• DOLAR 32.548
  • EURO 34.932
  • ALTIN 2427.286
  • ...
Delile gerek yok! Cezanız 182 yıl hapis
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Remzi Kalkan / İstanbul
Yargının özellikle İslami davalarda verdiği skandal kararlar listesine bir yenisi daha eklendi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2009 yılından beri devam eden ve 33 kişinin yargılandığı dava sonuçlandı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, hiçbir suçları olmayan insanlara ‘özgeçmişiniz var’, ‘camide çocuklara ders verip ders aldınız’ diyerek ceza yağdırdı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlanan davada aralarında 3 bayanın yer aldığı 29 kişiye ‘örgüt üyeliği’ iddiası ile toplam 182 yıl ceza verdi.
 
Tüm Türkiye’nin gözleri önünde insanları şiddete davet eden, ortalığı yakıp insanların mallarını yakanlar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorken Müslümanlara sudan bahanelerle ceza yağdıran mahkeme adeta ‘İstiklal Mahkemeleri’ gibi davranıyor.

3’Ü BAYAN 29 KİŞİYE 182 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 yıldır devam eden davanın karar duruşmasında, mahkeme heyeti tarafından oy çokluğu ile Alaaddin Yalçın, Ali Gülistan, Alican Menteş, Bahattin Şimşek, Bekir Turan, Cesareddin İnan, Emine Çiçek, Halis Avcı, Hıdır Sungu, İnan Aykal, Kadife Filiz, Kudbaddin Güneş, Mahmut Şener, Mehmet Vakit, Mehmet Nuri Geşgin, Mirza Çoban, Muharrem Yeşilçınar, Mustafa Akkılıç, Muzaffer Yeşilbudak, Seyfettin Sevim, Süleyman Duman, Hayri Altunbaş, Münir Tan, Tülay Sungu, Yılmaz Gezgin, Zeki Yanardağ, Zulfikar Kurtay, Abdulkadir Kahraman ve Yahya Atilla’ya verilen 5’er yıllık hapis cezası arttırılarak her bir sanığa ayrı ayrı olmak üzere 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
 
Toplamda 3’ü bayan 26’sı erkek olmak üzere 29 kişiye 182 yıl hapis cezası verildi. Davadan yargılanan Nurhayat Geşgin ve Mehmet Ali Kantar beraat ederken savunması alınamayan sanıklar Zehra Taşan ile Gülçihan Elçiçek hakkında açılan davanın dosyadan tefrikine karar verildi.

YARGI İKİYÜZLÜ DAVRANIYOR
Yazılı olarak hiçbir delilin olmadığını, sadece bilgisayar çıktısı bulunduğu belirtilen bir özgeçmiş raporu ile böyle bir cezanın verilemeyeceğini belirten dava avukatlarından Av. İlhami Sayan, son savunmada “Dosyadaki mevcut özgeçmiş, el yazısı değildir, imza taşımamaktadır, bilgisayar çıktısıdır.
 
Yargıtay sol örgütlerle ilgili içtihatlarında sadece öz geçmiş raporunun örgüt üyeliğinin delili olarak kabul etmiyor. Ancak sol örgütler için aranan bu kriterler İslami camialar için aranmamaktadır” dedi.
 
Bu özgeçmişlerin suç bile kabul edilmesi halinde ele geçirildikleri 17 Ocak 2000 yılının değil özgeçmişlerin verildiği iddia edilen 1996 yılının göz ününe alınması gerektiğini belirten Sayan, bu tarih itibariyle de davanın zaman aşımı dolmuş bulunmaktadır. Bu nedenlerle öncelikle sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi ve zaman aşımının dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

ZAMAN AŞIMI VAR CEZA VERİLMEMELİ
Av. Mahmut Doğan da “Bu dava dosyasında özgeçmişlerin 1995-96’lı yıllarda verildiği iddia edilmektedir. Özgeçmişlerin müvekkillerce verildiğinin delili olmamakla birlikte 1995 yılından sonra örgütle bağlantılarının devam ettiğinin delili yoktur, zaman aşımı dolmuştur.
 
Bu haliyle sanıklara beraat verilmesini ya da zaman aşımından dosya ile ilgili düşme kararı verilmesini talep ediyorum” dedi.

‘CEZA İÇİN KESİN VE İNANDIRICI DELİL BULUNMAMAKTADIR’
Mahkeme heyetinin 29 kişiye 182 yıl hapis cezası verdiği karar duruşmasında, bir karşı oy kullanıldı. Kullanılan karşı oyda “Örgütsel doküman olarak nitelendirilen bilgilerin sanıklar tarafından örgüte verildiği yönünde mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmamaktadır.
 
Sanıkların kimlik bilgileriyle çelişkiler içeren dokümanlar nedeniyle sanıkların cezalandırılması hukukun evrensel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” denilerek şu ifadelere yer verildi: “Sanıkların herhangi bir şekilde kendilerini gizleme ihtiyacı duymadan toplumla kaynaştıkları, çeşitli sosyal alanlarda legal faaliyet gösterdikleri görülmektedir.
 
Öz geçmiş raporlarının kaydedildiği iddia edilen bilgisayarların ele geçirilme tarihinin suç tarihi olarak kabul edilmesi hukuken kabul edilemez.”

NEDEN 3 AY KALA DAVA AÇILDI?
“Sanıklar hakkında 3 ay sonra dava açıldığında davanın zaman aşımı nedeniyle düşürüleceği açıktır.
 
Zaman aşımının dolduğu dokümanların verildiği tarihten davanın açılmasına kadar zaman aşımını kesen herhangi bir neden bulunmadığı anlaşıldığından sanıklar hakkında açılan davanın düşürülmesi gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun mahkûmiyet ve beraatlara yönelik görüşüne katılmıyorum.”
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir