Bilindiği gibi yüce Yaradan bir Ramazan-ı şerifi daha görmeyi nasip etti. Göremeyip ahirette intikal eden mümin ve dava arkadaşlarımızın mekanlarının, ikramı ve Rahmeti bol olan yüce Mevlamızdan cennet olmasını temmenni ederiz. Bilindiği gibi yüce Rabbimiz değişmez hayat rehberimiz Kur`an-ı Kerim’de “Önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” diye Müslümanlara oruç ibadetinin bir uyarı mahiyetini taşımaktadır. İman Akidedir. İslam ise farz olan ameldir. Bu farz olan ammellerin ne şekilde ve nasıl ifa edileceği konusunda alimlerimiz yeteri kadar bizleri aydınlatmışlardır. Bu amel ve ibadetlerimizi pratiğe dökerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini detaylandırmışlardır. Özellikle mübarek Ramazan ayını, Rabbimiz muayyen bir süreye takdir etmiştir. Efendimiz(SAV)’in “Şaban ayı benim, Recep Allah`ın, Ramazan ayı ise ümmetimindir” diye nitelendirdiği bu ayda, Kur`an-ı Kerim`in nazil olması, Leyl-i Kadir (Kadir gecesi)’in bu ayda olması elbetteki diğer aylardan farklılık ve ehemmiyet arz eder. Bu aydaki ibadetlerimiz, mukabele ve hatimlerimiz, vereceğimiz iftar yemekleri ve teravihler… Özellikle bu ayda evimizin bir bölgesini nezih bir ortama dönüştürmeliyiz. Hira mağarasına dönüştürmek için çaba sarf etmeliyiz. İmkanlarımız dahilinde bu ayki ibadetlerimizi tüm aylara yaymalıyız. Çalışmalarımızı etkili ve işlevsel bir duruma getirmeliyiz. Yüce Yaradanımızın emirlerine sarılıp mucibince yaşamalıyız.

Hayatımızda bu mübarek ayı bir dönüm noktası, bir sonun başlangıcı kılmalıyız. İftar sofralarımızda her zaman olduğu gibi tanıdık şahsiyetlerin dışında başka simalara yer ayırmalıyız. İçinde bulunduğumuz dairenin sınırlarını zorlamalıyız. Bu mübarek ayı fırsat bilip elimizin ve sesimizin gidebildiği yere kadar inancımızı ve aziz davamızı götürüp duyurmalıyız. Hele içinde Leyl-i Kadir’i barındıran bu ayın bu gecesini hiç mi hiç ihmal etmemeliyiz. Çünkü değişmez hayat rehberimiz Kur`an-ı Kerim’de “Doğrusu biz Onu, Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu Sana ne bildirdi. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gece Melekler ve Ruh (Cebrail AS) Rablerinin izniyle iner durur. O gece tan yerinin ağarmasına değin bir esenliktir.” (Leyl Suresi)

İşte bu mübarek gecenin vakti, her ne kadar muayyen bir gecede olmasa da imkanlar dahilinde ifade etmeye çalışalım. Özellikle dua ve niyazı hiç bir zaman ikinci plana erteleyip ihmal etmeyelim. Ümmetin arasında yaşanan fitne ateşinin sönmesi için kalplerin sahibine yönelip dergahında el pençe olalım. Hani Hz. İbrahim(AS)`i ateşe attıklarında yüce Rabbimizin fermanıyla “Serin ve selametli ol” denilmişti ve ateş bir anda emre uymuştu. Ümmetin arasındaki bu fitne ateşinin de Hz. İbrahim(AS)’in ateşi gibi sönmesini her an Rabbimizden niyazda bulunalım. Ümmetin önde gelen Seyda, lider ve onur sahibi şahsiyetlerinin önerilerine kulak verelim.

Rabbimizin, dergahında orucumuzu ve ibadetlerimizi makbul ve mebrur ve mukafata değer kılıp zayi etmemesi dileğiyle Allah`a emnat olun.

Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun!

 

Ömer DURSUN - Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi