünistleştirip dinsizleştirmek ve yoldan saptırmak için uğraşıyorlar. Biz de eğer bu insanlara uyarsak vallahi yarın mahşer gününde bunun vebalinden asla kurtulamayız. Ve bu Müslüman Kürt halkı da bizim yakamıza yapışacak, Cenab-ı Allah da mahşer günü bunun hesabını bizlerden soracaktır.”

ONUN KANI BEREKET OLDU

“Şehid Hacı Nuri gerçekten tok gözlü bir insandı. Çok fedakârdı. Onun fedakârlığını ne kadar anlatsak da azdır. Şehid Hacı Nuri’nin kanı bir bereket oldu. Birçok Müslümanın uyanmasına sebep oldu. Onun kanı fetihlere sebep oldu. Şehid Hacı Nuri deyip geçmemek lazım. Diyarbakır’da bize Şehadet kapısını açtı. İslami gençliğe bir ışık oldu. Âlimlerin bir sözü vardır: ‘Şehid bir mum gibidir.’ Nasıl ki mum kendini eritip etrafını aydınlatıyorsa Şehit Hacı Nuri de Diyarbakır için böyle oldu. O kendi fedakârlığıyla, kendi mertliğiyle, kendi cesareti ile kendini eritti fakat Diyarbakır Müslümanlarının, Diyarbakırlı Müslüman gençlerin uyanmasına vesile oldu. Çok cesaretliydi. Karşısında bir ordu olsaydı ve tek başına da kalsaydı o hiçbir zaman korkmazdı. O gençleri ihya etti. Camide sohbette otururken gençler hocalarına “hocam bize dua edin biz de Şehid Hacı Nuri gibi şehid olalım” diyorlardı. Gençler, Şehid Hacı Nuri’ye çok özeniyorlardı.

Şehit Hacı Nuri’nin yolunu takip etmenizi isterim. Bütün gençlimize, bütün Müslümanlara tavsiye ediyorum. Şehitlerin yolunu takip edersek Allah’ın izniyle zafere ulaşacağız. Hem dünyada hem de ahirette bizim için inşallah hayırlı olur. Şehadet, Peygamberlerin arzusudur.”
 
 
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir