Tarihi Maraş Çarşısı'nda 61 yıldır esnaflık yapan ve sahip olduğu 1 dükkân, 3 dairesi depremde yıkılan Karaokur, İLKHA muhabirine deprem gecesi ve sonrasında yaşadıklarını anlatarak insanların sahip oldukları dünya malına güvenmemeleri gerektiğini söyledi.

Karaokur, "Depremde Başahşehir'deydim. Sabah namazına diye kalktım, baktım ki saat 04.10 geçiyor. Namaz vakti gelmediği için lavaboya gidip geldim. Daha yatağa uzanmadan 3 dakika içerisinde sallanmaya başladık. Hanım şehadet getirmemi istedi. Binanın 8'inci katında öyle bir sallanıyorduk ki beşiğin sallanması yanında hiçbir şey. Bina gidip geliyordu. Canımızı zor kurtardık. Evin kapısının dışına geldiğimizde yeniden sallandık. 8'inci kattan aşağıya nasıl indiğimizi, arabaya nasıl bindiğimizi bir Allah bilir. 21 bloklu siteden 1,5 saatte ancak çıkabildim. Sitenin karşısında bir zeytinliğim vardı. Kar yağıyor, hava buz gibiydi. Sersemlik devam ediyordu. Herkes yollara düşmüştü. 3 şeritli yol tıkandı. Olduğumuz yerde 2.5 saat arabanın içerisinde yattık. Tuvalet ihtiyacımız var ama 2.5 saat sonra yol açılabildi. Camiye gidip ihtiyacımızı giderdik. Herkes bağrışıyor, evler yıkılmış. Dereköy'de bir bağım vardı. Her yer yıkıldığı için bağa gitmek için yola koyulduk. 5 kilometrelik yol tam 3 saat sürdü. Oraya vardığımızda duvarların yıkıldığını gördük. Ne kadar eşya aldıysa hepsini alıp 700 metre yürüyerek bağa gittik. Vardığımızda suyun, elektriğin olmadığını gördük. Telefonlar çalışmıyordu. Neyse ki kurulu sobamız vardı, Allah'a şükrettik." dedi.

"İnsanlar bundan ders almıyorsa hiç bir şeyden ders almazlar"

Öğlen yaşanan 7.6'lık depreme bağda yakalandıklarını belirten Karaokur, "Allah düşmanımın başına vermesin. Kıyametin alametiydi. İnsanlar hangi konumda olduklarına bakmasınlar. Ben değil biz varız. Biz varsak her şey var. 3 gün ne su ne elektrik ne de telefon vardı. Elimizde çörek, bulgur ve yoğurdumuz vardı. Allah'a şükrettik. 3 günün sonunda elektrik geldi. 3 gün boyunca mum ışığıyla, gaz lambasıyla idare ettik. Ona da şükür. Artçı depremler devam ediyordu. Bazen dışarı çıkıp ateş yakıyorduk. Allah bir daha göstermesin. Bu insanlar bundan ders almıyorsa hiç bir şeyden ders almazlar." diye konuştu.

"Yatım da katım da vardı ama şimdi hiçbir şeyim yok"

Karaokur, "Ben akrabalarımı, en yakınlarımı kaybettim. Sayabildiğim kadarıyla 87 kişiyi kaybettim. Daha bilemediğim komşularım var. Tarihi kapalı çarşının (Maraş Çarşısı) dernek başkanıyım. Dün gelip darabamı yaptırdım. Bugün de gelip mallara baktım, temizlik yaptım. Başakşehir'deki evimden eşyalarımı Dereköy'deki bağıma taşıdım. Bir lokantam var. Oradaki kiracımın malları enkazda kalmış. Ayrıca apartmanda 3 dairem vardı onlar da yıkıldı ama canımız sağ. Her şeyin başı budur. Allah yardım edenlere daha çok versin. Bu millete bu acıları bir daha yaşatmasın. Dün adamın bir ton altını vardı bugün toprağın altında. Nereye götürecek buy parayı. Benim yatım da katım da vardı ama şimdi hiçbir şeyim yok. Bu kıyametim alametidir. İnsanlar bunu iyi bilsinler. Bir an varsın 2 saniye sonra yoksun. Bundan ders alınmalı. Herkes ders almak zorunda. Ben yaşadım başkası yaşamasın." şeklinde konuştu. (İLKHA)