• DOLAR 34.571
  • EURO 36.061
  • ALTIN 2999.024
  • ...
Genç Kudüs Şurası Başkanı Sinan: Bir sonuç alınabilmesi için Kudüs etkinliklerinin 365 güne yayılması gerekir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dünya Müslümanları tarafından 1979 yılından beri Ramazan ayının son Cuma günü, "Dünya Kudüs Günü" olarak idrak ediliyor. Bugün de düzenlenen çeşitlik etkinlik ve programlarla "Kudüs" ile ilgili farkındalık oluşturularak, Kudüs'ün Müslümanlar için önemine dikkat çekiliyor.

Dünya Kudüs Günü münasebetiyle İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine konuşan Genç Kudüs Şurası Başkanı Hanefi Sinan, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın, Ümmet-i Muhammed'in ortak meselesi olduğunu aktardı.

Kudüs ve Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'nın önemine değinen Sinan, "İnsanlığın yeryüzünde hayat bulmasından sonra Cenabı Hakkın lütfetmiş olduğu bereketli topraklar bütün peygamberlerin uğrak yeri olmuş. Hem manen hem de madden bütün insanlığı besleyen bir ana gibi Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün bulunduğu bölge bütün insanlığa hizmet etmiştir. Bu vesileyle özelde Müslümanların genelde de bütün insanlığın huzur ve barış kapısı olarak önümüzde duruyor. Bu nedenle Müslümanlar acısından çok önemlidir." dedi.

"Kudüs ve Mescid-i Aksa Ümmet-i Muhammed'in ortak meselesidir"

Müslümanların Kudüs'ü ve Filistin davasını nasıl anlaması gerektiğine değinen Sinan, "Filistin ve Kudüs birbirinden ayrıt edilecek iki unsur değil. Kudüs ve Mescid-i Aksa özelini sadece Filistin meselesine indirgemek çok büyük yanlış olur. Mescid-i Aksa ve Kudüs bereketli topraklardır. İslam coğrafyası ve tevhit inancının en önemli merkezidir. Bu vesileyle bütün Müslümanların özelde sorunudur genelde bütün insanlığın sürece bu zaviyeden bakıp bölgenin özgürleşmesi gerekiyor. Sadece Filistin'in ulusal bir meselesi haline getirmek çok yanlış ve tehlikeli bir adım olur. Bugün o topraklarda yaşayan Filistinli kardeşlerimiz bu işin mücadelesini yapıyor. Ama bu mesele sadece Filistin meselesi değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa ümmeti Muhammed'in ortak meselesidir. Bölge işgal altındadır ve bir an önce bölgenin kurtuluşu Müslümanların atacağı adımlara bağlıdır." ifadelerine yer verdi.

"Bu zulümle abat olunamayacağını yakın dönmede bütün siyonist zihniyet görecektir"

Siyonist işgal rejiminin Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirmeye çalıştığı herkesin malumu olduğunu vurgulayan Sinan, devamında şunları söyledi:

"Bu süreç 500 bin senelik bir tarihin içerisinde var olan bir hareket bugün de mevcut siyonist rejim süreci Mescid-i Aksa ve Kudüs özelinde işletmeye başlamış durumdadır. Tamamen zor kullanarak ahlaki sınırların dışına taşarak insani kaygıları göz ardı ederek ciddi bir zulüm ve soykırım içerisindedir. Bu zulümle abat olunamayacağını yakın dönmede bütün siyonist zihniyet ve seyreden insanlık görecektir."

"Siyonist akıl 100 seneden fazladır bölgede çok özel projeler üretiyor"

Konuşmasının devamında Sinan, "Siyonist akıl 100 seneden fazladır bölgede çok özel projeler üretiyor. Projelerden bir tanesi adım adım önce bölgeyi kendi içerisinde bölüyor. Küresel anlamda bölgeye yönelik kendi lehlerine destekler buluyorlar. Bu destekler çerçevesinde bölgedeki Müslümanları ve özelde Filistinlileri bölgeden uzaklaştırmanın bir yoludur. Bölgenin tamamen Müslümanlar nezdindeki hem uluslararası hukuk hem de yerel hukuk nezdindeki varlığını yok etmeye yönelik bir çabadır. Kabul edilemez bir süreç ve buna mutlaka İslam İşbirliği Teşkilatının ve D8 hareketinin müdahil olması gerekiyor. Bu konuda yeterli adımlar atılmadı. İslam coğrafyasının liderleri sadece söylemde kalan bir takım hareketler içerisindeler. Rahmetli Erbakan Hocanın çok güzel bir sözü var. 'İsrail laftan anlamaz, güçten anlar.' Çünkü zalimler sözden değil güçten anlarlar. İsraile de İslam coğrafyası gücünü göstermek zorundadır." şeklinde belirtti.

"Siyonistler Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedini inşa etmeyi hedefliyorlar"

Sinan, "1948'den bu yana atılan adımlardan şunu net bir şekilde görüyoruz. Bölgeyi tamamen siyonist işgalini tamamlayacak şekilde dizayn ediyorlar. Öncelikle Filistin topraklarını, şehir ve köylerini işgal ettiler. İlk aşamada Kudüs'ü ikiye bölerek daha sonra da tamamını ele geçirerek mevcut İslam topraklarını kendi bünyelerine geçirecekler daha sonra da Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedini inşa etmeyi hedefliyorlar. Bu saklı gizli bir konu değildir. Bütün tarihçiler, ilahiyatçılar ve siyasetçilerin de çok net bildiği bir meseledir. Fakat çok fazla kamuoyunun gündemine getirilmiyor. Müslümanların özelinde konuştuğu bir mesele haline dönmüş durumdadır." ifadelerine yer verdi.

"Filistin direnişi çok önemlidir"

Filistin direnişinin önemine değinen Sinan, şunları aktardı

"Direniş aslında sadece Müslümanlar için değil yeryüzündeki insanlık için de çok önemlidir. Bunu bir kısım Hristiyanlar ve vicdan sahibi insanlığın bir kısmı da aslında bunu anlamış durumdadır. Filistin özelinde Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgürleşmesi demek aslında yeryüzündeki ifsadın ve mevcut zihinsel sapmanın, hastalıkların ve yeryüzündeki zulmün bitmesi anlamına geliyor. Ne zamanki bu topraklar özgürleşti yeryüzünde huzur ve barışın tabana yayıldığını tarihten görüyoruz. Bu açıdan Filistin direnişi çok önemlidir."

"Hayatı, iman ve cihat eksenli bir düşünce haline görüştürmemiz gerekiyor"

Filistin ve Kudüs davası bütün bir ümmetin sorumluluğunda olan bir dava iken İslam âlemi fakruzaruret içerisinde olduğunu söyleyen Sinan, "Allah bizi bu zilletten kurtarsın. İslam ümmeti seküleşme sürecinden etkilendiği mevcut dünyevileşme sürecini bir yaşam tarzı haline getirdiği an etkisi azalıyor. Etkisi azaldıkça da maalesef bu iş söylemin dışın taşmıyor. Tekrar kendi kotlarımıza dönmemiz lazım hayatı kendi içimizde bir iman ve cihat eksenli bir düşünce haline görüştürmemiz gerekiyor. Böle olduğunda inşallah başarılı olacağız." dedi.

"Müslümanların ortak bir hamlesi ancak israile geri adım attırabilir

Uluslararası hukuka ve anlaşmalara rağmen Batı dünyası Filistin'deki işgal ve katliamlara sessiz kaldığını hatırlatan Sinan, "Birleşmiş milletler nezdinde ve uluslararası ceza mahkemelerin nezdinde olsun israil aleyhine bugüne kadar birçok konu uluslararası hukuk nezdinde gündeme geldi ve sonuca bağlandı. Zalimler güçten anlar. İnsani ilişkiler çerçevesinde geri adım atmaları mümkün değildir. Müslümanların ortak bir direnişi ortak bir hamlesi ancak israile geri adım attırabilir." diye konuştu.

"Bu bir anormalleşme hareketidir"

"Normalleşme" adı altında siyonist işgal rejimi ile anlaşmalar yapılamasına tepki gösteren Sinan, "Normalleşme ifadesini kullanmak bile çok büyük bir tehlikedir. Sürece şöyle bakmak lazım. Bu bir anormalleşme hareketidir. Siyonizm ile bir arada ortak bir çatı altında bulunmak süreci birlikte işletiyor görüntüsünü oluşturmak normal bir hareket değildir anormalleşme harekettir. Bunu bu şekilde algılamak gerekiyor. Maalesef bütün dünyanın özelde Müslümanların anormalleştiği bir süreci yaşıyoruz. Üzüntü verici bir durum." diyerek işgalcilerle normalleşme yapan ülkelere tepki gösterdi.

"Kudüs'ün özgürlüğünün bir gün gerçekleşeceğine iman ediyoruz"

Son olarak Sinan, "Kudüs günü, Kudüs günleri ve Kudüs hastası çok önemlidir. Dünya Kudüs gününden önce Miraç Kandili'nin bulunduğu zaman diliminde Kudüs haftası vardı. Bu insanlık için aslında çok özel bir zaman dilimi bunu 365 güne yaydığımız zaman sonuç alacağız inşallah. Bugün başlayıp 365 güne yayıldığı zaman siyonizm bu konuda gerekli dersi alacak ve bölgeden çekilecek inşallah. Bu bizim için tohum mesafesindedir. Bu tohumun bir gün yeşereceğine iman ediyoruz." dedi. (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir