Erdinç isimli sosyal medya kullanıcısının paylaşımına göre, son zamanlarda iki köpek vahşeti meydana geldi. Biri İngiltere’de olurken biri de Türkiye’de. Her iki olayın da kurbanı ufak çocuk. Her iki olay da korkunç. Her ne kadar olaylar benzerlik gösterse de tepkiler ve yaptırımlar aynı değil. Her iki olayın kıyasını yaparak içinde bulunduğumuz vahameti görmeye çalışalım.

İngiltere

Geçtiğimiz gün İngiltere’de 4 yaşındaki küçük bir kız evinin arka bahçesinde oyun oynarken bir köpeğin saldırısına uğradı. Alice Stone adındaki bu küçük çocuk parçalanarak öldürüldü. Saldırgan köpek ‘Amerikan Bulldog’ cinsinde bir aile köpeğiydi. 6 hafta önce barınaktan sahiplenilmişti.

Anne, kızının uğradığı saldırıyı fark etmesiyle hemen acil yardım hattını aradı ve bölgeye polisler, sağlık görevlileri geldi. Polis, saldırgan köpek ihbarını alınca hemen evin yakınındaki yolları ulaşıma kapattı. Bölge sakinlerinden evden dışarı çıkmamaları istendi.

Ardından polisler çevredeki evlere "iki el silah sesi duyabileceklerini", endişeye kapılmamalarını belirten bir duyuru yaptı. Daha sonra köpek bir polis keskin nişancısı tarafından vurularak "insani bir şekilde" (kullanılan ifade bu) itlaf edildi.

Olayla ilgili soruşturma sürerken aileye psikolojik destek vermek üzere özel eğitimli uzmanlar görevlendirildi. Pek çok devlet görevlisi ve siyasetçi olayla ilgili konuştu. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak bir açıklama yaptı. Olayın şok edici olduğunu hem kendisi hem de parlamento adına taziyelerini sunduğunu belirtti.

Türkiye

Türkiye'de ise Van'ın İpekyolu ilçesinde, 26 Ocak günü 10 yaşındaki Mete Turna, site içindeki evlerinin önünde başıboş köpek saldırısına uğradı.

Köpek küçük Mete'ye boğazından saldırdı. Köpek saldırdıktan sonra da Mete'nin boğazını ağzında ısırmaya devam etti. O sırada olayı gören bir adam hemen müdahale ederek köpeği uzaklaştırdı. Küçük Mete hemen hastaneye kaldırıldı ama hayatını kaybetti. Zavallı Mete’yi katleden köpek hemen ardından başka bir kimseye de saldırdı.

Köpeğin hala kulağında küpe olmasına rağmen aslında sahipli olduğu, dört gün önce barınakta kendisini sahiplenen kişi tarafından barınaktan çıkarıldığı, fakat sahibinin gene sokağa saldığı öğrenildi.

Köpeğin sözde sahibi adliyeye sevk edildi ve tutuklandı.

Maalesef ki…

Polis, İngiltere'dekinin aksine köpeğin kaçma ihtimaline karşı yolları kesmedi. Nitekim böyle bir tedbir alınmış olsa köpek çocuk Mete’yi öldürdükten sonra başka kimseye saldırmasının önüne geçilmiş olunurdu. Ayrıca polis, insanlara evde kalma çağrısı yapmadı. Çünkü Türkiye'de 2004'ten beri yıllardır başıboş köpeklerin sokaklarda yaşamaları serbest.

Bu olay İngiltere'dekinin aksine Türkiye'de çok büyük bir infiale ve acıya sebep olmadı. Çünkü halkımız çok uzun yıllardır evlatlarının başıboş köpek saldırılarında ölmelerine, kendilerinin başıboş köpek saldırılarına uğramalarına gerektiği şekilde tepki vermiyor!

Birkaç siyasi dışında bu konuda mesaj yayınlayan olmadı. Ana akım, büyük medyada çalışan gazeteciler yorum yapmadı, sanatçılar ölü taklidi yaptı. Hayvan hakları gündem olduğunda yazan milletvekilleri sessizliğini korudu.

Radikal köpek aktivistleri başıboş köpekleri masum göstermek için hayali senaryolar üretmeye, bir çocuğun ölümünü bile çarpıtmaya kalktılar. İçlerine katil/saldırgan köpeği sahiplenmek isteyenler bile oldu!

İngiltere Başbakanı ailenin kendi köpeği tarafından öldürülen bir çocuk için parlamentoda taziyede bulunurken küçük Mete'nin ardından Cumhurbaşkanı bir açıklama yapmadı.

Mete gibi onlarca can kaybedildi fakat başıboş köpek sorununun çözümü için gerekli kanuni düzenlemenin yapılacağını duyamadık!

Avrupa hayranı köpek aktivistleri acaba Avrupa’nın köpek saldırısı karşısındaki tutumunu da takdir edip benimseyecek mi? Yoksa işlerine geldiği gibi davranıp onların tutumunu da Türkiye’deki köpek vahşetlerini de görmezden gelmeye devam mı edecekler?!